Adana Çocuk ve Kadın Hakları Derneği Başkanı Çiğdem Akça: Çocuk işçiliği suçtur, insan hakları ihlalidir”

Gündem 14.06.2023 - 11:37, Güncelleme: 14.06.2023 - 11:37 2932+ kez okundu.
 

Adana Çocuk ve Kadın Hakları Derneği Başkanı Çiğdem Akça: Çocuk işçiliği suçtur, insan hakları ihlalidir”

Adana Çocuk ve Kadın Hakları Derneği (ÇKHD) Başkanı Çiğdem Akça, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamayla, TUİK ve İSİG verilerine dikkat çekerek, ilgilileri konu ile ilgili önlem almaya ve denetim yapmaya davet etti. Akça, “Çocuk işçiliği suçtur, insan hakları ihlalidir” dedi.
  >> SABİT ÖZKESER     “İŞÇİ ÇOCUK SAYISI 2 MİLYON ÜZERİNDE”   Akça,” Türkiye’deki çocuk işçi sayısının 2 milyonun üzerinde olduğu belirtiliyor. İstatistiklerde, sayısı 1,5 milyonu bulan çırak, stajyer ve meslek eğitimi gören öğrenciler, çocuk işçiliğinin ana gövdeleri yer almıyor. Öte yandan çocuk işgücü anketleri, Türkiye’de mevsimsel olarak, çocuk işçiliğin en az olduğu Ekim ile Aralık aylarında yapılıyor, bu da çocuk işçiliğin gerçek boyutlarını gizliyor” diye konuştu.   “18 YAŞINA KADAR HER İNSAN  ÇOCUK SAYILMAKTADIR”   ÇKHD Başkanı Çiğdem Akça, açıklamasında daha sonra şu görüşleri dile getirdi:   “Çocuk işçiliği; çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar veren işlerde çalıştırılmaları olarak tanımlanabilir. Daha geniş bir ifade ile çocuklar için zihinsel, fiziksel, toplumsal ya da ahlaki açılardan tehlikeli ve zararlı işler, okula düzenli devam etmelerini engelleyerek eğitimlerini aksatmalarına veya okullarından erken ayrılmalarına yol açacak işler ve çocukların okula devam ederken uzun süren ve ağır işlerde çalıştırılmaları ‘çocuk işçiliği’ kavramı altında değerlendirilir. 18 yaşına kadar her insan çocuk sayılmaktadır. Çocuk işçiliği, çocukların emek gücü olarak kullanımı, dolayısıyla onların sağlık, güvenlik ve eğitim haklarının çiğnenmesi demektir. Bu nedenlerle çocuk işçiliği kabul edilebilir değildir.Çocuk işçiliği, çocukların eğitimi ile fiziksel, duygusal, zihinsel, ahlaksal ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkileyen çalışmaları kapsamaktadır. Çocuk işçiliği, eğitim hakkından mahrum bırakmanın yanı sıra, çocukların üzerinde fizyolojik ve psikolojik olarak da olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Çalışma, çocukların akranlarıyla vakit geçirmelerine, oyun oynamalarına ve boş zamanlarını değerlendirmelerine engel olmaktadır.”   Akça, çocuk istihdamının özelliklerinden de bahsederken daha sonra şöyle devam etti;   “ Çocuk istihdamı aşağıdaki özellikleri taşımaktadır: •          Çok genç yaşta çalışmaya başlamak, •          Uzun çalışma süreleri, •          Gerek bedensel gerekse psikolojik açıdan kapasitelerini zorlayan koşullarda faaliyet göstermek, •          Çok az bir ücret karşılığı çalışmak, •          Bedensel, ruhsal ve psikolojik gelişimlerini engelleyen; sürekli tekrardan ibaret monoton işlerde çalışmak, •          Baskı, korku ve tehdit altında çalıştırılmak ve buna bağlı olarak heves duymadan faaliyet göstermek, •          Sokaklarda çalışmak Çocuk emeği, çocuk işçiliğin en kötü biçimleri arasında kabul edilen sokakta çalışma, küçük ve orta ölçekli işletmelerde ağır ve tehlikeli işlerde çalışma, aile işleri dışında, ücret karşılığı gezici ve geçici tarım işlerinde çalışma alanlarında yoğunlaşmaktadır. Türkiye’de 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 71. maddesi uyarınca sadece 15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasak ve suç. 2004 yılında çıkarılan “Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’e göreyse, genç işçi 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiyi, çocuk işçi ise 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiyi ifade etmektedir. Özcesi hukuksal mevzuat çocukların istihdamını meşrulaştırıyor… ILO çocuk işçiliğinin nedenlerine şu şekilde değinmektedir: “Çocuk işçiliğinin temel sebepleri yoksulluk, ücretsiz ve kaliteli eğitime erişememe, göç, yetişkin aile bireylerinin işsizliği, geleneksel bakış açısı ve sosyal dışlanma, denetim eksikliği, kayıt dışılık ve ucuz iş gücü talebi olarak sıralanabilir. 1.Çocuk işçiliğine dönük yasal yaptırımların yokluğu, yetersizliği ve denetimsizlik: Çocuk işçiliğine ket vuracak yasal yaptırımlar ve denetimlerin yokluğu, çocuk işçiliğini teşvik etmektedir. Ayrıca çocukların en çok çalıştığı yerler olan küçük işletmeler, ev hizmeti, tarım hizmeti ve sokak işleri, iş kanunu dışında kalmaktadır. 2. Eğitim politikalarındaki sorunlar: Eğitime devletlerin ayırdığı kaynağın düşük oluşu, okulların yerel nüfusa oranla yetersizliği, eğitim hakkının metalaştırılması (paralı eğitim) gibi nedenlerle eğitim sisteminin dışına çıkan çocuklar, çalışma hayatına itilmektedir. Türkiye özelinde ise 2012 yılında yasalaşan 4+4+4 yasası ile zorunlu ilköğretim yaşı 6-13 yaş aralığına çekilmiştir. Bu durumda ortaokulun bitiş yaşı, aynı zamanda çocuk işçiliğinin yaygınlaşma yaşını fiilen 13’e düşürmüştür. 3) Tarımsal üretimin nüfus artışına olan talebi: Az gelişmiş kapitalist ülkelerde, çocuk işçiliği kayıt dışı sektörün yanı sıra tarım sektöründe yoğunlaşmaktadır. Tarımda belirgin masraf oluşturmadan çocukların üretime katılmaları, ailelerin ürün ve dolayısıyla gelir miktarını artırmaktadır. 3. Kayıt dışı sektörün ve KOBİ’lerin ucuz emek gücü talebi: Çocuk işçiliği, Kayıt dışı sektörde, mesleki eğitim yoktur, istihdam düzensizdir ve çocuklar yasa dışı işlerde kolaylıkla çalıştırılabilmektedir. Çocuk işçiliğinin ücretleri düşüktür, verilen işe itiraz ve örgütlenme devre dışıdır, fiziksel istismar olağandır. 4. Yoksulluk: Çocukların istihdamının en önemli nedeni, yoksulluktur. Yoksul ailelerde çocuğun çalışmayla sağladığı ek gelir veya evdeki bazı işleri üstlenmesiyle ebeveynlerin dışarıda çalışma imkânına katkıda bulunması, yaşamsal önemdedir.  “2 MİLYON ÇOCUK İŞÇİ VAR”  TÜİK'in yaptığı Çocuk İşgücü Araştırmasında, Türkiye'de 5-17 yaş grubunda çalışan çocuk sayısını 720 bin şeklinde açıkladığı, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) 2022'de yayınladığı rapora göre ise Türkiye'de en az 2 milyon çocuk işçinin bulunduğu, bu sayının yaz aylarında 5 milyona yaklaştığı bilgisine yer verildi.İSİG'in 2021 verilerine göre de çocukların yüzde 30,8'inin tarım, yüzde 23,7'sinin sanayi, yüzde 45,5'inin hizmet sektöründe çalışırken, geri kalan yüz binlerce çocuğun sokakta, küçük ve orta ölçekli işletmelerde, ağır ve tehlikeli işlerde sömürüldüğü bilgisine yer verildi. Bu bilgiler ışığında acilen çocukların eğitim hakkı’ ndan faydalanabilmeleri için denetim yapılarak, gereken önlemler alınmalıdır. “  
Adana Çocuk ve Kadın Hakları Derneği (ÇKHD) Başkanı Çiğdem Akça, 12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamayla, TUİK ve İSİG verilerine dikkat çekerek, ilgilileri konu ile ilgili önlem almaya ve denetim yapmaya davet etti. Akça, “Çocuk işçiliği suçtur, insan hakları ihlalidir” dedi.

 

>> SABİT ÖZKESER

 

 

“İŞÇİ ÇOCUK SAYISI

2 MİLYON ÜZERİNDE”

 

Akça,” Türkiye’deki çocuk işçi sayısının 2 milyonun üzerinde olduğu belirtiliyor. İstatistiklerde, sayısı 1,5 milyonu bulan çırak, stajyer ve meslek eğitimi gören öğrenciler, çocuk işçiliğinin ana gövdeleri yer almıyor. Öte yandan çocuk işgücü anketleri, Türkiye’de mevsimsel olarak, çocuk işçiliğin en az olduğu Ekim ile Aralık aylarında yapılıyor, bu da çocuk işçiliğin gerçek boyutlarını gizliyor” diye konuştu.

 

“18 YAŞINA KADAR HER İNSAN

 ÇOCUK SAYILMAKTADIR”

 

ÇKHD Başkanı Çiğdem Akça, açıklamasında daha sonra şu görüşleri dile getirdi:

 

Çocuk işçiliği; çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyan, potansiyellerini ve saygınlıklarını eksilten, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar veren işlerde çalıştırılmaları olarak tanımlanabilir. Daha geniş bir ifade ile çocuklar için zihinsel, fiziksel, toplumsal ya da ahlaki açılardan tehlikeli ve zararlı işler, okula düzenli devam etmelerini engelleyerek eğitimlerini aksatmalarına veya okullarından erken ayrılmalarına yol açacak işler ve çocukların okula devam ederken uzun süren ve ağır işlerde çalıştırılmaları ‘çocuk işçiliği’ kavramı altında değerlendirilir. 18 yaşına kadar her insan çocuk sayılmaktadır. Çocuk işçiliği, çocukların emek gücü olarak kullanımı, dolayısıyla onların sağlık, güvenlik ve eğitim haklarının çiğnenmesi demektir. Bu nedenlerle çocuk işçiliği kabul edilebilir değildir.Çocuk işçiliği, çocukların eğitimi ile fiziksel, duygusal, zihinsel, ahlaksal ve sosyal gelişimlerini olumsuz etkileyen çalışmaları kapsamaktadır. Çocuk işçiliği, eğitim hakkından mahrum bırakmanın yanı sıra, çocukların üzerinde fizyolojik ve psikolojik olarak da olumsuz etkiler oluşturmaktadır. Çalışma, çocukların akranlarıyla vakit geçirmelerine, oyun oynamalarına ve boş zamanlarını değerlendirmelerine engel olmaktadır.”

 

Akça, çocuk istihdamının özelliklerinden de bahsederken daha sonra şöyle devam etti;

 

“ Çocuk istihdamı aşağıdaki özellikleri taşımaktadır:

•          Çok genç yaşta çalışmaya başlamak,

•          Uzun çalışma süreleri,

•          Gerek bedensel gerekse psikolojik açıdan kapasitelerini zorlayan koşullarda faaliyet göstermek,

•          Çok az bir ücret karşılığı çalışmak,

•          Bedensel, ruhsal ve psikolojik gelişimlerini engelleyen; sürekli tekrardan ibaret monoton işlerde çalışmak,

•          Baskı, korku ve tehdit altında çalıştırılmak ve buna bağlı olarak heves duymadan faaliyet göstermek,

•          Sokaklarda çalışmak

Çocuk emeği, çocuk işçiliğin en kötü biçimleri arasında kabul edilen sokakta çalışma, küçük ve orta ölçekli işletmelerde ağır ve tehlikeli işlerde çalışma, aile işleri dışında, ücret karşılığı gezici ve geçici tarım işlerinde çalışma alanlarında yoğunlaşmaktadır.

Türkiye’de 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 71. maddesi uyarınca sadece 15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasak ve suç. 2004 yılında çıkarılan “Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’e göreyse, genç işçi 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış kişiyi, çocuk işçi ise 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiyi ifade etmektedir. Özcesi hukuksal mevzuat çocukların istihdamını meşrulaştırıyor…

ILO çocuk işçiliğinin nedenlerine şu şekilde değinmektedir:

“Çocuk işçiliğinin temel sebepleri yoksulluk, ücretsiz ve kaliteli eğitime erişememe, göç, yetişkin aile bireylerinin işsizliği, geleneksel bakış açısı ve sosyal dışlanma, denetim eksikliği, kayıt dışılık ve ucuz iş gücü talebi olarak sıralanabilir.

1.Çocuk işçiliğine dönük yasal yaptırımların yokluğu, yetersizliği ve denetimsizlik: Çocuk işçiliğine ket vuracak yasal yaptırımlar ve denetimlerin yokluğu, çocuk işçiliğini teşvik etmektedir. Ayrıca çocukların en çok çalıştığı yerler olan küçük işletmeler, ev hizmeti, tarım hizmeti ve sokak işleri, iş kanunu dışında kalmaktadır.

2. Eğitim politikalarındaki sorunlar: Eğitime devletlerin ayırdığı kaynağın düşük oluşu, okulların yerel nüfusa oranla yetersizliği, eğitim hakkının metalaştırılması (paralı eğitim) gibi nedenlerle eğitim sisteminin dışına çıkan çocuklar, çalışma hayatına itilmektedir. Türkiye özelinde ise 2012 yılında yasalaşan 4+4+4 yasası ile zorunlu ilköğretim yaşı 6-13 yaş aralığına çekilmiştir. Bu durumda ortaokulun bitiş yaşı, aynı zamanda çocuk işçiliğinin yaygınlaşma yaşını fiilen 13’e düşürmüştür. 3) Tarımsal üretimin nüfus artışına olan talebi: Az gelişmiş kapitalist ülkelerde, çocuk işçiliği kayıt dışı sektörün yanı sıra tarım sektöründe yoğunlaşmaktadır. Tarımda belirgin masraf oluşturmadan çocukların üretime katılmaları, ailelerin ürün ve dolayısıyla gelir miktarını artırmaktadır.

3. Kayıt dışı sektörün ve KOBİ’lerin ucuz emek gücü talebi: Çocuk işçiliği, Kayıt dışı sektörde, mesleki eğitim yoktur, istihdam düzensizdir ve çocuklar yasa dışı işlerde kolaylıkla çalıştırılabilmektedir. Çocuk işçiliğinin ücretleri düşüktür, verilen işe itiraz ve örgütlenme devre dışıdır, fiziksel istismar olağandır.

4. Yoksulluk: Çocukların istihdamının en önemli nedeni, yoksulluktur. Yoksul ailelerde çocuğun çalışmayla sağladığı ek gelir veya evdeki bazı işleri üstlenmesiyle ebeveynlerin dışarıda çalışma imkânına katkıda bulunması, yaşamsal önemdedir.

 “2 MİLYON ÇOCUK İŞÇİ VAR”

 TÜİK'in yaptığı Çocuk İşgücü Araştırmasında, Türkiye'de 5-17 yaş grubunda çalışan çocuk sayısını 720 bin şeklinde açıkladığı, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'nin (İSİG) 2022'de yayınladığı rapora göre ise Türkiye'de en az 2 milyon çocuk işçinin bulunduğu, bu sayının yaz aylarında 5 milyona yaklaştığı bilgisine yer verildi.İSİG'in 2021 verilerine göre de çocukların yüzde 30,8'inin tarım, yüzde 23,7'sinin sanayi, yüzde 45,5'inin hizmet sektöründe çalışırken, geri kalan yüz binlerce çocuğun sokakta, küçük ve orta ölçekli işletmelerde, ağır ve tehlikeli işlerde sömürüldüğü bilgisine yer verildi. Bu bilgiler ışığında acilen çocukların eğitim hakkı’ ndan faydalanabilmeleri için denetim yapılarak, gereken önlemler alınmalıdır. “

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.