UNUTULMADILAR

Gündem (Web Sitesi) - Web Sitesi | 24.01.2025 - 15:31, Güncelleme: 24.01.2025 - 15:33 816 kez okundu.
 

UNUTULMADILAR

Evinin önünde uğradığı bombalı saldırıda yaşamını yitiren Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu tüm yurtta olduğu gibi Adana’da da 32. yılında törenle anıldı.
“UĞUR MUMCU’NUN HAYAL ETTİĞİ TÜRKİYE’Yİ KURACAĞIZ” CHP Adana İl Başkanlığı ile Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Adana Şube Başkanlığı, Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, Gaffar Okan ve İsmail Cem’i düzenlenen anma töreniyle andı. CHP İl Başkanı Doç.Dr. Anıl Tanburoğlu, Uğur Mumcu’nun hayal ettiği Türkiye’yi kuracaklarını belirtti. ADD Başkanı İsa Kayadan ise, İstasyon Meydanı Uğur Mumcu Anıtı önünde düzenlenen anma törenine CHP Adana İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu, Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, Çukurova Belediye Başkanı Emrah Kozay,CHP Adana İl örgütü, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Adana Şube Başkanı İsa Kayadan,Türkiye Gazeteciler Sendikası başkan ve üyelerinin yanı sıra Uğur Mumcu dostları katıldı. CHP Adana İl Sekreteri Ahnaz Özüm Çetiner,“31 Ocak1990 Muammer Aksoy, 24 Ocak 1993 Uğur Mumcu, 9 Ocak 1996 Metin Göktepe, 24 Ocak 2001 Ali Gaffar Okkan, 19 Ocak 2007 Hrant Dink cumhuriyete, demokrasiye, özgürlüğe, barışa, insanlığa sıkılan faili meçhul kurşunlarla, hukuksuzca insanlığa karşı işlenen en büyük suç işkencelerle ecelsiz öldürüldüler. 25 Ağustos 1975’te öldürülmesinden 18 yıl önce Cumhuriyet gazetesinde yazmıştı Uğur Mumcu “Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini, yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık” diye. Uğruna canlarından oldukları ülkelerinde bizler binlerce Muammer, binlerce Uğur, binlerce Metin, binlerce Ali Gaffar, binlerce Hrant olduk. Vicdan susmasın, hukuk susmasın, insanlık susmasın diye aydınlık yarınlar için bıraktıkları mirasın sorumluluğunu omuzlarımızda taşıyor, ideallerini hafızamızda, kavgalarını mücadelemizde yaşatıyoruz.Unutmuyoruz, her birini saygıyla ve özlemle anıyoruz” dedi. CHP il Başkanı Anıl Tanburoğlu da, Uğur Mumcu ve diğer demokrasi şehitlerini anarken,“Cumhuriyet tarihinde onlarca aydını kaybettik, birçoğu katledildi. Bunların arasında bir görüş farkı ortaya koymadan bizlerin değeri olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bunu bir aile albümü gibi düşünün, biz büyük bir aileyiz. Ve bunlar bizim ailemizin birer ferdi. Uğur Mumcu’da böyle, Hrant Dink de böyle, Gaffar Okkan’da böyle, Muammer Aksoy’da böyle, Metin Göktepe de öyle, Bahriye Üçok da öyle. Bakınız değerli arkadaşlar bu aydınların bir ortak özelliği var. Dünyaya aynı şekilde bakmıyor olabilirler Farkı bir konuda bambaşka da düşünüyor olabilirler. Ama tek bir ortak noktaları var sadece düşündükleri için ve halkı aydınlatmaya çalıştıkları için katledildiler. Ve onları öldürenlere biz bugün faili meçhuller diye bir kategoriye alıyoruz ama faili meçhul değil çoğu. Failler belli aslında, faillerin düşünceleri belli. Çünkü katledilenlerin de ortak düşüncesi belli. Aydınlık bir Türkiye, insanların kardeşçe yaşadığı bir Türkiye ideali için katledildiler. İşte geçtiğimiz gün Bolu Kartalkaya’da gördünüz, bir düzenleme ve denetlemenin olmadığı, 78 canımızın boş yere kaybedildiği bir ortamla karşı karşıyayız. İşte o katledilen aydınlarımız, çocuklarımızın ve yurttaşlarımızın geleceğe güvenle bakabildikleri bir Türkiye için mücadele ettiler ve katledildiler. Mücadele edenler 90’lı yıllarda katlediliyordu, şimdi ise gözaltına alınıyorlar, tutuklanıyorlar, eziyet ediliyor. Akıl almaz tutum içindeler. Fikirlerini ortaya koyduğu için bir partinin genel başkanı tutuklanıyor. Fikirlerine katılırsınız veya katılmazsınız bu hiç önemli değil ama bir partinin genel başkanı fikirlerinden dolayı tutuklanamaz. Bizler Cumhuriyet Halk Partililer olarak böyle bir Türkiye’yi hayal ediyoruz. Bir arada, yan yana, umutlu ve direngen olduğumuz zaman bu karanlık günleri def edip, aydınlık günlere kavuşacağız. Ölümlerin olmadığı, boş yere insanlarımızın ölmediği, düşüncesinden dolayı insanlarımızın gözaltına alınmadığı, özgürlüklerinden çalınmadığı bir Türkiye’yi yani Uğur Mumcu’nun hayal ettiği bir Türkiye’yi hep beraber kuracağız” diye konuştu. Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şube Başkanı İsa Kayadan da, “ 2025 Yılı Adalet ve Demokrasi Haftası’nda da, Batı Emperyalizmi ile hain işbirlikçilerinin alçak cinayetleriyle katledilen Devrim Şehitlerimizi saygıyla sevgiyle, özlemle, rahmetle, minnetle anıyoruz. Bütün bu cinayetlerin toplumda yarattığı büyük tepki ve duyulan tarifsiz acı nedeniyle her yıl 24 Ocak Uğur Mumcu ve 31 Ocak Muammer Aksoy cinayetleri arasındaki haftayı “Adalet ve Demokrasi Haftası” olarak değerlendiriyoruz. Bu yıl diyoruz ki vicdan sustu, hukuk sustu, insanlık sustu çeşitli etkinliklerle hem bu hain tertiplerin arka planlarını, nedenlerini ve sonuçlarını irdeliyor, hem de şehitlerimizin aziz hatıralarını yad ediyoruz.” Kayadan ayrıca şöyle konuştu. “ 12 Eylül 1980 faşist darbesi öncesi topluma korku salmak ve darbeye meşruiyet kazandırmak amacıyla işlenen seri siyasi aydın cinayetlerinin benzerleri, 10 yıl sonra, bu kez 12 Eylül düzenine ve hukukuna direnen Cumhuriyet aydınlarına yönelik olarak yine aynı güç odaklarınca ve aynı amaçla devreye sokuldu. Geçen 32 yılda gerçek katiller ve sahipleri her ne kadar bulun(a)mamış ise de, azmettiricinin Laik Cumhuriyeti, Kemalizm’i ve Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye idealini boğmak isteyen emperyalizm, tetikçilerin de kadim İşbirlikçileri dinci faşist çeteler olduğu herkesin bildiği bir sır((!) olarak ortada duruyor.” Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şube Başkanı İsa Kayadan, ayrıca konu ile ilgili şunları söyledi. “ Seri cinayetlerin özellikle Atatürkçü Düşünce Derneği kurucu ve yöneticileri hedef alınarak başlatılan bu ikinci perdesi, 31 Ocak 1990 günü Kurucu Genel Başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy’un Ankara’da şehit edilmesiyle açıldı. Aynı yılın 6 Ekim’inde kurucu üyemiz Doç. Dr. Bahriye Üçok katledildi. Sadece 2 yıl 3 ay sonra 24 Ocak 1993’de Kalpaksız Kuvvacı Uğur Mumcu cinayetiyle sarsıldık milletçe.  21 Ekim 1999 sabahı ise hedef Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı idi. Uğur Mumcu o kadar çok hain odağın üzerine gitmiş, çanlarına ot tıkamıştı ki, O’nu da hain karanlık odakların her biri ya da hepsi birlikte öldürtmüş olabilir.  Emperyalizm, sonrasındaki Jandarma Genel Komutanımız Eşref Bitlis, Centilmen Devrimcimiz Ahmet Taner Kışlalı, yurtsever bilim insanımız Necip Hablemitoğlu, Diyarbakırlının sevgilisi Emniyet Müdürümüz  Ali Gaffar Okkan cinayetlerinde olduğugibi bu cinayetlerde de tetiği hain PKK terör örgütüne de çektirmiş olabilir, Hizbullah canilerine veya silah ve uyuşturucu kaçakçılarına da, Abdi İpekçi’yi öldürtüp Papa’yı vurduranları da kullanmış olabilir Kemalist Cumhuriyet düşmanlarını yahut 12 Eylül faşizminin kucağında büyüttüğü teokratik devlet özlemcilerini de. Uğur Mumcu’nun 1986 yılında Dikili konuşmasında söylediklerin tam da günümüzü anlatıyordu. “Hukuk fakültesinde okuyup da daha önce imam hatip mezunu olanlara burs veriyorlar. Burs verilen öğrenciler de sınavsız yargıç ve savcı oluyorlar. 2000 yılına doğru baktığımızda, vali ilahiyat fakültesi mezunu, emniyet müdürü İslam enstitüsü mezunu, kaymakam imam hatip mezunu olacak.” Bu dediklerinin hepsi yaşandı. O hâkimler, savcılar, emniyet müdürleri ele geçirdikleri konumları sayesinde Ergenekon, Balyoz, Odatv davalarında insanları suçsuz yere cezaevlerine attılar. Kuddisi Okkır, Yiğit Ali Tatar, Büyük Yazar ve Düşünür İlhan Selçuk, Eğitim Neferi Türkan Saylan ve onlarca güzel insanı öldürdüler. 15 Temmuz da ise başarısız bir darbe girişimi ile yine yüzlerce sivilin ölmesine de sebep oldular. Bu yaşananlardan ders alınmamış gibi, hala devlet içindeki tarikatçı yapılanmalar devam etmektedir. Menzilciler, Süleymancılar, Kadiriler, Nakşiler ve niceleri. Daha dün Bolu’da insanlarımız, ilkokul çağındaki çocuklarımız liyakatsizlik ve denetimsizlik yüzünden bir otel odasında yanarak can verdiler. Mustafa Kemalin askerleriyiz diyen Mustafa Kemal in askerleri, suçlanıyor, siyasi partilerin genel başkanları tutuklanıyor, bağımsız gazeteciler hapse atılıyor veya tehdit ediliyor.Yine Uğur Mumcu’nun söylediği gibi:  “İnsanlara can güvenliği sağlayamamış bir düzene hukuk devleti denilemez. Devrimcilerin faili meçhul cinayetlere kurban gittiği bir düzene demokrasi denilemez. Yolsuzlukların devlet yetkililerini sardığı bir düzene Anayasa düzeni denilemez. Bu, katiller demokrasisidir. Bu, hırsızlar düzenidir.” Türk Ulusu, vatansever evlatlarını katleden alçakları asla unutmayacak, bir gün mutlaka hesabını soracaktır. Başta ak saçlı bilgemiz yurt sever hukuk insanı Muammer Aksoy ve Kalpaksız Kuvvacı Uğur Mumcu ve gerçek bir devlet adamı yurt sever emniyet müdürü Ali Gaffar Okkan olmak üzere, tüm devrim şehitlerimizi, yitirdiğimiz bütün canlarımızın manevi huzurlarında saygıyla eğiliyor, ve diyoruz ki; Bu anmalarda sadece konuşup dağılmayacağız. Ne yapacağız,  örgütlerin örgütlülüğünü yaratacağız,  yoğurt mayalar gibi, sıcak ekmekleri paylaşır gibi,  yeni ağızlar eklenecek sloganlarımıza, daha fazla ses çıkaracağız, tüm hukuksuzluklara, halkı yoksulluğa mahkûm edenlere, yolsuzluk yapanlara dur diyeceğiz. Kemalizm’in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak “Yeniden Atatürk Cumhuriyeti”ne ulaşıp kanlarını yerde bırakmayacağımıza söz veriyoruz. Ruhları şad olsun!”    
Evinin önünde uğradığı bombalı saldırıda yaşamını yitiren Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu tüm yurtta olduğu gibi Adana’da da 32. yılında törenle anıldı.

“UĞUR MUMCU’NUN HAYAL ETTİĞİ

TÜRKİYE’Yİ KURACAĞIZ”

CHP Adana İl Başkanlığı ile Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Adana Şube Başkanlığı, Gazeteci-Yazar Uğur Mumcu, Gaffar Okan ve İsmail Cem’i düzenlenen anma töreniyle andı. CHP İl Başkanı Doç.Dr. Anıl Tanburoğlu, Uğur Mumcu’nun hayal ettiği Türkiye’yi kuracaklarını belirtti. ADD Başkanı İsa Kayadan ise, İstasyon Meydanı Uğur Mumcu Anıtı önünde düzenlenen anma törenine CHP Adana İl Başkanı Doç. Dr. Anıl Tanburoğlu, Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, Çukurova Belediye Başkanı Emrah Kozay,CHP Adana İl örgütü, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Adana Şube Başkanı İsa Kayadan,Türkiye Gazeteciler Sendikası başkan ve üyelerinin yanı sıra Uğur Mumcu dostları katıldı.

CHP Adana İl Sekreteri Ahnaz Özüm Çetiner,“31 Ocak1990 Muammer Aksoy, 24 Ocak 1993 Uğur Mumcu, 9 Ocak 1996 Metin Göktepe, 24 Ocak 2001 Ali Gaffar Okkan, 19 Ocak 2007 Hrant Dink cumhuriyete, demokrasiye, özgürlüğe, barışa, insanlığa sıkılan faili meçhul kurşunlarla, hukuksuzca insanlığa karşı işlenen en büyük suç işkencelerle ecelsiz öldürüldüler. 25 Ağustos 1975’te öldürülmesinden 18 yıl önce Cumhuriyet gazetesinde yazmıştı Uğur Mumcu “Kendimiz gibi yaşayan binlerce yoksulun yüreğini, yüreğimizde yaşayarak katıldık o büyük kavgaya. Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık” diye. Uğruna canlarından oldukları ülkelerinde bizler binlerce Muammer, binlerce Uğur, binlerce Metin, binlerce Ali Gaffar, binlerce Hrant olduk. Vicdan susmasın, hukuk susmasın, insanlık susmasın diye aydınlık yarınlar için bıraktıkları mirasın sorumluluğunu omuzlarımızda taşıyor, ideallerini hafızamızda, kavgalarını mücadelemizde yaşatıyoruz.Unutmuyoruz, her birini saygıyla ve özlemle anıyoruz” dedi.

CHP il Başkanı Anıl Tanburoğlu da, Uğur Mumcu ve diğer demokrasi şehitlerini anarken,“Cumhuriyet tarihinde onlarca aydını kaybettik, birçoğu katledildi. Bunların arasında bir görüş farkı ortaya koymadan bizlerin değeri olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bunu bir aile albümü gibi düşünün, biz büyük bir aileyiz. Ve bunlar bizim ailemizin birer ferdi. Uğur Mumcu’da böyle, Hrant Dink de böyle, Gaffar Okkan’da böyle, Muammer Aksoy’da böyle, Metin Göktepe de öyle, Bahriye Üçok da öyle. Bakınız değerli arkadaşlar bu aydınların bir ortak özelliği var. Dünyaya aynı şekilde bakmıyor olabilirler Farkı bir konuda bambaşka da düşünüyor olabilirler. Ama tek bir ortak noktaları var sadece düşündükleri için ve halkı aydınlatmaya çalıştıkları için katledildiler. Ve onları öldürenlere biz bugün faili meçhuller diye bir kategoriye alıyoruz ama faili meçhul değil çoğu. Failler belli aslında, faillerin düşünceleri belli. Çünkü katledilenlerin de ortak düşüncesi belli. Aydınlık bir Türkiye, insanların kardeşçe yaşadığı bir Türkiye ideali için katledildiler. İşte geçtiğimiz gün Bolu Kartalkaya’da gördünüz, bir düzenleme ve denetlemenin olmadığı, 78 canımızın boş yere kaybedildiği bir ortamla karşı karşıyayız. İşte o katledilen aydınlarımız, çocuklarımızın ve yurttaşlarımızın geleceğe güvenle bakabildikleri bir Türkiye için mücadele ettiler ve katledildiler. Mücadele edenler 90’lı yıllarda katlediliyordu, şimdi ise gözaltına alınıyorlar, tutuklanıyorlar, eziyet ediliyor. Akıl almaz tutum içindeler. Fikirlerini ortaya koyduğu için bir partinin genel başkanı tutuklanıyor. Fikirlerine katılırsınız veya katılmazsınız bu hiç önemli değil ama bir partinin genel başkanı fikirlerinden dolayı tutuklanamaz. Bizler Cumhuriyet Halk Partililer olarak böyle bir Türkiye’yi hayal ediyoruz. Bir arada, yan yana, umutlu ve direngen olduğumuz zaman bu karanlık günleri def edip, aydınlık günlere kavuşacağız. Ölümlerin olmadığı, boş yere insanlarımızın ölmediği, düşüncesinden dolayı insanlarımızın gözaltına alınmadığı, özgürlüklerinden çalınmadığı bir Türkiye’yi yani Uğur Mumcu’nun hayal ettiği bir Türkiye’yi hep beraber kuracağız” diye konuştu.

Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şube Başkanı İsa Kayadan da, “ 2025 Yılı Adalet ve Demokrasi Haftası’nda da, Batı Emperyalizmi ile hain işbirlikçilerinin alçak cinayetleriyle katledilen Devrim Şehitlerimizi saygıyla sevgiyle, özlemle, rahmetle, minnetle anıyoruz. Bütün bu cinayetlerin toplumda yarattığı büyük tepki ve duyulan tarifsiz acı nedeniyle her yıl 24 Ocak Uğur Mumcu ve 31 Ocak Muammer Aksoy cinayetleri arasındaki haftayı “Adalet ve Demokrasi Haftası” olarak değerlendiriyoruz. Bu yıl diyoruz ki vicdan sustu, hukuk sustu, insanlık sustu çeşitli etkinliklerle hem bu hain tertiplerin arka planlarını, nedenlerini ve sonuçlarını irdeliyor, hem de şehitlerimizin aziz hatıralarını yad ediyoruz.”

Kayadan ayrıca şöyle konuştu. “ 12 Eylül 1980 faşist darbesi öncesi topluma korku salmak ve darbeye meşruiyet kazandırmak amacıyla işlenen seri siyasi aydın cinayetlerinin benzerleri, 10 yıl sonra, bu kez 12 Eylül düzenine ve hukukuna direnen Cumhuriyet aydınlarına yönelik olarak yine aynı güç odaklarınca ve aynı amaçla devreye sokuldu. Geçen 32 yılda gerçek katiller ve sahipleri her ne kadar bulun(a)mamış ise de, azmettiricinin Laik Cumhuriyeti, Kemalizm’i ve Tam Bağımsız ve Gerçekten Demokratik Türkiye idealini boğmak isteyen emperyalizm, tetikçilerin de kadim İşbirlikçileri dinci faşist çeteler olduğu herkesin bildiği bir sır((!) olarak ortada duruyor.”

Atatürkçü Düşünce Derneği Adana Şube Başkanı İsa Kayadan, ayrıca konu ile ilgili şunları söyledi. “ Seri cinayetlerin özellikle Atatürkçü Düşünce Derneği kurucu ve yöneticileri hedef alınarak başlatılan bu ikinci perdesi, 31 Ocak 1990 günü Kurucu Genel Başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy’un Ankara’da şehit edilmesiyle açıldı. Aynı yılın 6 Ekim’inde kurucu üyemiz Doç. Dr. Bahriye Üçok katledildi. Sadece 2 yıl 3 ay sonra 24 Ocak 1993’de Kalpaksız Kuvvacı Uğur Mumcu cinayetiyle sarsıldık milletçe.  21 Ekim 1999 sabahı ise hedef Genel Başkan Yardımcımız Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı idi. Uğur Mumcu o kadar çok hain odağın üzerine gitmiş, çanlarına ot tıkamıştı ki, O’nu da hain karanlık odakların her biri ya da hepsi birlikte öldürtmüş olabilir.  Emperyalizm, sonrasındaki Jandarma Genel Komutanımız Eşref Bitlis, Centilmen Devrimcimiz Ahmet Taner Kışlalı, yurtsever bilim insanımız Necip Hablemitoğlu, Diyarbakırlının sevgilisi Emniyet Müdürümüz  Ali Gaffar Okkan cinayetlerinde olduğugibi bu cinayetlerde de tetiği hain PKK terör örgütüne de çektirmiş olabilir, Hizbullah canilerine veya silah ve uyuşturucu kaçakçılarına da, Abdi İpekçi’yi öldürtüp Papa’yı vurduranları da kullanmış olabilir Kemalist Cumhuriyet düşmanlarını yahut 12 Eylül faşizminin kucağında büyüttüğü teokratik devlet özlemcilerini de. Uğur Mumcu’nun 1986 yılında Dikili konuşmasında söylediklerin tam da günümüzü anlatıyordu.
“Hukuk fakültesinde okuyup da daha önce imam hatip mezunu olanlara burs veriyorlar. Burs verilen öğrenciler de sınavsız yargıç ve savcı oluyorlar. 2000 yılına doğru baktığımızda, vali ilahiyat fakültesi mezunu, emniyet müdürü İslam enstitüsü mezunu, kaymakam imam hatip mezunu olacak.” Bu dediklerinin hepsi yaşandı. O hâkimler, savcılar, emniyet müdürleri ele geçirdikleri konumları sayesinde Ergenekon, Balyoz, Odatv davalarında insanları suçsuz yere cezaevlerine attılar. Kuddisi Okkır, Yiğit Ali Tatar, Büyük Yazar ve Düşünür İlhan Selçuk, Eğitim Neferi Türkan Saylan ve onlarca güzel insanı öldürdüler. 15 Temmuz da ise başarısız bir darbe girişimi ile yine yüzlerce sivilin ölmesine de sebep oldular.

Bu yaşananlardan ders alınmamış gibi, hala devlet içindeki tarikatçı yapılanmalar devam etmektedir. Menzilciler, Süleymancılar, Kadiriler, Nakşiler ve niceleri. Daha dün Bolu’da insanlarımız, ilkokul çağındaki çocuklarımız liyakatsizlik ve denetimsizlik yüzünden bir otel odasında yanarak can verdiler. Mustafa Kemalin askerleriyiz diyen Mustafa Kemal in askerleri, suçlanıyor, siyasi partilerin genel başkanları tutuklanıyor, bağımsız gazeteciler hapse atılıyor veya tehdit ediliyor.Yine Uğur Mumcu’nun söylediği gibi:

 “İnsanlara can güvenliği sağlayamamış bir düzene hukuk devleti denilemez. Devrimcilerin faili meçhul cinayetlere kurban gittiği bir düzene demokrasi denilemez. Yolsuzlukların devlet yetkililerini sardığı bir düzene Anayasa düzeni denilemez. Bu, katiller demokrasisidir. Bu, hırsızlar düzenidir.” Türk Ulusu, vatansever evlatlarını katleden alçakları asla unutmayacak, bir gün mutlaka hesabını soracaktır. Başta ak saçlı bilgemiz yurt sever hukuk insanı Muammer Aksoy ve Kalpaksız Kuvvacı Uğur Mumcu ve gerçek bir devlet adamı yurt sever emniyet müdürü Ali Gaffar Okkan olmak üzere, tüm devrim şehitlerimizi, yitirdiğimiz bütün canlarımızın manevi huzurlarında saygıyla eğiliyor, ve diyoruz ki; Bu anmalarda sadece konuşup dağılmayacağız. Ne yapacağız,  örgütlerin örgütlülüğünü yaratacağız,  yoğurt mayalar gibi, sıcak ekmekleri paylaşır gibi,  yeni ağızlar eklenecek sloganlarımıza, daha fazla ses çıkaracağız, tüm hukuksuzluklara, halkı yoksulluğa mahkûm edenlere, yolsuzluk yapanlara dur diyeceğiz. Kemalizm’in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak “Yeniden Atatürk Cumhuriyeti”ne ulaşıp kanlarını yerde bırakmayacağımıza söz veriyoruz. Ruhları şad olsun!”

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.