“Tek suçları gazeteci olmak”

İktidarın “dezenformasyonla mücadele” adı altında basın ve sosyal medyaya yeni yaptırımlar getiren düzenlemesine karşı Adana’da protesto düzenlendi. “Basına Sansür Yasası” olarak bilinen yasanın “Türkiye tarihinin en ağır sansür yasası” olduğu belirtildi.

PETEK SEVEN / ELİF HALLAÇOĞLU   “DEZENFORMASYON YASASI SANSÜRDÜR, GERİ ÇEKİLSİN”  “Gazetecilikte inat ediyoruz” ve “Sansüre inat, halk haber alacak” pankartları altında açıklama yapan Türkiye Gazeteciler Sendikası Adana Şube Başkanı Salim Büyükkaya, “Yasa sadece gazeteci ve gazeteciliği değil halkın haber alma özgürlüğüne ve sosyal medya kullanıcılarının ifade hürriyetine büyük tehdit oluşturmaktadır. Dezenformasyon Yasası sansürdür, geri çekilsin!” dedi. Büyükkaya’nın Çukurova Gazeteciler Cemiyeti toplantı salonunda yaptığı açıklamaya ÇGC Başkanı Cafer Esendemir, Mimarlar Odası Başkanı Sedat Gül, TMMOB Adana İKK Sekreteri Ahmet Uncu ve gazeteciler katıldı. “MESLEKTAŞLARIMIZ SABAHA KARŞI OPERASYONLAR GÖZALTINA ALINIYOR” TGS Adana Şube Başkanı Salim Büyükkaya, “ Basın kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi komisyonlardan geçerek Meclis gündemine geliyor. “Basın Kanunu” deniyor ama basın meslek örgütlerine sorumludan hazırlanıyor. İçinde gazetecileri koruyacak, haberi koruyacak bir madde bulunmuyor. Tam tersine hapis cezaları, kapatmalar, sansür ve internet medyasına ağır denetimler geliyor. Teklif daha yasalaşmadan Diyarbakır’da 20 meslektaşımız sabaha karşı evlerine yapılan operasyonlarla gözaltına alındı, 8 günlük gözaltının ardından 16’sı tutuklanarak cezaevine kapatıldı. Suç delili diye kameraları sergilendi. Sorguda ise yaptıkları haberler ve çektikleri yayınlar soruldu.  Meslektaşlarımızın suçu gazetecilik yapmaktan başka bir şey değil” diye konuştu. Bu yasayı basın ve ifade özgürlüğünü tamamen yok edecek, Türkiye tarihinin en ağır sansür yasası olarak tarif ettiklerini ifade eden Büyükkaya, şöyle devam etti:  “GAZETECİLİK MAHKUM EDİLECEK”  “Dezenformasyonla mücadele” adı altında, sadece gazeteciler değil tüm sosyal medya kullanıcıları denetim altına alınacak. “Dezenformasyonla mücadele” adı altında, haber kaynağını açıklamayan gazeteciye hapis cezası verilecek. “Dezenformasyonla mücadele” adı altında, gazetecilik mahkum edilecek. Hangi haberin “yalan”, hangi haberin “doğru” olduğuna muğlak düzenleme doğrultusunda savcılar, hakimler karar verecek. Basın kanunun da yapılacak değişiklikler ile internet medyasında çalışan meslektaşlarımız basın kartı alabilecek. Ancak internet haber siteleri Basın İlan Kurumuna bağlanarak, ilan hakkı ve basın kartı ya da iptal etme hakkı da bu kuruma verilecek. Tarafsızlığını yitirdiğine dair hiç kimsenin şüphesi olmayan Basın İlan Kurumu’nun bu denli geniş yetkilerle donatılması RTÜK gibi yeni bir ceza kurumunun oluşmasına neden olacaktır.” “TBMM ÖNÜNDE HAYKIRACAĞIZ” Büyükkaya açıklamasının sonunda daha sonra şu görüşlere yer verdi: “ Haberlere gelen tekziplere yalnızca bir gün içinde itiraz edilecek aksi halde tekzip bir hafta boyunca internet sitesinin ana sayfasında kalacak. İlan alma heyecanı yaşayan internet haber siteleri çok kısa bir süre içerisinde tekzip sitelerine dönüşecek. Gazetecilerin yıpranma hakkı yine basın kartı taşıma koşuluna bağlanıyor. Basın kartı komisyonu meslek örgütlerinden değil bürokratlardan oluşuyor. Biz basın meslek örgütleri olarak öncelikle başta Diyarbakır’da tutuklanan meslektaşlarımız olmak üzere cezaevlerindeki gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz. Biz basın meslek örgütleri olarak bu istibdat yasasının geri çekilmesini istiyoruz. Biz basın meslek örgütleri olarak sansür, hapis cezası değil demokrasi ve basın özgürlüğü istiyoruz. Yasanın geri çekilmesi için yarın (bugün) TBMM önünde haykıracağız.”