Toplumun her kesiminden bazı insanlar sosyal medyada fenomen olma arzusu içerisine girmiş durumda. Meslek, yaş, cinsiyet, ekonomik düzey gibi durumlar fark etmeksizin; herkesin kendine özgü bir bakış açısı ile sosyal medyayı kullanımı var. Elbette insanların tanınır ve bilinir olma isteği gayet normaldir. Özellikle dijital çağ içerisinde yaşadığımızı düşünürsek, popülerlik ve tanınmak istemek birçok konuda insanların imkanlarını arttırmasını sağlamaktadır. Sosyal medya platformları doğru kullanıldığında öğretme ve eğitim konusunda çok önemli bir araçtır. Sosyal medyanın olmadığı bir dönemden artık bahsedemeyiz. Ancak; doğru ve bilinçli kullanımı sayesinde olumlu yanlarını arttırabilmek mümkündür. Ancak; olumsuz yanları ve etkileri multidisipliner ele alınması gereken çok fazla farklı alt başlığı kapsayan halk sağlığı sorunu olarak görülmelidir. NEDEN FENOMEN OLMAK İSTENİYOR? “Sosyal medya fenomenleri oturduğu yerden para kazanıyor düşüncesi her yaş grubundan bireyleri büyük etki altında bırakıyor.” Çocuklar ve gençler; değer görme, ait hissetme, yeterlilik ve para kazanma amacı uğruna fenomen olmak istiyor. Sosyal medya fenomenliği ile sağlanabilecek maddi kazançlar ve popülerlik ise her yaş kesimini cezbediyor. Elbette bunların tamamen olumsuz niyetler içermediğini bilmek gerekir. Ancak; popüler bir fenomen olmak uğruna anormal davranışlar sergileniyorsa, bunun altında yatan çeşitli çatışmalar, yanlış güdümeler ve problemler araştırılması gereken bir durumdur. İleriki zamanda “ne ile” ve “nasıl” anılmak istediğiniz hakkında karar vermek için iyi düşünmek gerekir. “Popüler olmak isteyen ve bunun üzerinden kazanç sağlamanın kolay yolu olduğuna inan kişilerin hedefi sosyal medya fenomeni olmak oldu.”   Sosyal medyada fenomen olma isteği öyle noktalara ulaştı ki; bazı yetişkin bireyler çocuklarının fotoğraflarını, videolarını paylaşarak popülerlik ve ekonomik kazanç sağlama arzusunda oluyor. Bazen bu amaç uğruna; çocuğa sigara içirmek, makyaj yapmak, araba kullandırmak gibi uygun olmayan paylaşımlar yapıyorlar. Bu davranışları istismar olarak adlandırmak gerekir. Çünkü; bu bahsedilen davranışların hepsi çocuğun rızası dışında olan ve yaşı gereği koruma ve gözetme görevi yetişkinlerde olan kişiler üzerinden yapılıyor. “Anne babaların ellerinde telefon, çocukların ellerinde bilgisayar ve tabletler var. Kaliteli sohbet ve kaliteli zaman geçirmek yok!” ANNE VE BABALAR NE YAPMALI? “ Duygusal ve davranışsal sorunlar yaşayan genç bireyler sosyal medya platformlarında çok daha riskli davranışlar sergileyebiliyor. “ Aileler, çocuklarının sosyal medya platformlarında paylaşımlarını, karşılıklı takip halinde olduğu kişileri ve hesapları, çocuklarının sosyal medya davranışlarını gözlemlemesi gerekir. Sosyal medya platformları hakkında bilgi sahibi olması gerekir. Özellikle çocuklarının fazla zaman geçirdiği sosyal medya platformlarını kullanmayı öğrenmeleri gerekir. Çünkü; bilinmeyen her şeyin kaygı yaratacağını unutmamalıyız. Suçlayıcı, azarlayıcı söylem ve davranışlar uygulanmamalıdır. Teknoloji çağında çocuk ve genç bireyleri sosyal medya platformlarından soyutlamak pek mümkün değildir. Ebeveynlerin, çocuklarından bekledikleri davranış ve tutumları önce kendileri sergilemeleri gerekir. Elinde telefonla tüm akşamını geçiren bir ebeveynin, çocuğun sosyal medyayı daha az kullanmasını ve kaliteli zaman geçirmesini beklemesi ve bu konuda nasihat ve tartışmalar yaşaması pek yararlı olmayacaktır. “Sanal dünyada geçirilen vakit gerçek zamandan fazla olmamalıdır. Gerçek ilişkiler, kaliteli zaman ve sohbet için zaman ayrılmalıdır. Sanal dünya kişinin kendisine yönelik yabancılaşma ve yalnızlık duygularını arttırmaktadır. Sanal yalnızlık, gerçek bir yalnızlıktan daha derin ve incitici olur.”