UZM. PSK. DAMLA PİA TONYA
Köşe Yazarı
UZM. PSK. DAMLA PİA TONYA
 

NEDEN “HAYIR” DİYEMİYORUZ?

Yetiştiğimiz aile dinamikleri, kültür yapısı, örf ve adetler üzerine eğitiliriz. Genelde çocuk yaştan itibaren bireyler iyi görünmek, takdir edilmek, uyumlu olmak, memnun etme, onaylanma davranışları etrafında şekillenerek yetişiyor. Kısaca; uyumlu olursan, iyi görünürsen, takdir edilirsen; daha çok sevilirsin düşünce yapısını geliştirerek hayata hazırlanıyor. Kabul edilmek için çevrenin onayı ve çevrenin beklentilerini, kendinden daha ön planda olacak mantığı ile yanlış bir davranış geliştirme modeli benimsenir.   Aslında evet demek kişiyi iş birliği ve dayanışmaya yöneltiyor gibi gözükür. Fakat; diğer insanların beklenti ve isteklerine sürekli evet demek yakın, samimi ve kişinin kabul edildiği bir iletişim olacağını düşündürür. Bir noktadan sonra kabul edilme ve onaylanmak için farkında olmadan kurulan evet yanıtı hayatın dengesine zarar verir. “Hayır” derken etkili olan otomatik düşünceler zaman içerisinde kişi de ağır bir yük olmaya başlar. Bu nedenle; hayır denilemeyen kişiler ve durumlardan uzaklaşma ve kaçma eğilimi yaşanır.   Farkında olmasak bile duygusal ihtiyaçlarımızın her zaman ön planda olduğu bir yaşam sürdürüyoruz. Hayır demek ile sevilen insanı mutsuz etmek, öfkelendirmek veya ilişkilerimizin bozulacağını düşünceleri ile bizi zorlar. Başkasının üzmenin sorumluluğunu almak ağır gelebilir. Karşısında olumsuz yanıtlar alan cümleye “hayır” ile başlasa da “evet” ile bitirir.     “Hayır” Demek Neden Önemli?   “Hayır” diyebilmek öğrenilen ve öğretilebilen bir beceridir. Sınırlar hayatta her zaman ihtiyaç duyduğumuz ve olması gereken kişisel alanlardır.   “Hayır” diyebilmek için kişinin öncelikle kendini tanıması, sınırlarını fark etmesi gerekir. “Hayır” demek bir sınırlamadır, reddetmek değildir. Normal şartlarda “Hayır” dediğimizde, bir sınır belirleme tutumu yapmış oluruz. Sınırlar hayatımız boyunca ihtiyacımız olan ve kendi sağlığımızı korumak için duyduğumuz bir gereksinimdir. Birine “hayır” derken karşımızdakine hatasını fark etme, duracağı sınırı belirtme ve kendi özelimizi ve isteklerimizi korumamızı sağlar.     “HAYIR” Dediğimde Kötü Hissediyorum!   “Hayır” diyemeyen insanlar çoğunlukla ne istediklerini ve hissettiklerini, kendileri için neyin doğru olacağını, kendisine ait değişmez sınırların neler olduğuna odaklanmazlar. İstememelerine rağmen sonuç olarak geldikleri durumdan hoşnut olmazlar. Sınırlar en başta kendimizin fark edip, uygulaması gerekir. Sınır koyamayan kişilerin hayatlarının kontrolü süreç içerisinde kendi hakimiyetlerinden daha ziyade çevre ve sosyal hayatın yönetmeye başlaması ile sağlıksız bir yaşam modeline dönüşür.   “HAYIR” Demeyi Nasıl Başaracağız?   Bazı durumlarda kişisel becerilerimiz bunu yapabilmek için yeterli olmayabilir veya karmaşık bir noktaya gelindiğinde tek başına bunun üstesinden gelmek zorlayıcı görünebilir. Düşünce olarak kolay gözükse bile “hayır diyebilmek” ve sınırlarını belirleme bir süreci kapsar. Bu süreç içerisinde kırılmalar, kırgınlıklar, üzüntü hali gibi durumlar yaşanabilir. Uzun süredir çevre ve sosyal koşullar ile şekillenen bireyin, kendi bireyselliğini ortaya koyma çabası, baskı durumları kişiden menfaat sağlayan taraflar için hoş karşılanmayabilir.   “Hayır” diyebilmek öğrenilebilen ve öğretilebilen bir beceridir. Bu becerinin gelişmesi de adım adım olacaktır. “Hayır” demenin tüm durumlarda ortak bir noktası bulunur: kişide oluşan kaygı durumu. Kaygı rahatsız edici ve tahammülü zor bir duygu olduğu için kaygı yaratan durumların içerisinden uzak durmak için çabalanır. “Hayır” demek istenilen ama başarılamayan durumların iyi analiz edilmesi gerekir. Otomatik düşüncelerin yarattığı etkiyle rahatsız edici durum ve düşünceler sorgulanmadan kabul edilir.   Duygusal açıdan en az zorlayacak “hayır” ile adım adım başlanmalıdır. Hayır demeyi öğrenmek hem kendi sınırlarımızı belirleme hem de ilişkilerimizin temel kuralı olan tarafların mağdur olmadığı bir iletişim ortaya koymaktır.    
Ekleme Tarihi: 05 Temmuz 2023 - Çarşamba

NEDEN “HAYIR” DİYEMİYORUZ?

Yetiştiğimiz aile dinamikleri, kültür yapısı, örf ve adetler üzerine eğitiliriz. Genelde çocuk yaştan itibaren bireyler iyi görünmek, takdir edilmek, uyumlu olmak, memnun etme, onaylanma davranışları etrafında şekillenerek yetişiyor. Kısaca; uyumlu olursan, iyi görünürsen, takdir edilirsen; daha çok sevilirsin düşünce yapısını geliştirerek hayata hazırlanıyor. Kabul edilmek için çevrenin onayı ve çevrenin beklentilerini, kendinden daha ön planda olacak mantığı ile yanlış bir davranış geliştirme modeli benimsenir.

 

Aslında evet demek kişiyi iş birliği ve dayanışmaya yöneltiyor gibi gözükür. Fakat; diğer insanların beklenti ve isteklerine sürekli evet demek yakın, samimi ve kişinin kabul edildiği bir iletişim olacağını düşündürür. Bir noktadan sonra kabul edilme ve onaylanmak için farkında olmadan kurulan evet yanıtı hayatın dengesine zarar verir. “Hayır” derken etkili olan otomatik düşünceler zaman içerisinde kişi de ağır bir yük olmaya başlar. Bu nedenle; hayır denilemeyen kişiler ve durumlardan uzaklaşma ve kaçma eğilimi yaşanır.

 

Farkında olmasak bile duygusal ihtiyaçlarımızın her zaman ön planda olduğu bir yaşam sürdürüyoruz. Hayır demek ile sevilen insanı mutsuz etmek, öfkelendirmek veya ilişkilerimizin bozulacağını düşünceleri ile bizi zorlar. Başkasının üzmenin sorumluluğunu almak ağır gelebilir. Karşısında olumsuz yanıtlar alan cümleye “hayır” ile başlasa da “evet” ile bitirir.

 

 

“Hayır” Demek Neden Önemli?

 

“Hayır” diyebilmek öğrenilen ve öğretilebilen bir beceridir. Sınırlar hayatta her zaman ihtiyaç duyduğumuz ve olması gereken kişisel alanlardır.

 

“Hayır” diyebilmek için kişinin öncelikle kendini tanıması, sınırlarını fark etmesi gerekir. “Hayır” demek bir sınırlamadır, reddetmek değildir. Normal şartlarda “Hayır” dediğimizde, bir sınır belirleme tutumu yapmış oluruz. Sınırlar hayatımız boyunca ihtiyacımız olan ve kendi sağlığımızı korumak için duyduğumuz bir gereksinimdir. Birine “hayır” derken karşımızdakine hatasını fark etme, duracağı sınırı belirtme ve kendi özelimizi ve isteklerimizi korumamızı sağlar.

 

 

“HAYIR” Dediğimde Kötü Hissediyorum!

 

“Hayır” diyemeyen insanlar çoğunlukla ne istediklerini ve hissettiklerini, kendileri için neyin doğru olacağını, kendisine ait değişmez sınırların neler olduğuna odaklanmazlar. İstememelerine rağmen sonuç olarak geldikleri durumdan hoşnut olmazlar. Sınırlar en başta kendimizin fark edip, uygulaması gerekir. Sınır koyamayan kişilerin hayatlarının kontrolü süreç içerisinde kendi hakimiyetlerinden daha ziyade çevre ve sosyal hayatın yönetmeye başlaması ile sağlıksız bir yaşam modeline dönüşür.

 

“HAYIR” Demeyi Nasıl Başaracağız?

 

Bazı durumlarda kişisel becerilerimiz bunu yapabilmek için yeterli olmayabilir veya karmaşık bir noktaya gelindiğinde tek başına bunun üstesinden gelmek zorlayıcı görünebilir. Düşünce olarak kolay gözükse bile “hayır diyebilmek” ve sınırlarını belirleme bir süreci kapsar. Bu süreç içerisinde kırılmalar, kırgınlıklar, üzüntü hali gibi durumlar yaşanabilir. Uzun süredir çevre ve sosyal koşullar ile şekillenen bireyin, kendi bireyselliğini ortaya koyma çabası, baskı durumları kişiden menfaat sağlayan taraflar için hoş karşılanmayabilir.

 

“Hayır” diyebilmek öğrenilebilen ve öğretilebilen bir beceridir. Bu becerinin gelişmesi de adım adım olacaktır. “Hayır” demenin tüm durumlarda ortak bir noktası bulunur: kişide oluşan kaygı durumu. Kaygı rahatsız edici ve tahammülü zor bir duygu olduğu için kaygı yaratan durumların içerisinden uzak durmak için çabalanır. “Hayır” demek istenilen ama başarılamayan durumların iyi analiz edilmesi gerekir. Otomatik düşüncelerin yarattığı etkiyle rahatsız edici durum ve düşünceler sorgulanmadan kabul edilir.

 

Duygusal açıdan en az zorlayacak “hayır” ile adım adım başlanmalıdır. Hayır demeyi öğrenmek hem kendi sınırlarımızı belirleme hem de ilişkilerimizin temel kuralı olan tarafların mağdur olmadığı bir iletişim ortaya koymaktır.

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.