Eskiden çocuk oyunlarımız ne güzeldi. Mahalle arkadaşlarımızla buluşup, evimizin önünde oyun oynardık. Oyuna başlarken, tekerlemeler söylerdik. 'Ya şundadır ya bunda helvacının kızında' diye. Sonra da 'birinci beniiim' diye çığlık çığlığa bağırırdık. Hangi oyun olursa olsun bir tekerleme uydururduk çocuk aklımızla. Öyle böyle değil, bir sürü tekerleme bilirdik her birimiz. Bazen oyun dışı bırakacağımız arkadaş üzülmesin diye, bazen oyuna alacağımız arkadaşımız için.
***
Pandemiden bu yana, bir sürü yer, ya kapandı ya da faaliyetine ara vermek zorunda kaldı. Hangi tekerlemeyi söylersek söyleyelim tekrar işe başlama cesaretini göstermeyecek küçük kuruluşlar var. Çeşitli zorluklarla rağmen işini yeni kurmuş esnaflar daha başlamadan iflas bayrağını çekmek zorunda kaldı. Ya da süresiz kapandılar. Kaç işyeri bilirim bu şekilde kapanmak zorunda kaldı.
Kaç tanesi yeni aldığı büro malzemesini yok pahasına sattı. İçindeki malları köşe başlarında satmaya çalışanlarmı olmadı. Bankadan aldığı kredi borcu yüzünden sıkıntıya giren mi olmadı. Daha neler var, saymakla bitmez. Düşünsenize 'iş buldum' umuduyla sevinen insanların hevesi kursağında kaldı. Çok büyük bir şok yaşattı bu pandemi bizlere.
Hastalık bir yandan panik bir yandan, hayatta kalma mücadelesi bir yandan. insanlar birbirinden uzaklaştı. Aşı olan da 'covit' oldu olmayan da. Sadece telefonla sorduk birbirimizin hatırını. Ölen yakınlarımıza son görevimizi bile yapamadık. Şimdilerde rahatladık. Kovit belasından kurtulduk gibi. Biz yine de tedbiri elden bırakmayalım, ne oluuur ne olmaz. Yeni bir salgın gelir mi gelir.
Sıfırdan başlamak insanoğluna çok zor gelir. Yaşamak için, yaşatmak için. Tabii ki herşeyin başı sağlık desem, o da parayla ölçülü gidiyor. Çünkü 'paranla konuş' hale geldik. Ne diyelim, sağlık olsun, gerisi gelir. Esen kalın.