Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne (1989) göre çocuk, 18 yaşın altındaki bütün bireylerdir. Bu tanım, daha çok gelişimsel bir döneme işaret etmektedir. Gelişim psikolojisi açısından “insan ömrünün genellikle 2-14 yaş arasında geçen gelişme dönemine ‘çocukluk çağı’ adı verilir” (Oğuzkan, 2001: 12). Psikoloji ve eğitim bilimleri alanyazınında çocuk ve buna bağlı olarak çocukluk, bilişsel gelişim ve psiko-sosyal gelişim boyutlarıyla ele alınan bir “evre” olarak görülmektedir.
Bilişsel gelişim kuramıyla Piaget, çocuğun bilişsel gelişim dönemlerine ilişkin çalışmalar yapmış, değişik yaşlardaki çocukların değişik zihinsel süreçlerden geçtiğini ortaya koyarak çocuğu, bilişsel yeterlilikleri çerçevesinde ele almıştır.
Piaget’e göre dört bilişsel gelişim evresi vardır:
► Duyusal Motor Dönem (0-2 yaş); nesneleri tanıma, kendini nesnelerden ayırt etme, maksatlı hareketlerde bulunma, vb. yeterlilikleri kapsar.
► İşlem Öncesi Dönem (2-7 yaş); düşüncelerin benmerkezci olduğu, dilin kullanımı-nesneleri kelimelerle temsil etme gibi zihinsel süreçleri kapsayan dönemdir.
► Somut İşlemsel Dönem (7-12 yaş); nesne ve olaylar hakkında mantıksal düşünebilme,
nesneleri birden fazla özelliğe göre sınıflama, toplum merkezci tepkiler vermeye başlama vb. yeterlilikleri kapsar.
► Soyut İşlemsel Dönem (+12 yaş) ise; soyut önermeler üzerine mantıksal olarak düşünme ve hipotezleri test edebilme, geleceğe yönelik ve ideolojik sorunlarla ilgilenme gibi yeterlilikleri ifade eder (Piaget’den Akt. Kol, 2011: 2-5).
Ancak Piager’ in bu hatları belirlenmiş gelişim evreleri dönemi, yıllar içerisinde çoğu kuramcılar tarafından eleştirilmeye başlanmıştır. Zira insan doğduğu günden bu yana hep bilginin ve varlığını sorgulamak üzere “şeylerin” peşinde onu aramakla meşgul olmuştur.
Siz hiç çocukluğunuzu hatırlıyor musunuz?
Ben hatırlıyorum. Sürekli kendime sorduğum nedenlerim olurdu. Ölüm nedir? Ölümden sonra yaşam olur mu?
Gökyüzü neden mavi? Bütün yeryüzündeki varlıların adını kim koymuş? Gibi… Gibi kendimce cevap bulamadığım soruları hep sorardım. Neden… nasıl..?
Aslında bu yüzden çocuklarla felsefe yapmak o kadar zor değil, zira insan, doğuştan filozof olarak dünyaya gelmiyor mu?
Sürekli bir şeyleri soran, sorgulayan çocuklar zaten bunların somut delilleri değil mi?
Çocuklar İçin Felsefe (P4C), felsefe profesörü Matthew Lipman’ın felsefi düşünme eğitiminin küçük yaşlarda başlaması gerektiği düşüncesi ile başlar. Lipman, “ilkokul ve ortaokul döneminde kullanılan geleneksel eğitim-öğretim yöntemlerinin çocuklara eleştirel ve yaratıcı düşünceyi katmayacak şekilde belirlendiğini, bu nedenle de çocukların erişkinlik döneminde ayrım ve mantık yürütme yeteneğine dayalı yaşama becerilerinden yararlanamayacağını savunmaktadır” (Boyacı, Karadağ ve Gülenç, 2018: 151). Ayrıca klasik eğitim modelinin öğretmen merkezli eğitim yöntemini eleştirerek “öğrenmeyi öğreten” bir yöntemi savunur.
Öğretmen merkezli eğitim yönteminde, eğitimci öğretir ve öğrenci öğrenir. Burada önemli olan konu çocukların öğrenmeyi öğrenmesidir. Eleştirel düşünme ile kavramları tartışıp öğrenebilmeleridir. Klasik eğitim modelinden öğrenmeyi öğreten bir modele doğru gittiğimizde sadece verileni öğrenen değil, bilgiyi öğrenmeyi öğrenmiş gençler yetiştirmiş oluruz. Bu noktada önem vermemiz gereken öğrenme modeli “öğreten odaklı eğitim” değil, “öğrenen odaklı eğitim” olmalıdır (Wartenberg, 2009: 14-20).
Lipman, bütün bu sorunlara bir çözüm yolu olarak Çocuklar İçin Felsefe yöntemini geliştirmiştir.
Lipman’ı diğer eğitimcilerden ayıran en önemli özellik, eleştirel düşünme eğitiminin çocuklara küçük yaşlardan itibaren verilmesi gerektiğini iddia etmesidir. Bu eğitimin mümkün olabilmesi için felsefe, olmazsa olmazdır.
UNESCO ise Çocuklar İçin Felsefe’nin amaçlarını, 2007’de yaptığı çalışmada altı başlıkta toplamıştır. Bunlar:
- (Bağımsız) Düşünme
- Düşünen yurttaşlar yetiştirme
- Çocukların kişisel gelişimlerine yardım etme
- Çocukların dil, konuşma ve tartışma yetilerini geliştirme
- Felsefeyi kavramlaştırma yeteneğini kazandırma
- Çocuklara uygun bir öğretme yolu geliştirme (UNESCO, 2007: 15-16).
Çocuklar İçin Felsefe, en kısa tanımıyla, felsefi düşünmeyi tetikleyen bir uyaran/uyarıcı etrafında yapılan bir düşünme ve soruşturma etkinliğidir. Çocukların yaratıcı, eleştirel, özenli ve işbirliğine dayalı düşünme edimlerinin yani felsefi düşünme edimlerinin geliştirilmesine katkı sağlar.
Felsefe konusuna neden değindiğime gelince? Bir (P4C) Çocuk için felsefe eğitmeni olarak. Eğer demokrasiden, cumhuriyetten, eşitlikten, medeniyetten, bilimden, hak ve özgürlüklerden bahsedeceksek, çocuklarımıza gereken değeri vermemiz ve onları, sorgulayan, soruşturan duruma getirmemiz gerekmektedir.
“Neleri” sorgulayan çocuk, yetişkinliğinde eminim ki bizim yaptığımız hataları yapmaz ve nasıl yönetileceğini,nasıl bir toplumda yaşayacağını net bilir ve toplum mühendisi olmaya gönüllü olacaktır.
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın,akıl ve beden sağlığınızı koruyun!