Selam! Bu dünyada hala yiyecek ekmeği olanlar,
Selam! 2022 yılını görebilenler,
Selam! Geçen yılı bitirebilme şansı olanlar…
Eğer ben yazabiliyor ve siz yazdıklarımı okuyabiliyorsanız gerçekten seçilmiş ve şanslıyız.
Çünkü biz her şeye rağmen savaşçı ruhlu bir milletiz.
Mesela koronadan kurtulup, bu kadar geçim sıkıntısına rağmen hala en azından kalp spazm bile geçirmeden 2022 yılına girebildiysek, hadi gene iyiyiz!
Son yıllarda başımıza gelmedik kalmadı, ben uzaylıları da bekliyordum ancak galiba onlar da “bir duralım azıcık nefes alsınlar” diyerek gelmekten vazgeçtiler.
Her yerden okkalı şamarlar yiye yiye, son gücümüzle sürüne sürüne 2022 yılına girdik girmesine de bundan sonra olacağı, biliyorum ki hepimiz merakla bekliyoruz.
1 Ocak’a girdiğimiz gibi zam bombardımana uğrayacağımız zaten belliydi. Benim merakım bundan sonra, hâkimiyetini yitirdiğimiz hayatımızda daha ne felaketlerle karşılaşacağımız.
Galiba böyle giderse milletçe ya akıl hastanesine yatarız ya da birbirimizin gözünü oymak için zaman kollarız.
Eskiden kime sorsan nazar değmesin diye “yav işte idare ediyoruz, kimseye muhtaçlığımız yok, az çok kazanç var” gibi…gibi… Esnaf ağzıyla mali durumunu anlatmaya çalışırken, şimdiler de nazar değmesin diye geçiştirdiğimiz sorulara cevaplar, galiba hayatımızın bir gerçeği oldu.
Zira şimdi şükürlerimiz bile değişti artık “bilader, sağlığımız yerinde daha ölmedik,haciz maciz de gelmedi şükür sürünüp duruyoruz” şeklinde yaşama mutluluğumuzu dile getirir olduk.
Dedim ya biz savaşçı milletiz, bulunduğumuz sıkıntılı ortamda bile mutlaka şükür edecek bir şeyler buluruz. Anlayacağınız bizi kodlayanlar ayarımızı iyi vermiş.”kendinden iyi durumda olanlara değil, kendinden kötü durumda olanlara bak ki olduğun haline şükür et”
Evet, biz yine her zaman olduğu gibi olana olmayana, hak ettiğimize etmediğimize ve Allah’ın verdiği hayatı hala yaşayabildiğimize şükür ederek, diğer seneleri nasıl atlattıysak bunu da geçirmeye hazır bir halde, yine olmayacak umutlarla, mutlu mesut bir yıla daha girdik.
Bu arada, kardeşim… Hani “hepimizin gideceği yer aynı, bir karış toprak diyoruz ya…”
Mezarlığa gidince bunun bile farklı olduğunu görüyorsunuz. Elbet karış toprak aynı, aynı olmasına da fakirin yattığı yerle zenginin yattığı yer bu kadar mı farklı olur. Orada bile statü, kalite, bangır bangır ben buradayım diyor.
O yüzden biz mümkün olduğunca yaşamaya devam edelim, zira en azından burada herkes çakma markalar da olsa, sanki aynı zenginlikteymiş gibi yapabiliyor.
Kısacası; bu yeni yılda, fakir fukaraya vurmaya devam ederken, zenginin zepzengin olma hikâyesi devam ediyor.
Biz mi? Allah’ın verdiği canı almamasına şükür etmeye devam ediyoruz…
Hadi gene iyiyiz!
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!