“Çocuk” henüz bedensel, ruhsal ve sosyal yönlerden erginliğe ve olgunluğa ulaşmamış bireydir. Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde “Çocuğa uygulanabilecek olan kanuna göre daha erken yaşta reşit olma durumu hariç, on sekiz yaşına kadar her insan çocuk sayılır” tanımı yer almaktadır.
“Yetişkinlik”, yaşamın çocukluk ve gençlik dönemine göre çok daha uzun bir dönemi kapsar. Yasal olarak çoğu zaman 18 üstü bir yaş dönemine denk düşer. ''Yetişkin”, sözcüğü Latince büyümek fiilinden gelmektedir. Dolayısıyla yetişkin en basit tanımla büyümüş kişidir.
Öncelikle bu yukarıda yazdığım tanımları neden sizle paylaştığıma gelince…
Adı ve tanımı üstünde ÇOCUK….
Yeni kuşağın bu kavramları tekrar gözden geçirmesi gerekiyor, zira yeterli olgunluğa erişmemiş ve haz duygusunun yoğun olduğu fikir beyan edemeyen daha doğrusu olağan gelişimi nedeniyle sağlıklı fikir beyan edemeyen ve bir yetişkinin rehberliğinde olası olgunluğa erişmesinin beklendiği küçük insanlar….
Ve maalesef yeni kuşağın çocuklarını eğitimcilerin ve uzmanların anlattıklarını yanlış anlayarak onları birer yetişkin görüp öyle davranmasından dolayı çocuğun yaşadığı gelişim çatışması…
Galiba artık bu konu beni ziyadesiyle yordu. Çünkü ailelerin yön vermesi, kişilik gelişimine yardım etmesi gereken çocuklar, birden evin yetişkin bireyleri olup evi ve anayı babayı yönetmeye başladılar.
Artık etrafımda boyu kısa yetişkinler görmek, gerçekten özellikle eğitimcileri yormaya başladı.
Sayın anne-babalar öncelikle lütfen size emanet edilen canların çocuk olduğunu ve hayatı sizin onlara göstermeniz gerektiğini unutmayın…
Özgüven ile edepsizlik ince bir çizgidir, maalesef özgüvenli çocuklar yetiştirmeye kalkarken edepsiz,insana saygı duymayan sadece kendi bireyselliğini önemseyen çocuklar yetiştirmeye başladınız.
Çocuk gelişim evrelerini bilmediğiniz içinde çocuğun falliklik dönemi dediğimiz ya da ön ergenlik dönemleri dediğimiz tehlikeli, benmerkezci olan döneminde kendi menfaati için ve kendine ait hayal dünyasının gerçekleşmesi için yapabileceklerini görmediniz. Çocuk haz duygusunun yoğun ve bencilliğin hat safhada olduğu bu dönemlerde hayallerini gerçekmiş gibi yansıtmaktan, kendi isteklerini yaptırmak için yalan söylemekten asla çekinmez.
Öncelikle çocuğunuzun çocuk olduğunu lütfen unutmayın…
Sizin yansımanız olan çocuktan, olumlu davranışlar bekliyorsanız siz de iyi insan olmayı denemelisiniz.
Çocuğunuza ergen ya da yetişkin bir birey gibi davrandığınız sürece, çocuk kendi gelişimini tamamlayamaz ve farklı bir karakterle daha doğrusu olumsuz davranışları karakteri haline getirerek geleceğin sorunlu yetişkini olur.
Çocuğunuza sınırları belirleyen sizlersiniz,
Çocuğunuza ahlaki değerleri, adalet, vicdanı, küçüğüne-büyüğüne saygıyı gösterecek sizlersiniz.
Hiçbir öğrenci öğretmenine tüküremez, saldıramaz ve hakaret edemez..Bütün bu olumsuz davranışları, yine çocuk aile içinde yaşayanların davranışıyla şekillendirir.
Lütfen! Artık çocuklarınıza yön vermeniz gereken küçük bireyler olarak davranın, zira böyle giderse gelecek nesil; oldukça küstah, hazır bulup yiyen, menfaati için her yol mubahtır diyen bireyler olarak yeni yozlaşmış bir toplum oluşturacak.
Durkheim’de dediği gibi “ Bir toplumda ahlak o toplumun bütünlüğü ve devamı için en önemli unsurdur”
İşte biz artık ahlaki değerlerimizi yitirip acımasız ve vicdansız bireyselliğin önde olduğu bir toplum olmaya doğru gidiyoruz…
Özgüven; edepsizlik, şımarıklık değildir.
Çocuğa saygı ; çocuğun anlamayacağı dilden konuşmak ve onu yetişkin olarak görüp öyle davranmak değildir.
Kendini ve haklarını korumak; yalan söylemek, iftira atmak, saygı duyulması gereken insanlara saygısız davranmak değildir.
Çocuk; 18 yaşına kadar rehbere ihtiyaç duyan, iyinin kötünün öğretilmesi gereken küçük insanlardır.
Çocuğunuzun arkadaşa değil, anne babaya ihtiyacı vardır. Zira o arkadaşını da, dengini de kendi seçer ve sosyal çevrede bu ihtiyacını giderir.
Biz ebeveyn olarak doğru insanlar olmalıyız ki çocuğumuzda doğru gelişim evrelerini sakice geçirsin.
Çocuğunuzun canı sıkkın olabilir. Çünkü o bir insan…
Çocuğunuz öfkeli olabilir. Çünkü o bir insan…
Çocuğunuz mutsuz olabilir. Çünkü o bir insan…
Çocuğunuz yemek seçebilir ya da yemek yemeyebilir. Dedim ya…Çünkü o bir insan…
Bütün bu insani duygulardan dolayı panikleyip irdelemek yerine bırakın doğasına, merak etmeyin süreğen bir durumda zaten çocuğunuz size sinyalini verir.
Çocuk yetiştirmeyi abartmak yerine bırakın doğası gereken neyse olsun…
Yoksa mutsuz, tatminsiz bireyler yetiştirmeye devam edeceğiz.
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!