Aşkın en ünlü temsilcisi olan Mecnun’a demişler ki,
“Leyla için canım feda diyorsun. Öyleyse bir kolunu Leyla aşkı için ver de sözünün hakikat olduğuna delil olsun.
Mecnun bir an düşünmüş ve demiş ki: Hayır kolumu Leyla aşkı için kestiremem. Artık ben, ben değilim. Ben Leyla’dan ibaretim. Leyla kesildim ben. Bu yüzden bu kolda benim değil onundur. Onun olan kolumu kestirip de sevdiğimin acı çekmesine dayanamam.
Sevgi gerçekten varsa sevenlerini böylesine beraber ve bir eden güzel bir cümle. Gerçek sevgi varsa, sen-ben derdi kalmıyor, biz olunuyor. ‘Biz’leşemeyen her birliktelik hala ben iddiasında bulunuyorsa yuva kurmaya hazır sayılamaz. İnsan, evden, eşyadan önce içini, gönlünü, ruhunu birlikteliğe hazır etmelidir. Yani çift bedende tek ruh olmak, mutluluğun yolu buradan geçiyor.
Sevginin yerini, Geçiçi aşklar, geçici hevesler, günlük ve çıkarcı ilişkilerin aldığı günümüzde ne Mecnun kaldı ne de Leylalar. Herşey gibi aşkı da, sevgiyi de bitirdik. Kutsal yuva kavramımız heveslerimize yenik düştü. Ne diyelim, yine de iyi ve güzel düşünüp, iyi ve güzel şeylere imza atalım.
Aşağıdaki dizeler bunu ne güzel anlatıyor:
***
Bir eş, yer olursa diğeri ona gök olmalı.
Hizmetçiyse biri, öteki köleliği şeref bilmeli.
Beraber gülmeli, beraber ağlamalı.
Çift bedende tek ruh olarak yaşamalı.
***
Sağlıklı, huzurlu ve sevgi dolu mutlu yarınlar dilerim.