Montella ile başlayacağım yazıya. Sonunu da yine onunla kapatacağım. Nedeni de; bir teknik adamın bu kadar doğruyu üst üste koymasıdır bahse konu olan. Alanya maçının kadrosundan bir Tayyib Talha’yı çıkardı, haftalardır iyi performansını koruyan Simon Deli ile maça başladı. Böylece oyuncularına yaptığı rotasyonlarla şu mesajı verdi; “sahada sistemin bir parçası olurda istediğimi yaparsanız, başarı da sizin, formada sizin” dedi.
Demirspor, her hafta üzerine koyarak oynamayı sürdürmeye devam ederken, Alanya maçının farklı galibiyeti, Galatasaray maçına ilişkin bir öngörü de yaratmıştı zaten. Salı gecesi, yaratılan bu öngörünün gerçeğe dönüşmesini de Demirspor sağladı.
Neden mi?
Kısaca cevabı şu: Belirli bir sistemi ve uygulamaya çalışan bir takımın (yani Demirspor), sisteme uyan oyuncularıyla alınan sonuçtur. Diğer yandan, buna Galatasaray açısından baktığımızda, bu takımın sistemi yok demek doğru değil ama sisteme ilişkin oyuncu grubunun olduğunu söylemekte çok zor. Nihayetinde koskoca Galatasaray takımının oyun, sonuç ve puan itibariyle durumu ortadadır. Salı gecesine ilişkin hafızada kalan tek hamle, ilk yarıda Oğulcan’ın Kaan Kanak üzerinden yürüyerek pozisyon bulma çabasıydı. Montella maçın ikinci yarısı için Vargas’ı uyarmış olması gerekir ki, bu oyuncunun Kaan’a destek çıkarak Oğulcan’ın o bölgeden etkili olmasını azalttı.
Demirspor ne yapacağını biliyordu
Demirspor takım olarak müthiş istekli, akıllı ve en önemlisi de taktiksel oynadı. Özellikle Galatasaray’ın geriden çıkarken pas trafiğini öylesine önledi ki, mecburen ya uzun oynamak zorunda, ya da topu kendi yarı alanlarında çevirmek zorunda kaldılar. Bir de Demirspor’un oyunun boyunu iyice kısaltıp, orta alanda Gökhan ve sahanın her yerinde 90+2 de bile 3 kişiyle mücadele eden Stambouli ile basınca, Galatasarayın pas trafiğini çok etkisiz kaldı. Galatasarayın kaleye çekilen ilk ciddi şutunun dakikası 78 olduğunu, 79’da da bir karambol bulup Muric’in çıkardığını, bundan gayrı ciddi bir pozisyonunun olmadığını söylesem çok yanlış olmaz.
Pastanın kreması: Yunus
Takım halinde iyi oynayan Demirspor, Muric’in kaledeki güven veren performansını, Svensson’un klasik görev anlayışıyla ciddiyetini, tandemdeki Samet ve Simon Deli’nin dikkatli oyunları, Kaan’ın defansif görevini yapma çabasını, sahanın her yerine ayak basan, derin ve tehlike yaratan paslarıyla Gökhan ve Stambouli’yi, şimdiye kadar en etkili oyununu oynayan Bjarnason’u, kanattaki Vargas’ı, topu tutma ve kullanma becerilerini sergileyen Balotelli’yi, pastanın oluşumunu sağlayan ustalar olarak sayarsak, performansı, Marcao gibi oyuncuyu çalımıyla perişan eden, şahane pasları ve attığı iki muhteşem gol ile takımının galibiyetini süsleyen Yunus’u, pastanın kreması olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Son söz;
Montella ile başladığım yazıyı yine Montella ile kapatacağım.
Demirspor’a kurduğu ve uygulamasında başarı sağladığı sistem, oyuncularını ve onların yeteneklerinden en iyi nasıl yararlanabileceğini öğrenmesi, rakip takımlarını iyi analiz ederek, bunlara ilişkin uygun oyuncuları tercih etmesi, maça hazırlaması, hepsi onun ve yanındaki yardımcılarının eseridir. Bunu sağlayan kişi de Murat Sancak başkandır. Her ikisi de, futbol adına saygıyı hak edecek kadar katkılarını koymuşlardır.
Tebrikler Demirspor.