“Doğruluk, dost kapısıdır” der Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli.
“Özü doğru olanın sözü de doğru olur” diye konuşmuştur Hz. Ali…
Shakespeare’in de dediği gibi: “Hiçbir miras doğruluk kadar zengin değildir.”
***
İster zengin ol, ister fakir!
Doğruluktan ayrılma. Mevki, makam, para, pul seni değiştiriyorsa, üst perdeden bakmaya başlıyorsan vay haline!
Son zamanlarda halkın seçimiyle göreve gelen belediye başkanlarının atadığı bazı daire başkanlarının, bürokratların, müdürlerin, şeflerin, görevlilerin, memurların; vatandaşın derdinden uzak bir görüntü çizdiğine dair şikâyetler alıyoruz. Taşıdıkları birbirinden güzel cep telefonlarına nedense bakmıyorlarmış. Adı üstünde cep telefonu! Zili çalan telefona bakmıyorsanız taşımayın o telefonları…
Sizin yüzünüzden başkanlara sitem ediliyor haberiniz olsun…
Hedefe giden her yolu mübah sayma alışkanlığınızdan vazgeçin. O görevlere gelmek için kimleri devreye koyduğunuzu, kimlerin önünde kırk takla attığınızı dünya alem biliyor. Bazen bu uğurda kaybedeceklerinizin kazanacaklarınızdan daha acı vereceğini unutmayın.
***
Bu toplumun dürüst, düzgün, güvenilir, özü sözü bir, doğru insanlara ihtiyacı var.
İster belediye başkanı olsun, ister kaymakam, ister vali, ister bürokrat, isterse sıradan bir çalışan… Fark etmez. Ama hiç fark etmez…
Kenti için, kentlisi için, ülkesi için atan bir kalbi varsa kişinin… Hele de mevki makamdayken bu kalbi şeffaf atıyorsa, aynada kafası dik bir şekilde kendine bakabiliyorsa, işte o zaman bazı şeylerin değişebileceğine kanaat getireceğiz.
Karakolda doğruyu söyleyip mahkemede şaşan, verdiği sözden dönünce muhatabına kırk takla atan, bariz bir şekilde yalan söyleyen her kim olursa olsun bilsin ki; bu toplumun değer yargılarına, hakkına, hukukuna saygı göstermeyen, saygısız bir ruh haline sahiptir.
Bu tür kişiler; er ya da geç yapayalnız kalacaktır.
***
Oturduğu koltuğa güç vermek yerine o koltuktan güç alanların sonunun hüsran olduğunu anlatmaya gerek var mı!
Daha konuşacağımız çok şey var…
Ama siz şimdilik; insan olun, insanca kalın…