Herkesin birbirini anlamasını ve birbirine hoşgörü ile bakmasının, engin anlayışının temeli sayan din, tasavvuf ve sosyal hayat başta olmak üzere her konuda bilginin ve bilgi sahibi olmanın önemine her vesileyle işaret eden Mevlâna Celâleddin Rumi, ölüm gününü, en büyük sevgili olarak bildiği Allah’a kavuşma anı olarak belirttiği için, 17 Aralık gecesi “Şeb-i Arûs” yani “Düğün Gecesi” gününü yine anacağız.
Mevlâna Celâleddin Rûmî’yi, Konya’da her 17 Aralık’ta Hz.Mevlana'yı daha yakından tanımak ve tanıtmak üzere Mevlana Haftası kapsamında Konya'da çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Mevlâna Celâleddin Rûmî’nin türbesi Konya’da bulunmaktadır. O yüce gönülü herkesin ziyaret edip, görmesini temenni ederim.
Hz.Mevlana, aşkın en ileri noktasının Allah'a olan aşk ve muhabbet olduğuna inanmıştır. Mevlana, Allah'a olan aşkın dışında herhangi bir aşkın var olduğuna inanmamıştır. Mevlana'nın felsefi düşüncesi, hayata bakışı bir çok kişiye örnek olmuştur. Büyük Alim’in Ruhu şad, Mekanı cennet olsun.
***
Bu düğün gecesinde yüce gönlü, güzel özdeyişleriyle analım.
-Güneş herkesin üzerine eşit doğar ama, Gül başka leş başka kokar,
-Doğruysan zarar gördüm deme, bil ki iyiler mutlaka kazanır...
-Her şey vaktini bekler, ne gül vaktinden önce açar, ne güneş vaktinden önce doğar... Bekle senin olan sana mutlaka gelir...
-Üzülme kaybettiğin her şey, başka bir surette sana geri döner... Hayat bir nefestir aldığın kadar, Hayat bir kafestir kaldığın kadar, Hayat bir hevestir daldığın kadar...
-Yaren değil yar ol, sevgilin Mevla olsun... Diken değil gül ol, aşığın bülbül olsun... Dostuna öyle dost ol ki, adın derman olsun...
-Dediler ki: Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. Dedim ki: Gönüle giren gözden ırak olsa ne olur?
-Üzülme Can! Doğruysan zarar gördüm deme. Bil ki iyiler mutlaka kazanır.
-Hayat bir nefestir, aldığın kadar... Hayat bir kafestir, kaldığın kadar... Hayat bir hevestir, daldığın kadar...
-Kalp denizdir, dil de kıyı. Deniz de ne varsa kıyıya o vurur.
-Ey gönül ses etme! Bekle! Ya nasip de. Rabbine bırak...
-Sen uzattığın eli tutmayan ele mi dargınsın, yoksa onu tutmayacak birine uzattığın için kendine mi kızgınsın? Hz.MEVLANA