Evimizin minik bireylerinin okulla tanışma zamanı geldi. Her çocuğun hayatında okuldaki ilk gün çok mühimdir. Çocuk için ev, en çok sevdiği ve en çok sevildiği bir ortam demektir. Okul ise belirsizliklerle kuşatılmış yabanca bir alemdir.
Ev ortamı dışında, yepyeni farklı bir çevre, ister istemez çocuklarımızı endişelendirir. Kendi kimlik ve kişiliğini, ayrı ve başka bir fert oluşunu, ilk defa bu kadar derinden hisseden çocuk, kendisini bırakılmış gibi hisseder. Ama eğer okul öncesi eğitimi almış veya aile içinde okullu olmaya alıştırılmış miniklerimiz ise yeni çevreye daha kolay adapte olur.
Okul çocuğun hayatındaki ilk kurumsal tecrübesidir. Hiç tanımadığı, bilmediği kurallarla yönetilen bir ortama girecek olan çocuk, elbette kaygılanır. Her çocuk aynı derecede olmasa da sevdiği ve güvendiği bir çevreden kopuşun acısını mutlaka hissedecektir.
Uzmanlar, okul korkusunun bebekliğinde, bilhassa da anne sevgisine doymamış çocuklarda daha fazla olduğunu belirterek, bazen anne babanın dokunuşundan, bakışından, tavrından kaynaklanan kaygının çocuğa yansıdığını ifade ediyorlar.
***
Anne-babanın doğru yaklaşımıyla çocuk, okulun ilk günlerinin kaygısını kolay atar. Evlatlarımıza, okula alışma süresinde onların yanında olup, şefkatle davranıp, okulu sevdirelim. Yeni arkadaşları olacağını, oyunlar oynayacağını ve eğlenerek okumayı öğreneceğini söyleyelim. Onları bırakmadığımızı, her gün gelip alacağımızı ve onlar sınıftan çıkmadan önce okulda bekleyip, bizi görmelerini sağlayıp, güvenlerini kazanalım. Güvende olduğunu bilen çocuk, evinden kopmadığını, okulda eğitim için bulunduğunu hisseder.
Haydi çocuklar zil çaldı. Eğitim yuvaları sizleri bekliyor. Yarınızın güvencesi miniklerimize, başarılı bir eğitim-öğretim yılı dilerim.