İnsanlar herkes hakkında yorum yapabileceğini düşünüyor, fakat yanılıyor. Üstünlük kurmaya çalışılıyor. Hiç kimsenin yapmaya hakkı olmadığı halde herkes yorum yapma, eleştirme ve yargılama konusunda cesaret gösteriyor. Kırmak oldukça kolay, peki ya tekrardan toplamak… Hiç kendinize ‘neye göre yargılıyorum’ diye soruyor musunuz? Doğruyu ve yanlışı, iyiyi kötüyü ne kadar doğru biliyoruz da yargı dağıtıyoruz…
Sahiden yargılamaya, buna gerek var mı?
Kıyafete, kiloya, yemeğe, içmeye, gezmeye, düşüncelere ve görüşlere sürekli eleştiri yapan bir topluluk haline gelinmiş. Peki, bunları eleştirirken, yargılarken hiç kendimize veya ailemize bakıyor muyuz? Bence hayır. Bakış açılarına göre herkes bencil ve acımasız olabiliyor. Bize doğru gelmeyen şeyler başka insanlar için normal karşılanıyor. Sürekli bildiğimizi okumaya çalışıyoruz, at gözlüğü takmışçasına… Kimsenin ne yaşadığını, ne tür zorluklardan geçtiğini bilemeyiz o yüzden anlamayacağınız hayatları yargılamayın. Bir başkasının yaptığı şey ve sonucu beni etkilemediği sürece insanları yargılamam.
Her insanın hatası vardır. Hiç kimse her zaman doğruyu bilip, yanlışı görmez. Pişmanlık duyan insanı yargılamak, psikoloji kirliliğine maruz bırakmak bana etik gelmiyor. Empati kurmak, yargı yerine doğruyu gösterip, güzel öğütler vermek, iyiyi ve kötüyü ayırt etmeyi aşılamak sizce de daha doğru değil mi?
Yapılan eylemler karşısında şaşırmayı, ayıplamayı, suçlamayı bir tarafa bırakın. Yargılamayı fiilen değil de, kafada bitirin. İşte o zaman insanlığa, özgürce ve saygılı bir şekilde yaklaşabilirsiniz. Bir başkası için değil de her zaman kendiniz için yaşadığınızı unutmayın.