'Pazartesi sendromu' diyorlar. Ben buna hiç de katılmadım. Benim için günler hep aynı.
Hafta sonu tatili yaptıktan sonra pazartesi işe başlamak zor geliyormuş. Çalışanın hepsi hafta sonu izin yapamıyor, bunu biliyorsunuz. İzinsiz çalışan çoook insanımız var. Kimi fedakarlığından, kimi mesaiye kalmaktan, kimi mecburiyetten.
Şimdilerde ne sendromu var düşündünüz mü? Bence artık 'geçim sendromu' oluştu insanlarda.
Pazarda domates 25 TL'miş. Öteki fiyatları söylemeye gerek yok.
Artık dengeli beslenmeyi çoktan unuttuk, sadece karnımız doysun, Allah’a şükür ediyoruz.
Pazara gidebilirsek, nerde ucuz şey var onu arıyor gözlerimiz. Böyle giderse sıcak bir çorba yapıp karnımızı doyuramaz hale geleceğiz. Nerde küçük bir topluluk var konuştukları 'pahalılık'. ' Hayat pahalılığı' aldı başını gidiyor. Ne yapacağız, nereye kadar sabredeceğiz, deyip duruyorlar.
Her ağızdan değişik sesler çıkıyor. Allah bilir diyeceğim de, kulları da el atsın artık. Herkes birbirine soruyor, anlatıyor, dert yanıyor ama bir şey yapmıyor, yapamıyor.
Hele bir de ev kırası gibi yüksek gelen elektrik faturalarından sonra, iyice apışıp kaldık.
Millet hala kendi içinde isyan ediyor. Az kaldı 'seyirlik' bakacağız 'aaaa, bu da mı artmış' demekten. Kendimize güler olduk. Şaşkın şaşkın bakmaktan 'avel'leştik.
Günlük ihtiyaçlarımızı da alamaz hale gelmek üzereyiz. Her gün fiyatlar değişiyor, reyonda 9,50 olan bir çorap, kasaya gelince 11,50, itiraz ediyoruz, fiyat değiştirmeyi unutmuş arkadaşlar deniyor. Delleniyoruz.
Market çalışanları kasaya bakamıyor. Yeni işleri fiyat değiştirmek olmuş. Geçen gün yine aynı tür şeyle karşılaştım. Reyonda 18 TL, kasaya geldim 28 TL. dediler. Almadım, bıraktım.
Yahu, ucuzundan 500 kuruşa aldığımız ikili peçete bile 6,90 olmuş. Fiyatlar aşağı çekileceği mümkün görünmüyor, ne yapar, ne ederiz, kirayı, elektriği nasıl ödeyeceğiz, diye millet kaygı ve huzursuzluk içinde yaşam savaşı veriyor.
Allah sonumuzu hayreylesin, hayat ne zormuşsun be!!!