Aylardan Ramazan. Günlerden Cuma ve Cuma vakti camide cemaat tek tük camiye girmekte. İmam kürsüde. Gidenlerin arasında O. Hızır (a.s)’da var. İhtiyar kılığında onlardan biri gibi gidiyor ve bir köşeye oturuyor. Kürsüde imam sohbete başlıyor. Hızır’ın yanına kırk yaşlarında bir adam gelip oturuyor. Cami yavaş yavaş dolmaya başlıyor.
Adam bir müddet sonra uyuklar bir vaziyette sallanıyor, ha uyudu ha uyuyacak. Hızır (a.s.) adamı dürtüklüyor.
-Uyuyacaksın der.
Adam: Uyumam, beni rahat bırak, der.
Hızır (a.s.) pes etmez, ancak ezan okundu okunacak, adam da ha uyuyacak ha uyuyacak, bir daha dürtükleyerek. -Uyuyacaksın dedim der.
Adam: Bende sana uyumam, beni rahat bırak dedim. Rahat bırak beni. Rahat bırak yoksa, Hızır olduğunu söylerim. Buradan çıkamazsın. Bu kalabalık sakalında bir tel sakal bırakmaz.
Hızır (a.s. )susar ve gözlerini kapar, boynunu büker ve Allah’a yönelerek;
-Rabbim! Bu nasıl iştir. Bu kulun benim kim olduğumu bildi. Bu nasıl iştir ki bendeki listede bunun ismi yok.
Cevap gelir:
-Sana verilen listede beni sevenlerin isimleri var. O ise benim sevdiklerimden.
Allah hepimize layık kul olmayı, seven, sevilen ve sevdiği kullardan olmayı nasip etsin.