ŞEYDA TURAÇLAR
Köşe Yazarı
ŞEYDA TURAÇLAR
 

Bulguru kaynatırlar

'Bulguru kaynatırlar, yaylada yaylatırlar' diye bir türkü var. Anlatayım mı bildiğim kadarıyla? Bulgur koca bir kazanda önce iyice pişirilip, sonra damlara serilen tertemiz savanların içinde kurutulur. Daha sonra bulgur çeken Dinklerde istenen küçüklükte, öğütülüp çuvallara konur. Köftelik bulgur ayrı, pilavlık bulgur ayrı, biraz daha irisi yarma ayrı ayrı çuvallara konur, kış için hazır hale getirilir. Biz çok severdik haşlanmış bulguru, içine şeker varsa ceviz atıp bir güzel yerdik. Annemle babam da giderlerdi bulgur yaptırmaya. Şimdi kim öyle bir zahmete giriyor. Teknolojinin hızla geliştiği, herşeyin dokunmatik olduğu bu zamanda. 'Evvel zaman içinde', diyenimiz kaldı mı acaba?  Çamaşır, bulaşık makinası, elektrikli süpürgenin, televizyonun olmadığı zamanları bir düşünün. Her gün gaz lambası temizlenirmiş, elektrik  sadece birkaç komşuda varmış. Eskiler çok severmiş kelle paça çorbası, karın mumbar dolmasını, haftada bir gün her evde yapılırmış. Büyükbabam, bir gün eve gelmiş, “Emine hatuuun', demiş neneme, 'bir tencere çıkmış, düüüt diye ıslık çalıyormuş içindeki yemek pişince, çabucak pişiriyormuş, sana o tencereden aldım.” Yani anlayacağınız, Düdüklü tencere almış. Bir yenilik gelmiş evlerine. Buzdolabı da yok, artan yemekler tel kafese konurmuş. Şimdiki teknolojinin 'T' si bile yokken hayal meyal hatırlarım, çamaşır haftada bir gün elde yıkanırdı. Damdan akan bir oluktan yağmur suyunu biriktirirlerdi. Rahmetli annem, teyzem, anneannemin önlerinde birer leğen olurdu, annem yıkar, teyzemin leğenine, teyzem yıkar, anneannemin leğenine atardı. Üç su yıkanırdı ve misler gibi de kokardı. Babaannemin birde temiz çamaşırı çivit boyası ile duruladığını hatırlıyorum. O gün evde Mahluta çorbası, odun ateşinde imil imil pişerdi. Ne lezzetli bir yemekti o. Hala tadı damağımda dün gibi. Büyüklerimiz ne zorluklar yaşamış. Ne çileli bir hayat yaşamışlar. Bizler bu zorlukları yaşamıyoruz ama yine de geçmiş çok güzeldi, o günleri çok özlüyorum. “Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer” Sağlıcakla kalın.  
Ekleme Tarihi: 24 Mart 2022 - Perşembe

Bulguru kaynatırlar

'Bulguru kaynatırlar, yaylada yaylatırlar' diye bir türkü var. Anlatayım mı bildiğim kadarıyla?

Bulgur koca bir kazanda önce iyice pişirilip, sonra damlara serilen tertemiz savanların içinde kurutulur. Daha sonra bulgur çeken Dinklerde istenen küçüklükte, öğütülüp çuvallara konur.

Köftelik bulgur ayrı, pilavlık bulgur ayrı, biraz daha irisi yarma ayrı ayrı çuvallara konur, kış için hazır hale getirilir. Biz çok severdik haşlanmış bulguru, içine şeker varsa ceviz atıp bir güzel yerdik.

Annemle babam da giderlerdi bulgur yaptırmaya. Şimdi kim öyle bir zahmete giriyor.

Teknolojinin hızla geliştiği, herşeyin dokunmatik olduğu bu zamanda. 'Evvel zaman içinde', diyenimiz kaldı mı acaba?  Çamaşır, bulaşık makinası, elektrikli süpürgenin, televizyonun olmadığı zamanları bir düşünün. Her gün gaz lambası temizlenirmiş, elektrik  sadece birkaç komşuda varmış. Eskiler çok severmiş kelle paça çorbası, karın mumbar dolmasını, haftada bir gün her evde yapılırmış.

Büyükbabam, bir gün eve gelmiş, “Emine hatuuun', demiş neneme, 'bir tencere çıkmış, düüüt diye ıslık çalıyormuş içindeki yemek pişince, çabucak pişiriyormuş, sana o tencereden aldım.” Yani anlayacağınız, Düdüklü tencere almış. Bir yenilik gelmiş evlerine.

Buzdolabı da yok, artan yemekler tel kafese konurmuş. Şimdiki teknolojinin 'T' si bile yokken hayal meyal hatırlarım, çamaşır haftada bir gün elde yıkanırdı. Damdan akan bir oluktan yağmur suyunu biriktirirlerdi. Rahmetli annem, teyzem, anneannemin önlerinde birer leğen olurdu, annem yıkar, teyzemin leğenine, teyzem yıkar, anneannemin leğenine atardı. Üç su yıkanırdı ve misler gibi de kokardı. Babaannemin birde temiz çamaşırı çivit boyası ile duruladığını hatırlıyorum.

O gün evde Mahluta çorbası, odun ateşinde imil imil pişerdi. Ne lezzetli bir yemekti o. Hala tadı damağımda dün gibi. Büyüklerimiz ne zorluklar yaşamış. Ne çileli bir hayat yaşamışlar. Bizler bu zorlukları yaşamıyoruz ama yine de geçmiş çok güzeldi, o günleri çok özlüyorum.

“Geçmiş zaman olur ki, hayali cihan değer” Sağlıcakla kalın.

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.