Günümüz kadınının mutsuz eden problemlerin başında şiddet geliyor. Kadının baskı altında tutulması, anlayış eksikliği, erkekteki alkol ve kumar hastalığı, ihanet, terk, sadakatsizlik, anlayışsızlık, ilgisizlik, ihmal ve mağdur edilmesi boşanmaların başında geliyor. Ne yazık ki, ülkemizde “Erkektir, yapar anlayışı” hala gündemdeki yerini koruyor.
Giderek artan kadın şiddetinin önüne bir türlü geçilemiyor. Her ne kadar uzmanlar, psikiyatristler, psikologlar ve araştırmacılar problemleri ortadan kaldırmak için çalışsalar, medya bu konuda yazıp çizse de problemler çığ gibi büyümeye devam ediyor.
Kadınlarımız yine duygusal, fiziksel ve ekonomik şiddete maruz kalıyor. Hem de eğitimli erkeklerden dayak yiyen eğitimli kadınların varlığı ve baskı altında tutulması hepimizi derinden üzüyor. Kadınlarımız, ne kadar eğitimli, bakımlı, alımlı da olsa ihanete uğruyor, terk ediliyor, boşanmalarda mağdur oluyor ve öldürülüyor.
Bu problemler asırlardır devam ediyor. Son olsun diyoruz ama son bir türlü gelmedi. Bir çözüm bulunmadığına göre demek ki çözümü çözümsüzlükte arıyoruz.
Oysa ki Peygaberimiz Hz.Muhammet (S.A.V), “İnsanların en kötüsü ailesi üzerinde baskı yapandır buyurarak, kadınlara baskı yapılmasını, baskı altında tutulmasını yasaklıyor. “Şüphe ki yok ki hanımlarını dövenler sizin hayırlınız” değildir hadisiyle şiddetin önünü kesiyor.
Dileğim, çıkarılacak yeni yasalarla erkeklere gereken cezanın verilmesi. Kadınlarımızın mağduriyetinin son bulması. Şiddet görmemesi, öldürülmemesi. Aydınlık günler tüm kadınlarımızın, tüm insanlığın olsun.