ŞEYDA TURAÇLAR
Köşe Yazarı
ŞEYDA TURAÇLAR
 

Yaş almak!

'Kurt kocayınca kuzulara maskara olurmuş” diye bir atasözümüz var. Aslında 'maskara' olmak değil de 'yaşlanmak' olarak düşünürüm ben bu sözü. 20'li yaşları geride bırakalı yıllar oldu. Keşke yaşımız ilerlemesine rağmen genç kalabilsek. Evleniyorsun, çocukların oluyor, onlar büyüdükçe ister istemez sen de onlarla büyüyorsun. Bir an kendine geliyorsun ki, artık eski sen değilsin. Güçlü enerjimizi ve o güzelim gençlik yıllarımızı geride bırakırken bir yığın hastalıkla karşılaşmasak ne iyi olurdu. Yok şekerdi, yok tansiyondu, yok başka bilmem ne hastalığı olmasa.  Bunlar yaşlandıkça mı çıkıyor meydana nedir? Bekliyordur bir kenarda hınzırca, kimi kalıtsal, kimi dertten düşünceden gelen onlarca hastalık. Zaten iki kere doktora gitsek, moralimiz bozuluyor. Bu ilaç o hastalığa, öteki buna derken ilaçsız gün geçirmez hale geliyoruz.  Gençken ikişer ikişer çıktığım merdivenler geliyor aklıma, şimdi aynı merdivenleri tutuna tutuna çıkıyorum. Eskiden kızardım anneme ve arkadaşlarına gülerek 'ne var da yaşlanıyorsunuz' diye. Ben hiç yaşlanmayacakmışım mı gibi… Saçlarımdaki aklar çoğaldı.  Sonra yüzümde, alnımda çizgiler oluştu, kaz ayakları gözlerimin kenarlarında oluşmaya başladı. Toplum araçlarında öğrencilerin ilk 'teyze' diye yer vermelerini çok garipsedim. Zoruma gitti önceleri ama 'zaten teyzesin' deyip geçiştirdim, yer verdikleri için sevinirim oldum. Arkadaşlarımın çocukları elimi öptüğünde yine aynı duyguları yaşadım. Farkında olmadan yıllar geçmiş ve ben orta yaş gurubuna yaklaşmışım. Derken annem gibi olmaya başlamışım bile. 'Ağır ol batman döv' diye bir atasözü var. Bende ağır olmaya karar verdim. Yaşlandıkça daha az güler oldum, daha olgun davranmaya başladım. Bir de baktım giyim tarzım bile değişmiş.  Gençken giydiğim yüksek topuklu ayakkabıların yerini daha rahat şeyler aldı. Dar tişörtler yerine, geniş gömlekler tercih etmeye başladım. Nedense herşeyim değişir oldu. Zor beğenen biri oldum. Sonra aklıma bir şeyler geldi.  Bir yerlerde 'bir yanlış var' dedim kendi kendime. Niye yaşlılığı bu kadar dert ettim ki.  Güzel güzel yaşamak varken. Her yaşın ayrı bir güzelliği var. Yaşa değil, yaşama takıl. Gününü yaşa deyip, kocaman kocaman güldüm. Ama gerçekten zormuş yaşlanmak. Sağlıkla, huzurla nice güzel yaşlar dilemekten başka çare yok!!.
Ekleme Tarihi: 24 Şubat 2022 - Perşembe

Yaş almak!

'Kurt kocayınca kuzulara maskara olurmuş” diye bir atasözümüz var. Aslında 'maskara' olmak değil de 'yaşlanmak' olarak düşünürüm ben bu sözü.

20'li yaşları geride bırakalı yıllar oldu. Keşke yaşımız ilerlemesine rağmen genç kalabilsek. Evleniyorsun, çocukların oluyor, onlar büyüdükçe ister istemez sen de onlarla büyüyorsun. Bir an kendine geliyorsun ki, artık eski sen değilsin. Güçlü enerjimizi ve o güzelim gençlik yıllarımızı geride bırakırken bir yığın hastalıkla karşılaşmasak ne iyi olurdu. Yok şekerdi, yok tansiyondu, yok başka bilmem ne hastalığı olmasa.  Bunlar yaşlandıkça mı çıkıyor meydana nedir? Bekliyordur bir kenarda hınzırca, kimi kalıtsal, kimi dertten düşünceden gelen onlarca hastalık.

Zaten iki kere doktora gitsek, moralimiz bozuluyor. Bu ilaç o hastalığa, öteki buna derken ilaçsız gün geçirmez hale geliyoruz.  Gençken ikişer ikişer çıktığım merdivenler geliyor aklıma, şimdi aynı merdivenleri tutuna tutuna çıkıyorum. Eskiden kızardım anneme ve arkadaşlarına gülerek 'ne var da yaşlanıyorsunuz' diye. Ben hiç yaşlanmayacakmışım mı gibi…

Saçlarımdaki aklar çoğaldı.  Sonra yüzümde, alnımda çizgiler oluştu, kaz ayakları gözlerimin kenarlarında oluşmaya başladı. Toplum araçlarında öğrencilerin ilk 'teyze' diye yer vermelerini çok garipsedim. Zoruma gitti önceleri ama 'zaten teyzesin' deyip geçiştirdim, yer verdikleri için sevinirim oldum. Arkadaşlarımın çocukları elimi öptüğünde yine aynı duyguları yaşadım. Farkında olmadan yıllar geçmiş ve ben orta yaş gurubuna yaklaşmışım. Derken annem gibi olmaya başlamışım bile.

'Ağır ol batman döv' diye bir atasözü var. Bende ağır olmaya karar verdim. Yaşlandıkça daha az güler oldum, daha olgun davranmaya başladım. Bir de baktım giyim tarzım bile değişmiş.  Gençken giydiğim yüksek topuklu ayakkabıların yerini daha rahat şeyler aldı. Dar tişörtler yerine, geniş gömlekler tercih etmeye başladım. Nedense herşeyim değişir oldu.

Zor beğenen biri oldum. Sonra aklıma bir şeyler geldi.  Bir yerlerde 'bir yanlış var' dedim kendi kendime. Niye yaşlılığı bu kadar dert ettim ki.  Güzel güzel yaşamak varken. Her yaşın ayrı bir güzelliği var. Yaşa değil, yaşama takıl. Gününü yaşa deyip, kocaman kocaman güldüm.

Ama gerçekten zormuş yaşlanmak. Sağlıkla, huzurla nice güzel yaşlar dilemekten başka çare yok!!.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.