SERAY SAYAR LEVENT
Köşe Yazarı
SERAY SAYAR LEVENT
 

Sıfırdan başlasak mı?

Bu aralar içimde ki şeytan aynen şöyle diyor “insan olmayı beceremeyen bu dünyanın misafirlerinin topunu, yak-yık kül et, başlasın hayat yine sil baştan”  gerçi doğa ve insanı aracı yapan ilahi güç, galiba “siz fazla oldunuz” diyerek, benim sil baştan düşüncemi türlü türlü afetler, savaşlarla  yerine getirmeye başladı bile, gibi…   Bugün aklımda ki soruların cevabını belki bilmiyorum, belki büyük resmi göremiyorum diye, sizlerle paylaşmak istiyorum ve hatta cevap verebilseniz ne de güzel olur…   Öncelikle memleketimin insanını anlamaya çalışıyorum, ancak hala çözemedim.   Neden her gün sokurdanıp, hakkımızı aramaya gelince orada duruyoruz?   Neden, iş yapamadığını söyleyen esnaf, her gün kar etmesine rağmen sürekli sattığı ürünün etiketini değiştirir?   Neden, fatura istediğiniz de bindir türlü bahaneler uydurup, bize düşman gibi bakar?   Neden, ülke gidişinden rahatsızsak tek söz hakkımız olan oyumuzu doğru düzgün kullanmayız?   Neden, anlamsız bir şekilde artan fiyatları göre göre alış veriş yapmaya devam ederiz? Mesela, Bir gün kontak kapatmak bizim hayatımızda nasıl bir felaket oluşturur?   Neden, her bir olayda sadece isim hakkını aldığı için yabancı isimli mekânları taşlarız? Milli gelire zarar verdiğimizi, memleketimde ki insanının ekmek kapısı olduğunu bilmez miyiz?   Neden, son zamanlar da özellikle kadın cinayetleri oldukça fazlalaştı?   Neden, muhalefetin sesini duyduğumuzda “altından ne çıkacak” diye bekleriz?   Neden, insanlar zor durumdayken kan emiciler hemen göreve başlar?   Neden, bunca konut boşken bir şehirde emlakın değeri bu kadar yükselir?    Neden, kontrat olmasına rağmen ev sahipleri kira artışını anlamsız bir şekilde yükseltir ve yasalara kimse uymaz?   Neden, bilimsel olarak ispatlanmış olsa da insanlar evlatlarının geleceğini tehlike altına attığını bile bile onları teknolojiye mahkûm eder?   Neden, her önüne gelen toplum ve insan bilimcileri gibi her dakika sanal dünya da beyanat verir ve buna hükümet izin verir?   Neden, savaşlar da toplumlara yapılan canice baskılar da sadece dünya devletleri kınım kınım kınamadan başka bir yaptırıma giremez?   Neden, canlı ve tabiat hayatı bu kadar önemsizleştirilir?   Neden Âdem evladı bu kadar acımasız ve açgözlü?   Neden, özellikle Türkiye de ecelimizle ölemiyoruz?   Neden… Neden… Neden?    Aslında nedenler o kadar çok ki sırala sırala bitmez. Yalnızca tek bildiğim, sadece insan olmamızın istendiğiydi. Onu da beceremedik ağzımıza yüzümüze bulaştırdık…   Bozuk düzen, tekrar ayar tutar mı?   Bence çok zor…   O halde sıfırdan başlamak lazım… Amma… Nasıl?   Kimin yazdığı muamma olan, kimi kaynaklarda Cahit Zarifoğlu’na ait, kimi kaynaklarda Ayla  Aydemir’e ait olduğu yazılan, çok sevdiğim şiirle, insan olmanın erdemlerini, neden bizden bir türlü olmadığını ve hatta bazen ait olmadığımı düşündüğüm bu dünyada, iyilik için neler yapmamız gerektiğine kafa yormaya devam ederek, son noktayı koyayım.   Burası dünya, Ne kıymetlendirdik, Oysa bir tarlaydı, ekip biçip gidecektik… Sular hep aktı geçti, Kurudu vakti geçti, Nice ağa, nice sultan tahtı bıraktı geçti, Dünya bir penceredir, Her geçen baktı geçti, Oysa bir tarlaydı ekip, biçip gidecektik…   Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!  
Ekleme Tarihi: 03 Haziran 2024 - Pazartesi

Sıfırdan başlasak mı?

Bu aralar içimde ki şeytan aynen şöyle diyor “insan olmayı beceremeyen bu dünyanın misafirlerinin topunu, yak-yık kül et, başlasın hayat yine sil baştan”  gerçi doğa ve insanı aracı yapan ilahi güç, galiba “siz fazla oldunuz” diyerek, benim sil baştan düşüncemi türlü türlü afetler, savaşlarla  yerine getirmeye başladı bile, gibi…

 

Bugün aklımda ki soruların cevabını belki bilmiyorum, belki büyük resmi göremiyorum diye, sizlerle paylaşmak istiyorum ve hatta cevap verebilseniz ne de güzel olur…

 

Öncelikle memleketimin insanını anlamaya çalışıyorum, ancak hala çözemedim.

 

Neden her gün sokurdanıp, hakkımızı aramaya gelince orada duruyoruz?

 

Neden, iş yapamadığını söyleyen esnaf, her gün kar etmesine rağmen sürekli sattığı ürünün etiketini değiştirir?

 

Neden, fatura istediğiniz de bindir türlü bahaneler uydurup, bize düşman gibi bakar?

 

Neden, ülke gidişinden rahatsızsak tek söz hakkımız olan oyumuzu doğru düzgün kullanmayız?

 

Neden, anlamsız bir şekilde artan fiyatları göre göre alış veriş yapmaya devam ederiz? Mesela, Bir gün kontak kapatmak bizim hayatımızda nasıl bir felaket oluşturur?

 

Neden, her bir olayda sadece isim hakkını aldığı için yabancı isimli mekânları taşlarız?

Milli gelire zarar verdiğimizi, memleketimde ki insanının ekmek kapısı olduğunu bilmez miyiz?

 

Neden, son zamanlar da özellikle kadın cinayetleri oldukça fazlalaştı?

 

Neden, muhalefetin sesini duyduğumuzda “altından ne çıkacak” diye bekleriz?

 

Neden, insanlar zor durumdayken kan emiciler hemen göreve başlar?

 

Neden, bunca konut boşken bir şehirde emlakın değeri bu kadar yükselir? 

 

Neden, kontrat olmasına rağmen ev sahipleri kira artışını anlamsız bir şekilde yükseltir ve yasalara kimse uymaz?

 

Neden, bilimsel olarak ispatlanmış olsa da insanlar evlatlarının geleceğini tehlike altına attığını bile bile onları teknolojiye mahkûm eder?

 

Neden, her önüne gelen toplum ve insan bilimcileri gibi her dakika sanal dünya da beyanat verir ve buna hükümet izin verir?

 

Neden, savaşlar da toplumlara yapılan canice baskılar da sadece dünya devletleri kınım kınım kınamadan başka bir yaptırıma giremez?

 

Neden, canlı ve tabiat hayatı bu kadar önemsizleştirilir?

 

Neden Âdem evladı bu kadar acımasız ve açgözlü?

 

Neden, özellikle Türkiye de ecelimizle ölemiyoruz?

 

Neden… Neden… Neden? 

 

Aslında nedenler o kadar çok ki sırala sırala bitmez. Yalnızca tek bildiğim, sadece insan olmamızın istendiğiydi. Onu da beceremedik ağzımıza yüzümüze bulaştırdık…

 

Bozuk düzen, tekrar ayar tutar mı?

 

Bence çok zor…

 

O halde sıfırdan başlamak lazım… Amma… Nasıl?

 

Kimin yazdığı muamma olan, kimi kaynaklarda Cahit Zarifoğlu’na ait, kimi kaynaklarda Ayla  Aydemir’e ait olduğu yazılan, çok sevdiğim şiirle, insan olmanın erdemlerini, neden bizden bir türlü olmadığını ve hatta bazen ait olmadığımı düşündüğüm bu dünyada, iyilik için neler yapmamız gerektiğine kafa yormaya devam ederek, son noktayı koyayım.

 

Burası dünya,

Ne kıymetlendirdik,

Oysa bir tarlaydı, ekip biçip gidecektik…

Sular hep aktı geçti,

Kurudu vakti geçti,

Nice ağa, nice sultan tahtı bıraktı geçti,

Dünya bir penceredir,

Her geçen baktı geçti,

Oysa bir tarlaydı ekip, biçip gidecektik…

 

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.