Milletlerin uygarlık yolunda gösterdiği ilerleme, kadına verdiği değer ile ölçülür. Türkiye’mizde, kadınlara seçme ve seçilme hakkı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 5 Aralık 1934’te, pek çok Avrupa ülkesinden önce tanınmıştır.
Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi; toplumsal hayatta gerçekleşen Atatürk Devrimleri’nden birisidir. Kadınlarımızın tam 88 yıldır adı var. Son günlerde siyasette, iş alanında, sosyal toplum kuruluşlarında ve diğer alanlarda kadın adaylarımızın adını daha çok duyar, görür olduk. Bu bizleri gururlandıran bir tablo.
Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk´ün, seçme ve seçilme hakkını verdiği 1934 yılından günümüze kadar kadınlarımız, eğitimden sağlığa, yasama, yürütme ve yargıdan iş dünyasına, siyasetten ekonomiye, sanattan spora kadar hayatın her alanında başarıyla görev almışlar ve almaya da devam etmektedirler.
Sevginin ve şefkatin simgesi olan aynı zamanda tarih boyunca milletimizin var olma mücadelesinde hiç çekinden canını ortaya koyan kadınlarımız, günümüzde de önemli başarı hikâyelerine imza atmaktadır. Evinde, tarlasında, fabrikasında üretime destek olan, istihdam oluşturan, farklı alanlardaki başarılarıyla bizleri gururlandıran Türk kadını, her alanda kendini kanıtlamış ve toplumumuzda gereken saygıyı görerek hedefine ulaşmıştır.
Bu duygu ve düşüncelerle, Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilişinin 88.Yıldönümünü ve 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Gününü kutluyor, Ulu Önderimizin bizlere verdiği adı gururla taşıyan tüm kadınlarımızı saygıyla selamlıyorum.