Büyük, küçük bütün öğrenciler için endişe, panik ve mutluluğun bir arada olduğu dönem başlamıştır. Hepimize 2022-2023 dönemi hayır,şans,sağlık,başarı getirsin…
Bununla birlikte özellikle ilköğretim ve okulöncesinde kıyametlerde kopmaya başladı.
Peki, bütün bu tepkiler normal mi?
Çocuklarda kuvvetli bir endişe nedeniyle okula gitmek istememe ve gitmeme durumu; okul reddi ya da okul fobisi olarak adlandırılmaktadır. Zihinsel, ruhsal ve sosyal yönden okula başlamaya hazır olan çoğu çocukta, okulun ilk günlerinde ağlama, okula gitmek istememe, anneden ayrılamama gibi davranışların görülmesi doğal bir durumdur. Okula giden çocukların yaklaşık 2-4’ünde okul fobisi görülmektedir. Ortaöğretim çağında ki ergenlerde görülme sıklığı daha azalmakta, ancak bu dönemde görülen okul fobisinin tedavisi güçleşmektedir.
Okula yeni başlayan çocuk, küçük ve zayıf olduğunun bilincindedir. Çevresinde olan olayların çoğunda kendini yetersiz hisseder. Bu durum küçük çocuğun genelde dış dünyadan korkmasına ve paniklemesine yol açar. Okul çağı ile dış dünyanın kapıları açılmaya başlar ve çocuk kendini ilk kez karşılaştığı ve bilmediği bir ortamda bulur. Çocuk aile içi güveni ve kurulu düzeni kaybedeceği endişesine kapılmış olur. Kimi çocuklarda ise okulun ilk günlerinde görülen bu durum uzar, okula gitmek istememe tepkilerine; şiddetli baş ağrıları, şiddetli karın ağrıları, mide bulantıları, renkte solukluk ve kilo kaybı eşlik edebilir.
Okulun ilk günlerinde görülen bu korkunun kaynağı genelde anneden ayrılma kaygısıdır. Okula gittiği zaman anne-babasına bir şey olacağından, onların başına bir şey geleceğinden, hastalanacaklarından, öleceklerinden korkmakta ya da çocuk, ebeveynlerinin kendisini terk edeceklerini düşünmektedir. Bunun yanı sıra, çocuğuna aşırı bağımlı olan anne-babalar da, çocuklarına okulda bir şey olacağı kaygısı yaşarlar. Ebeveynin korku ve endişesi aynen çocuğa yansır. Bu durum, çocuğun bağımlı bir kişilik özelliği kazanmasına yol açabilir.
Ayrılma korkusunda, korkunun nedeni genellikle çocuk değil, annedir. Anne, bilinçaltında çocuğun kendisinden ayrılıp, okula başlamasını istemez ve bunu çok dolaylı ve ince mesajlarla çocuğa aktarır. Annenin çocuğa, o okula başladığında kendisinin bütün gün onu bekleyeceğini, bunu yaparken onu çok özleyeceğini anlatması, çocukta anneyi yalnız bıraktığı için suçluluk duyguları oluşmasına neden olabilir ve çocuk okula gitmek istemeyebilir.
Okul korkusu, okula yeni başlayan çocuklarda görüldüğü gibi okula devam eden çocuklarda da görülebilir. Bazı çocuklar, zorlamalara dayanamayıp okula gitmek üzere yola çıksa da, yarı yoldan geri döner, ya da sınıftan çıkar eve gelir. Çocukta, neşesizlik, uykuya dalmakta güçlük, iştah kesilmesi, ödevlere karşı ilgide azalma, baş ve karın ağrıları, ateş görülebilir. O gün okula gitmeyeceğini, öğretmenden korktuğunu ya da bir arkadaşının kendisini rahatsız ettiğini söyleyebilir.
Ancak bazen okula gitmeme davranışı, çocuğun inatlaşması nedeniyle geliştirdiği bir davranış olabilir. Bu durumda inatlaşma nedenleri üzerinde durulmalıdır.
Sözün özü; Evet genel anlamda önceden çocuğa okula gideceği ve neler yaşayacağı anlatılmayıp bu konuda onu hazırlamadıysanız. Doğal olarak paniğe kapılan çocuk kaygılarını davranışlarıyla ifade eder ve okula alışma süresi uzadığı gibi güven duygusunu ona veremediğiniz sürece okul fobisini yenmekte zorluk çeker ve bütün bu davranışlar süre uzamadığı sürece normaldir. Zira çocuk ifade edemediği korkularını davranışla göstermek zorundadır. İlkokul ve okulöncesinde bu alışma dönemi ortalama 1 ay sürer. Eğer siz, çocuğun kaygıları gidermesine yardım etmeyip özellikle okulöncesi dönemde alışmadı vazgeçtim yolamıyorum derseniz çocuk yaşamı boyunca okul fobisini yenemez ve akademik olarak, ruhsal olarak sıkıntılar yaşamasına neden olursunuz?
O yüzden ailelere hep sorduğum soruyu size de soruyorum “önce, siz hazır mısınız?”
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın,akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!