Yine gündem de köpeklerin minicik bir bedene saldırısı var ve yine suçlu olan köpekler.
Gerçekten de suçlu olan onlar mı?
Benim de minik kırma bir şivava cinsi köpeğim var ve oldukça kıskanç, paylaşımı sevmeyen şımarık bir köpek ve hatta benden çekinmese saldırganlığa gidebilecek ruh haline sahip.
Minik köpeklerin çoğunda olan anlamsız cesareti ve cazgırlığı da mevcuttur, zira bu davranışlarının altında minik oluşlarından dolayı yaşadıkları kompleksli ruh hali mevcut.
Ancak benim yetiştirme şeklimle sadece arada cazgırlığını gösterir hepsi bu… ne kimseye saldırmıştır ne de birini ısırmıştır.
Lakin insan evladı o kadar acımasız ki Leydi( köpüşümün adı) 6-7aylıkken kaybolduğunda üç gün sonra evi bulduğunda perişan, korkak, ürkek bir şekilde geldiğinde, ne yaşamışsa ayak hareketlerini hep tehlike olarak görür ve tek saldırganlık hali o ani ayak hareketleri olur ki şu anda 11 yaşında ancak bu korkusu hiç geçmedi ve eve geldikten sonra da bir yıla aşkın süre tuvalete bile inmek istemedi. Hiç korkuyla titreyen hayvan gördünüz mü?
Üç günlük sokak macerasında Leydi’yi bu hale getirenler kendi cinsi değildi.
Minik bir köpek sahibi olan ben, asla Leydi’yi tasmasız sokağa çıkarmam ve asla fazla kalabalık olan yerlere sokmam ve tasmasını gevşetmem. Kimseye hiçbir zararı olmadı ancak korkan insanlara da dönüp “korkmayın demem”.Bunun yerine önlemlerimi alırım.
Çocukların benim kontrolümde onu sevmesine izin veririm, zira doğaları gereği saldırgan olmaya müsait olan köpeklere sonsuz güven doğru değildir.
Köpekler ani hareketleri ve korkunuzu tehlike olarak görür ve o hisleri yok etmek adına saldırıya geçer. Nihayetin de ilkel bir benliğe sahiptirler.
Eğer bir köpek size saldırmışsa, bunun öncesin de ya kötü bir davranışa maruz kalmış ya açtır ya da kan kokusunu almıştır. Evet, köpekler kan kokusunu çok iyi hisseder ve karşısındaki dişinin kendi cinsi olup olmamasına değil, kızgınlık dönemine girmiş olduğuyla ilgilenir. Garip değil mi, ancak onlar içgüdüleriyle hareket ettiği için regil döneminde mümkün olduğunca dikkat etmek gerekir ki regil dönemin de sokak köpeklerinin saldırısıyla hayatını kaybetmiş bir genç kızımızın günlerce haberi yapılmıştı.
Şimdide bir Pitbull saldırıyla günlerdir gelişmeleri takip ediyoruz. Minik bir çocuğun hayatını karartan vahim olay…
Peki, Pitbull köpeklerimi suçlu?
Öncelikle hiçbir köpeğin serbestçe dolaşması doğru değil, bir de saldırgan davranışları çok olan köpeklerin, onu salı verenlerin ya da yanlış yetiştirenlerin o çocuğu o hale getiren köpekler kadar suçu yok mu?
Amerikan Pitbull Terrier,’lere gelince madem bu kadar tehlikeliler neden sahiplendirildiklerin de kısırlaştırma zorunluluğu getirilmiyor. Yazık değil mi doğduktan sonra hayvancıkları öldürmek.
Amerikan Pitbull Terrier cinsinin oluş tarihçesine baktığımızda; 1835 yılında, İngiliz parlamentosu tarafından yasaklanan bu boğa güreşleri, halkın dikkatini köpek dövüşüne çevirdi.
Bu köpekler terrier ve buldog köpeklerinin çiftleştirilmesiyle elde edilmiş melez bir köpek türüdür.
Birçok göçmen, pitbullu Amerika Birleşik Devletleri'ne götürdü. Burada köpekler savaşmak için yetiştirilmeye başlandı.
Savaşmak için öne çıkan özelliklere sahip köpekler yaratmak adına ortaya tehlikeli bir tür çıkarıldı. Bu yapay seçilim nedeniyle pitbullların çene gücü, ölümcül ısırma stili, acıya karşı toleransı, hırsı daha da arttı.
Bu yüzden bu köpeklerin bir kısmı karakter olarak da saldırgan oluyor. Pitbull sahipleri bile birbirlerine "asla başka bir canlıyla yalnız bırakmayın" uyarılarında bulunuyorlar.
Maksimum hasarı vermek için asla bırakmıyorlar. Çoğu zaman silahla etkisiz hale getirilebiliyorlar. Üstelik normal köpekler benzer bir saldırıda bulunurken sahiplerinin sesine kulak verip saldırıyı aniden bırakabilirken pitbulllar sahiplerine dahi saldırabilmektedirler.
2005 yılında Colorado Yüksek Mahkemesi'nde yaptırılan bir araştırmada, başka hiçbir köpek ırkının, pitbullun "tut ve salla" ısırma stiline sahip olmadığı saptandı. Birçok faktörün etkisiyle bu cinsin üretilmesi yasaklandı. Ciddi bir kemik ve kas hasarına neden olan bu ısırma stili, çoğu zaman ölümle sonuçlanıyor.
Ayrıca, eğitimine bağlı olarak oldukça sadık, cana yakın veya saldırgan olabildiği görüşü de bulunmaktadır. Sahiplerini koruma içgüdüleri yüksektir.
Biz, insan evladı hangi canlıya elimizi atsak hep kötülük peşinde olduğumuz sürece, bizim dışımızda ki hiçbir canlının suçu yok aslında. Ne yazıktır ki sokakta yaşayan hayvanların yaşam alanına girerek onları dışlamaya, ötelemeye ondan sonra da canımız yandığında feryat etmeye birilerini suçlamaya devam edeceğiz.
Sonuç: Gaziantep’te vahim bir olay gerçekleşti. Minik bir beden hayatı boyunca unutamayacağı korkunç bir olay yaşadı. Her şeyin sorumlusu görülen köpekler, büyük olasılıkla uyutulacak. Aileyi bu durumu medyaya taşıdıkları için evlerinden işlerinden ettiler. Köpeğin sahibi olduğu söylenenler köpeklere sahip çıkmamayı seçti. Belediyelere sokak köpeklerini toplayın emri verildi.
Peki, sizce bütün bu olanlar çözüm mü?
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!