Kaç kişi perdenin arkasından ya da tülü azıcık kenara çekip etrafına bakınıyor?
Kaç kişinin evinde bütün perdeler sıkı sıkı kapatılmış?
Bütün bu davranışların nedenini hiç düşündünüz mü?
İnsanlar hiçbir davranışını nedensiz yapmaz. Perdeleri sıkı sıkı kapatmak, kapıyı kırk kere kilitlemek, evi 7/24 temizlemek, hayatın içine karışmadan tülü azıcık aralayıp etrafı seyretmek, hiç tadına bile bakmadığınız bir yemeği yemek istememek ya da aslında doğal tepkiler vereceğiniz olaylarda gereğinden fazla tepkiler vermek gibi… Davranışların hiç biri nedensiz değildir.
Hepsinin altında geçmiş yaşamlar, deneyimler, beyninizin içine hapsettiğiniz olumsuz nasihatler vardır…
Korkarız, çekiniriz zira aklımızın köşesine hep yerleşmiştir. “ Dikkat et! Başını belaya sokma!”
Hoş hala çocuklarımıza bu öğütleri vermiyor muyuz? “Aman…Haaa!”
Peki, sizce yaşamı perdenin arkasından izlemek, yaşamın içine katılmamak, ne kadar doğru? Ya da bu çekindiğiniz hayatın içinde mutlu mesut muyuz?
Galiba değiliz….
Araştırmalara göre, son yıllarda insanlar mutlaka uzmanlardan yardım görmeye başlamış ve alternatif tıp… Ruhani öğretiler…İyileştirme seansları… Aile danışmalıkları…
Bütün bunların çoğalması ve insanların bir umut peşinde koşması, kendini iyileştirme çabaları, mutsuzluğumuzun, amaçsızlığımızın neticesi değil mi?
Öncelikle biz kendimize güvenmeyi çoktan bırakmış gibiyiz. Hal böyle olunca korku kültürüyle yoğrulmuş olan bizler pencerenin kenarından, bazen kendi hayatımızı bazen başkalarının hayatını seyretmeye devam ediyoruz. Ne güneşin kavurucu sıcaklığına ne yağan yağmurun esintisine tahammülümüz kalmıyor.Öyle ileri gidiyoruz ki kendimizden bile korkuyoruz.Sonra da elimizde büyüttüğümüz yavrularımızın; girişken,aktif,soran-sorgulayan gençler olmasını istiyoruz.
Bu hikâye Nasrettin Hoca’nın göle maya çalmasına benzemiyor mu? Ya tutarsa…
Hayır! Bu gölde yoğurt olmaz, boşa beklentilere girerek yüreğinizi tüketmeyin.
Siz o pencerenin kenarından yaşamı seyretmeye devam ettiğiniz sürece bu göl maya tutmaz olay bu kadar basit…
Kimse de yapmadığı hiç bir şeyi çocuğunun yapması için umut edemez. Zira siz hayatı seyrederken evladınıza da kodladığınız davranış bu olur.”Uzak dur, dışarısı tehlikeli, her şeye burnunu sokma başın belaya girer…”
O yüzden önce siz…
O pencereyi ve perdeyi ardına kadar açacaksınız ki aydınlığın ne muhteşem olduğunu fark edeceksiniz.
O yüzden öncesiz…
Yaşmaktan korkmayacaksınız ki evladınız yaşamı korkmadan kuçaklayacak.
O yüzden öncesiz..
Yalan söylemeyecek, haksızlığa karşı gelecek, küfür etmeyecek, mazlumun, hayvanların, börtü-böceğin kısacası bize bahşedilen doğanın kıymetini bileceksiniz ki evlatlarımız yerlere çöp atmaktan, muslukları açık bırakmaktan vazgeçecek…
Ve hep duyduğum sitem…
“ Çocuğum kitap okumuyor” Peki siz çocuğunuzun yanında kaç kitap okudunuz? Ve 0-2 yaşında her gün ona kaç defa kitap okudunuz?
“Çocuğum bilgisayarın, telefonun başından kalmıyor?” İyi de siz bu teknolojilerin başından kalkıyor musunuz? Onun boşluğunu doldurmak için çabalıyor musunuz?
“Bu çocuk okumaz, ders çalışmayı bile sevmiyor?” Sorarım size; ailenizde fakülte bitirme oranı nedir? Hem okumayacağının garantisini nasıl buldunuz? Ayrıca 2-6 yaş aralığında ona hangi görevleri, sorumlulukları verdiniz ki bu alışkanlığı kazanmasını sağladınız?
Evet, hayatı pencere kenarından seyretmekle ömrünü heba eden yetişkinler, umut ettiklerinizden, birey olarak fark etmediğiniz çocuklarınızdan o kadar şey istiyorsunuz ki sizlerinde umutları, hayalleri yıkılıp gidiyor ve kendinizden başka herkesten yardım isterken, kendinizden başka herkesi de suçlamaya devam ediyorsunuz.
Kimse bu yaşamdan darbe almadan kurtulamaz, bu inişler çıkışlardır bizi olgunluğa sürükleyen,olumlu ya da olumsuz yaşanmışlıklardır.
Bırakın artık tül perde arkasından yaşamı takip etmeyi ve yaşamda ki sorumluluğunuzu artık alın üzerinize ki “evet bir ömrüm vardı ve o ömürde asla seyirci kalmadım” özgürlüğünü yaşayın.
Unutmayın! Eğer kendinizden memnun değilseniz, yaşadığınız hayattan asla memnun olmazsınız. Bir şeyleri toplum adına da olsa değiştirmek istiyorsanız önce siz değişmek zorundasınız.
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!