SERAY SAYAR LEVENT
Köşe Yazarı
SERAY SAYAR LEVENT
 

Normalleşelim mi?

Öncelikle normalleşmenin ne olduğunu bilmek gerek, bence. Normal olan; Yüzyıllardır Türkiye coğrafyasının bir saatli bomba olduğunu bilip de susanlar mı? Kızılay’ın daha yeni özel dernek ve şirket olduğunu fark eden vekiller mi? Her şeye rağmen insan canını hiçe sayan rant düşkünlerinin sürekli imar affı getirmesi mi? Gecikmiş müdahaleler ile onca canın, belki yaşama umudu varken, anlamsız bir şekilde ölmeleri mi? Hala enkaz altında çıkarılmayan cesetler mi? Kefene bile giremeden toplu toplu açılan çukurlara gömülen insanlar mı? Geride kalanların acısıyla birlikte, şimdide yaşam mücadelesi vermeye çalışmaları mı? İşyerlerinde kolonların kesildiğini bu afette fark eden yetkililer mi? Konya’da açılan yarıkları asfalt dökerek kapatmak mı? Hükümetin afet planı olmaması mı? Şerefli, Dünya ülkelerini adıyla titreten Türk Ordusu’nun elini kolunu bağlamak mı? Bizi yönetenlerin, canı yanan feryat figan yardım isteyen halkı, korkutmak ve hakaret etmek mi? Bir kişinin bile özür dilemeyerek, üste çıkma çabaları mı? Hastanelerde yoğun bakımlarda ölenlerin akıbetinin bilinmemesi mi? Hala insanların, yakınlarının nerede olduğunu bilmeden, onları bulmak için çırpınması mı? Onca toplanan bağışlara rağmen,,  sivil toplum örgütlerinden bağış istenmesi mi? Bizi yöneten,”size eşya yardımı da yapacağız” denmesine rağmen, insanların inanmayıp, ölümü göze alarak eşyalarını kurtarma çabaları mı? Canı yanmış, malını, canını, mülkünü kaybetmiş insanları borçlandırarak oturacakları evleri onlara satmaları mı? İnsanların korkuyla evlerine giremeyip, kendi paralarıyla çadırlar, konteynırla alması ve bunların satışının normal karşılanması mı? Ve OHAL bölgesi olunmasına rağmen gelen faturaların, açılmayan dükkânların, yiyecek ekmek bulamayan esnafın, yokmuş gibi görünmesi mi? Allah’ınızı severseniz, normal bunlarsa ben normalleşmek istemiyorum… Ben anormalim… Yüzüm gülmüyor, yattığım yatak bana diken. Yağmur yağıyor; “çadırdakiler, sokakta yatanlar” diyorum. Şanslı azınlık olduğumdan bile utanıyorum.   Kendime kızıyorum. Belediye meclisine seçtiklerime… Milletvekili diye yolladıklarıma… Nasıl, hiçbir titri olmayanları kendime vekil yaptım diye… Kendime kızıyorum. Keşke daha fazla insana ulaşabilseydim, keşke siyaseten bu kadar uzak olmayıp, söz hakkını, ne olduklarını bilmediklerimize bırakmasaydım diye… Burada herkese kızıyorum aslında. Göz göre göre beş kuruş kar etmek için, bu mezarlara izin veren herkese… O afları dört gözle bekleyip elini kaldıran, herkesin elleri kırılsın, adamı olduğu için o kolonların yıkılmasına izin veren, denetlemeyen, görmemezlikten gelen herkes ama herkes katil… Ben anormalim ve düzen eskisi gibi devam edeceği sürece anormal olmaya devam edeceğim. Canım yanıyor! Biz insan evladı, unutmaya kodlanmışız. Bu da unutulacak ancak unutturmayacak olan bizleriz ve bundan sonra bu acıları yaşmamak için, tek ses, tek yürek olmak zorundayız. Başka Türkiye yok ve biz memleketimize sahip çıkmak zorundayız. Yasa koyucular, artık dayı, emmi muhabbetini bırakıp, o koyduğunuz yasaların takipçisi ve uygulayıcısı olmak zorundasınız. Charles Darwin (1809-1882) “ Eğer yoksulların dramı, doğa yasalarından değil, bizim devletlerimizden kaynaklanıyorsa günahın büyüğü bizimdir” Darwin ne güzel demiş değil mi? Tabii bunu fark edebiliyorsak. Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!            
Ekleme Tarihi: 14 Mart 2023 - Salı

Normalleşelim mi?

Öncelikle normalleşmenin ne olduğunu bilmek gerek, bence.

Normal olan;

Yüzyıllardır Türkiye coğrafyasının bir saatli bomba olduğunu bilip de susanlar mı?

Kızılay’ın daha yeni özel dernek ve şirket olduğunu fark eden vekiller mi?

Her şeye rağmen insan canını hiçe sayan rant düşkünlerinin sürekli imar affı getirmesi mi?

Gecikmiş müdahaleler ile onca canın, belki yaşama umudu varken, anlamsız bir şekilde ölmeleri mi?

Hala enkaz altında çıkarılmayan cesetler mi?

Kefene bile giremeden toplu toplu açılan çukurlara gömülen insanlar mı?

Geride kalanların acısıyla birlikte, şimdide yaşam mücadelesi vermeye çalışmaları mı?

İşyerlerinde kolonların kesildiğini bu afette fark eden yetkililer mi?

Konya’da açılan yarıkları asfalt dökerek kapatmak mı?

Hükümetin afet planı olmaması mı?

Şerefli, Dünya ülkelerini adıyla titreten Türk Ordusu’nun elini kolunu bağlamak mı?

Bizi yönetenlerin, canı yanan feryat figan yardım isteyen halkı, korkutmak ve hakaret etmek mi?

Bir kişinin bile özür dilemeyerek, üste çıkma çabaları mı?

Hastanelerde yoğun bakımlarda ölenlerin akıbetinin bilinmemesi mi?

Hala insanların, yakınlarının nerede olduğunu bilmeden, onları bulmak için çırpınması mı?

Onca toplanan bağışlara rağmen,,  sivil toplum örgütlerinden bağış istenmesi mi?

Bizi yöneten,”size eşya yardımı da yapacağız” denmesine rağmen, insanların inanmayıp, ölümü göze alarak eşyalarını kurtarma çabaları mı?

Canı yanmış, malını, canını, mülkünü kaybetmiş insanları borçlandırarak oturacakları evleri onlara satmaları mı?

İnsanların korkuyla evlerine giremeyip, kendi paralarıyla çadırlar, konteynırla alması ve bunların satışının normal karşılanması mı?

Ve OHAL bölgesi olunmasına rağmen gelen faturaların, açılmayan dükkânların, yiyecek ekmek bulamayan esnafın, yokmuş gibi görünmesi mi?

Allah’ınızı severseniz, normal bunlarsa ben normalleşmek istemiyorum…

Ben anormalim…

Yüzüm gülmüyor, yattığım yatak bana diken. Yağmur yağıyor; “çadırdakiler, sokakta yatanlar” diyorum. Şanslı azınlık olduğumdan bile utanıyorum.

 

Kendime kızıyorum. Belediye meclisine seçtiklerime… Milletvekili diye yolladıklarıma… Nasıl, hiçbir titri olmayanları kendime vekil yaptım diye…

Kendime kızıyorum. Keşke daha fazla insana ulaşabilseydim, keşke siyaseten bu kadar uzak olmayıp, söz hakkını, ne olduklarını bilmediklerimize bırakmasaydım diye…

Burada herkese kızıyorum aslında. Göz göre göre beş kuruş kar etmek için, bu mezarlara izin veren herkese…

O afları dört gözle bekleyip elini kaldıran, herkesin elleri kırılsın, adamı olduğu için o kolonların yıkılmasına izin veren, denetlemeyen, görmemezlikten gelen herkes ama herkes katil…

Ben anormalim ve düzen eskisi gibi devam edeceği sürece anormal olmaya devam edeceğim.

Canım yanıyor!

Biz insan evladı, unutmaya kodlanmışız. Bu da unutulacak ancak unutturmayacak olan bizleriz ve bundan sonra bu acıları yaşmamak için, tek ses, tek yürek olmak zorundayız. Başka Türkiye yok ve biz memleketimize sahip çıkmak zorundayız.

Yasa koyucular, artık dayı, emmi muhabbetini bırakıp, o koyduğunuz yasaların takipçisi ve uygulayıcısı olmak zorundasınız.

Charles Darwin (1809-1882) “ Eğer yoksulların dramı, doğa yasalarından değil, bizim devletlerimizden kaynaklanıyorsa günahın büyüğü bizimdir” Darwin ne güzel demiş değil mi? Tabii bunu fark edebiliyorsak.

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!

 

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.