SERAY SAYAR LEVENT
Köşe Yazarı
SERAY SAYAR LEVENT
 

Beni Duyuyor musun?

Bu devirde anne babaların sürekli hayıflandığı durum; “çocuk yetiştirmek çok zormuş, ben nasıl başa çıkacağım? “Gibi.. Gibi… Çaresizliklerini paylaşıp duruyorlar. Öncelikle, her devirde insan yetiştirmek büyük sorumluluk ve sabır gerektiren bir durum olmuştur. İnsan yavrusu, diğer bütün canlılardan farklı olarak büyüyene kadar her zaman bir yetişkine ihtiyaç duyar ki bu ihtiyaç hayatta kalabilmeleri için şarttır. Anlayacağınız, eğer bir evlat sahibi oluyorsanız bilin ki hayatınız boyunca yaşaması ve beslenmesi adına koca bir yükü sırtlamış durumdasınız. Evet, eğer çocuğunuza hayatla başa çıkma meziyetini öğretememişseniz, maalesef hep arkasını toplamak zorunda kalacak ebeveynler olarak yaşama devam edeceksiniz. Hatırlar mısınız, geçmişte basını oldukça meşgul eden bir durum olmuştu. Bir adam ölen annesinin yerine geçip onun maaşını almaya başlamış, ölümünü kimseye bildirmemişti. Peki, bu adam neden bu davranışı gösterdi sizce? Ya da yine geçmiş haberlerde aklımda kalan bir olayı hatırlayalım. Yine bir erkek çocuğu hikayesi; annesi ölmüştü ve çok uzun süre annesiyle beraber yaşadı. Galiba, ölünün kokusu artık bulunduğu çevreyi rahatsız edince şikayetler üzerine görevliler müdahale etmişti. Buna benzer türlü türlü haberler zaman zaman önümüze gelir ve hayret içinde haberi okuruz. Sizce bu adam neden annesinin ölüsüyle uzun süre yaşadı? Belki şuan aklınızdan geçiriyorsunuz. “İki olayda da adamların akıl sağlığı yerinde değildir,”diye. İyide o zaman,  akıl sağlıklarını yitirecek kadar ne olaylar yaşadılar?  Hiçbir birey genetik faktörler ve kromozomların dışında, akıl sağlığı bozuk dünyaya gelmez. Akıl sağlığı bozuk bireylerin yaşam haritasına baktığınızda bebeklikten çocukluğa kadar yaşadığı duygusal ya da fiziksel istismarları göre bilirsiniz. Caniler, sadistler, katiller… Bunların hepsinin çocukluğu karanlık bir çukurdur. “İstismar,” denildiği zaman, insanların aklına hep kötü davranış gelir. Hayır… Aşırı sevgi, aşırı koruyuculuk, aşırı bağlılık, aşırı şımartmak, sevilmeyi-sevmeyi bir bedele bağlamak, koşullu sevmek gibi gibi duygusal iyi niyetli bütün davranışlarda istismardır ki maalesef anne-baba olarak bunu farkında olmadan hep yapıyoruz. Öncelikle, şimdiki anne-babalar maalesef yapay dünyalarında, doğal çocuklar yetiştirmeye çalışırken, internet anneleri babaları oluverdiler. Kendilerince olumsuz bir gözlemleri mi var, hemen internetten konu ile ilgili bilgi alıp çocuğuna bunu uygulamakta sakınca görmüyor… İyide gerçek dünya çok farklı ve her yazılan size, koşullarınıza, çocuğunuza uyuyor mu, acaba hiç bunu düşündünüz mü? Kimse, kendi sorumluluğunda olan evladını gören gözle, hisseden kalple, ne duyuyor, ne görüyor. Önce çocuğunuzu gönülden görmeyi, duymayı deneyin. İşte, o zaman gerçekten sorun olarak gördüğünüz meseleyi, siz çöze bilirsiniz. Çocuklar sizin yansımanız ve dönütünüzdür. Eğer evladınızda farklılık gözlüyorsanız, önce anne baba olarak siz kendinize çek-düzen vermek zorundasınızdır ki ben buna “önce siz kendinizi iyileştirin, önce siz ruhsal olarak yeterli olun. Merak etmeyin siz iyi olursanız evladınız da iyi olacaktır” derim. Ve lütfen, çocuklarınızı aşırı şımartmayın. Şımartmakla sevmeyi karıştırdığınız süre, onun yerine düşünüp hareket ettiğiniz süre, zorlukları göstermediğiniz süre, anne-baba olarak tutarlı davranmadığınız süre,  hiçbir sınır koymadığınız süre (ki bunu da özgürlükle özgüven ile çok fazla karıştırır olduk.), sevginizi bir karşılık olarak kullandığınız süre, düşüp kalmasına izin vermediğiniz süre ve hangi davranışının değişmesi gerektiği üzerinde kafa yormadan, sabır göstermeden,  davranışın şıp diye değişmesini arzuladığınız süre… Çocuğunuzu; asla duymaz, göremez ve hep sorun teşkil eden bireymiş gibi davranmaya devam edersiniz. Genç anne babalar, her devirde çocuk yetiştirmek zordur, büyük bir mesuliyettir, ancak çocuklarınıza çok özelmiş gibi davranmaya devam ettiğiniz sürece de hayatını kendi başına devam ettiremeyen bir bireyin arkasını toplamaya, oluk oluk paraları uzmanlara dağıtmaya devam edersiniz. Lafın özü; ne değiştirmek istiyorsanız önce siz değişeceksiniz, çocuk doğurmak elbette ki bir mucizedir ancak sizin için çok önemli ve özel olan bu canlı, başkası için herhangi bir bireydir. O yüzden ona sonsuz sevginizi vermeli ancak sizin için özel olan bu canlıyı yaşamın içinde varlığını sağlaması için güçlü kılmalısınız. Hayat acımasız ve bu zorlukları göstermek zorundasınız… Her zaman derim; “insan yetiştirmek bir sanattır, tuval insan ise, bu resmin güzelliği ya da çirkinliği sizin fırça darbenizle şekillenir ve kullandığınız renkle de güzelleşir.” Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!      
Ekleme Tarihi: 28 Haziran 2022 - Salı

Beni Duyuyor musun?

Bu devirde anne babaların sürekli hayıflandığı durum; “çocuk yetiştirmek çok zormuş, ben nasıl başa çıkacağım? “Gibi.. Gibi… Çaresizliklerini paylaşıp duruyorlar.

Öncelikle, her devirde insan yetiştirmek büyük sorumluluk ve sabır gerektiren bir durum olmuştur.

İnsan yavrusu, diğer bütün canlılardan farklı olarak büyüyene kadar her zaman bir yetişkine ihtiyaç duyar ki bu ihtiyaç hayatta kalabilmeleri için şarttır.

Anlayacağınız, eğer bir evlat sahibi oluyorsanız bilin ki hayatınız boyunca yaşaması ve beslenmesi adına koca bir yükü sırtlamış durumdasınız.

Evet, eğer çocuğunuza hayatla başa çıkma meziyetini öğretememişseniz, maalesef hep arkasını toplamak zorunda kalacak ebeveynler olarak yaşama devam edeceksiniz.

Hatırlar mısınız, geçmişte basını oldukça meşgul eden bir durum olmuştu. Bir adam ölen annesinin yerine geçip onun maaşını almaya başlamış, ölümünü kimseye bildirmemişti. Peki, bu adam neden bu davranışı gösterdi sizce?

Ya da yine geçmiş haberlerde aklımda kalan bir olayı hatırlayalım. Yine bir erkek çocuğu hikayesi; annesi ölmüştü ve çok uzun süre annesiyle beraber yaşadı. Galiba, ölünün kokusu artık bulunduğu çevreyi rahatsız edince şikayetler üzerine görevliler müdahale etmişti.

Buna benzer türlü türlü haberler zaman zaman önümüze gelir ve hayret içinde haberi okuruz.

Sizce bu adam neden annesinin ölüsüyle uzun süre yaşadı?

Belki şuan aklınızdan geçiriyorsunuz. “İki olayda da adamların akıl sağlığı yerinde değildir,”diye. İyide o zaman,  akıl sağlıklarını yitirecek kadar ne olaylar yaşadılar?

 Hiçbir birey genetik faktörler ve kromozomların dışında, akıl sağlığı bozuk dünyaya gelmez. Akıl sağlığı bozuk bireylerin yaşam haritasına baktığınızda bebeklikten çocukluğa kadar yaşadığı duygusal ya da fiziksel istismarları göre bilirsiniz. Caniler, sadistler, katiller… Bunların hepsinin çocukluğu karanlık bir çukurdur.

“İstismar,” denildiği zaman, insanların aklına hep kötü davranış gelir. Hayır…

Aşırı sevgi, aşırı koruyuculuk, aşırı bağlılık, aşırı şımartmak, sevilmeyi-sevmeyi bir bedele bağlamak, koşullu sevmek gibi gibi duygusal iyi niyetli bütün davranışlarda istismardır ki maalesef anne-baba olarak bunu farkında olmadan hep yapıyoruz.

Öncelikle, şimdiki anne-babalar maalesef yapay dünyalarında, doğal çocuklar yetiştirmeye çalışırken, internet anneleri babaları oluverdiler. Kendilerince olumsuz bir gözlemleri mi var, hemen internetten konu ile ilgili bilgi alıp çocuğuna bunu uygulamakta sakınca görmüyor…

İyide gerçek dünya çok farklı ve her yazılan size, koşullarınıza, çocuğunuza uyuyor mu, acaba hiç bunu düşündünüz mü?

Kimse, kendi sorumluluğunda olan evladını gören gözle, hisseden kalple, ne duyuyor, ne görüyor.

Önce çocuğunuzu gönülden görmeyi, duymayı deneyin. İşte, o zaman gerçekten sorun olarak gördüğünüz meseleyi, siz çöze bilirsiniz.

Çocuklar sizin yansımanız ve dönütünüzdür.

Eğer evladınızda farklılık gözlüyorsanız, önce anne baba olarak siz kendinize çek-düzen vermek zorundasınızdır ki ben buna “önce siz kendinizi iyileştirin, önce siz ruhsal olarak yeterli olun. Merak etmeyin siz iyi olursanız evladınız da iyi olacaktır” derim.

Ve lütfen, çocuklarınızı aşırı şımartmayın. Şımartmakla sevmeyi karıştırdığınız süre, onun yerine düşünüp hareket ettiğiniz süre, zorlukları göstermediğiniz süre, anne-baba olarak tutarlı davranmadığınız süre,  hiçbir sınır koymadığınız süre (ki bunu da özgürlükle özgüven ile çok fazla karıştırır olduk.), sevginizi bir karşılık olarak kullandığınız süre, düşüp kalmasına izin vermediğiniz süre ve hangi davranışının değişmesi gerektiği üzerinde kafa yormadan, sabır göstermeden,  davranışın şıp diye değişmesini arzuladığınız süre…

Çocuğunuzu; asla duymaz, göremez ve hep sorun teşkil eden bireymiş gibi davranmaya devam edersiniz.

Genç anne babalar, her devirde çocuk yetiştirmek zordur, büyük bir mesuliyettir, ancak çocuklarınıza çok özelmiş gibi davranmaya devam ettiğiniz sürece de hayatını kendi başına devam ettiremeyen bir bireyin arkasını toplamaya, oluk oluk paraları uzmanlara dağıtmaya devam edersiniz.

Lafın özü; ne değiştirmek istiyorsanız önce siz değişeceksiniz, çocuk doğurmak elbette ki bir mucizedir ancak sizin için çok önemli ve özel olan bu canlı, başkası için herhangi bir bireydir.

O yüzden ona sonsuz sevginizi vermeli ancak sizin için özel olan bu canlıyı yaşamın içinde varlığını sağlaması için güçlü kılmalısınız. Hayat acımasız ve bu zorlukları göstermek zorundasınız…

Her zaman derim; “insan yetiştirmek bir sanattır, tuval insan ise, bu resmin güzelliği ya da çirkinliği sizin fırça darbenizle şekillenir ve kullandığınız renkle de güzelleşir.”

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.