SERAY SAYAR LEVENT
Köşe Yazarı
SERAY SAYAR LEVENT
 

Aşk Olsun!

Sanmayın bugün gerçek sevgisizliği anlatacağımı, yıllardır ayrılan ana-babaların çocuklarının ruhunu iyileştirmeye çalıştığımı, kendini sevemeyen bireyin başkasını nasıl sevebileceğinin analizini yapmayacağım, artık gerçek sevginin tarih sayfalarına gömüldüğünü, aşkın facebooklar da instegramlar da twitterlar da yaşandığını ve sahte hoşlantıların aşk sanıldığını ve kirlendiğini… Hiç birini… hiç birini… anlatmayacağım. Zira karşımda ki çiçekçideki kuyruğu görünce hala sevgisine sahip çıkıp, “ seni seviyorum” demekten korkmayan insanların varlığını görünce…   Evet, sevgi hep var ve olmaya devam etsin… Biz kabul etsek de etmesek de sevmek, aşk bütün bu kavramlar doğuşumuzdan bu yana bizlere bahşedilen en kutsal en güzel duygu… Ayrıca Şubat ayı hep sevenlerin ayıdır ki bu Antik Roma Döneminde şöyle geçer: “ O zamanların esas çocuğu Zeus ve resmî sevgilisi Hera’nın kutsal evliliğine adanmıştı bu ay Antik Yunan dünyasında. Aşkı ve bolluğu simgeliyordu. Antik Roma dönemine gelindiğinde, 15 Şubat’ta bereket tanrısı Lupercus’un onuruna, bolluk ve bereket festivali Lupercalia’nın kutlanmasına dönüştü. Lupercalia bayramının arifesi olan 14 Şubat’ta küçük kağıtlara isimler yazılır, çekilen kurada eşleşen genç erkek ve kızlar çift olmaya hak kazanırdı. Sokaklara dökülen genç kızlar bereket tanrısının temasıyla doğurganlıklarının artacağına inanarak önlerine gelen herkese dokunurlardı. İnsan suretindeki tanrılarla sokakta karşılaşmanın mümkün olduğu Roma’dan tek tanrılı Roma’ya geçilirken, Hıristiyan din adamları pagan kökenli bu ritüeli yasak etmek istedilerse de başarılı olamadılar. Sonunda 495 yılında Papa 2. Gelasius, 15 Şubat’ta kutlanan Lupercalia törenlerine bir alternatif yaratmak istedi ve 14 Şubat’ı “Aziz Valentine Günü” ilan etti. Böylece 15 Şubat’ın etkisi kırıldı ama Lupercalia ritüelleri ve pratikleri bütünüyle yok olmadı; bazıları dinibütün bir kisveye bürünerek 14 Şubat’a mâl edildi. Peki ama kimdi pagan tanrılarından rol çalan bu Aziz Valentine? Romalı Valentine’in İmparator 2. Claudius zamanında yaşadığına inanılıyor. Zalim Claudius olarak da tanınan imparator, Romalı askerlerin sevgililerini, eşlerini düşünüp savaştan kaçmalarının önüne geçmek için evlenmeyi yasaklamıştı. Hz. İsa’ya iman eden Valentine ise birbirlerini seven Hristiyanları gizlice evlendiriyor; Romalı askerleri vatani görevlerini hakkıyla yapmaktan alıkoyuyordu. İzdivaçlara yardımcı olmuştu olmasına, ama efsaneye göre kendisi vuslata eremeden İmparator tarafından başı kesilerek katledilmişti. Bir rivayete göre, gardiyanının kızına yazdığı romantik mektupları “Senin Valentine’in” diye imzalıyordu. Valentine’in kavuşamayan aşıkları birleştirdiği için İmparator Claudius tarafından öldürüldüğü efsanesini hiçbir zaman kabul etmeyen Katolik Kilisesi, 496 yılında 14 Şubat’ı Aziz Valentine günü ilan etti. Fakat kilisenin Valentine’i bir çöpçatan değil, Hıristiyan olduğu için öldürülen bir azizdi. 1969’da Vatikan bugünü takviminden çıkaracaktı. Bu tarihin aşk ile doğrudan bağlantısı ise ilk kez 14. yüzyılda kuruldu. Bu dönemde İngiltere ve Fransa’da geleneksel olarak kuşların çiftleşme günü olarak kutlanan 14 Şubat’ta sevgililerin karşılıklı romantik notlar yazma adeti yaygınlaştı. Bu aşk satırlarında sevgililer birbirlerine "Valentine" diye hitap ediyorlardı. Sevda kartına, gönderenin aşkının çapını belirten espirili mesajlar ya da incelikli dizeler eklenmesi, Sevgililer Günü’nün olmazsa olmazlarındandı. Üreticiler 1. Dünya Savaşı’nda cephedeki eşlerinin moralini yükseltmek isteyen kadınlar için “konuşan kartlar” imal ettiler. Bu yüzden İngiltere’den Amerika’ya “aşk yazarı” transfer edildiği bile oldu. Bu yaratıcı yazarlar, sevdanın ateşini ölçen “Aşk termometreleri”, aşkın mevsimlerini anlatan ve ölümsüzlüğünü vurgulayan takvimler, akrepsiz ve yelkovansız saatler boyunca sevgililerini bekleyenler için “Aşk saatleri” gibi aşk kokan fikirlerle Sevgililer Günü’ne renk kattılar. 2. Dünya Savaşı yıllarında ise hem dünyada hem de Türkiye’de büyük aşk filmlerinin efsane çiftlerinin göründüğü kartlar moda oldu…” Evet, kimimiz “kapitaliz sistemin, global ekonominin oyunu” desek de yılda bir güncük sevginizi söylemek, minik sürprizler yapıp karşınızdakine “değerlisin” hissi verdirmek, çok kötü olmasa gerek. Ruhunuzu iyileştirin, ZülFü Livaneli’nin dizelerin de dediği gibi…… Bir insanı sevmekle başlayacak her şey 0 üzüntü birden gelir Yağmurlu havalarda Yeniden kurarım dünyayı ben, Kederlerle Kimseler aşık değil mi bu şehirde Dünyayı güzellik kurtaracak …Bu sefer gerçekten aşk olsun! Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın,akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!
Ekleme Tarihi: 14 Şubat 2022 - Pazartesi

Aşk Olsun!

Sanmayın bugün gerçek sevgisizliği anlatacağımı, yıllardır ayrılan ana-babaların çocuklarının ruhunu iyileştirmeye çalıştığımı, kendini sevemeyen bireyin başkasını nasıl sevebileceğinin analizini yapmayacağım, artık gerçek sevginin tarih sayfalarına gömüldüğünü, aşkın facebooklar da instegramlar da twitterlar da yaşandığını ve sahte hoşlantıların aşk sanıldığını ve kirlendiğini…

Hiç birini… hiç birini… anlatmayacağım.

Zira karşımda ki çiçekçideki kuyruğu görünce hala sevgisine sahip çıkıp, “ seni seviyorum” demekten korkmayan insanların varlığını görünce…  

Evet, sevgi hep var ve olmaya devam etsin…

Biz kabul etsek de etmesek de sevmek, aşk bütün bu kavramlar doğuşumuzdan bu yana bizlere bahşedilen en kutsal en güzel duygu…

Ayrıca Şubat ayı hep sevenlerin ayıdır ki bu Antik Roma Döneminde şöyle geçer:

“ O zamanların esas çocuğu Zeus ve resmî sevgilisi Hera’nın kutsal evliliğine adanmıştı bu ay Antik Yunan dünyasında. Aşkı ve bolluğu simgeliyordu. Antik Roma dönemine gelindiğinde, 15 Şubat’ta bereket tanrısı Lupercus’un onuruna, bolluk ve bereket festivali Lupercalia’nın kutlanmasına dönüştü. Lupercalia bayramının arifesi olan 14 Şubat’ta küçük kağıtlara isimler yazılır, çekilen kurada eşleşen genç erkek ve kızlar çift olmaya hak kazanırdı. Sokaklara dökülen genç kızlar bereket tanrısının temasıyla doğurganlıklarının artacağına inanarak önlerine gelen herkese dokunurlardı. İnsan suretindeki tanrılarla sokakta karşılaşmanın mümkün olduğu Roma’dan tek tanrılı Roma’ya geçilirken, Hıristiyan din adamları pagan kökenli bu ritüeli yasak etmek istedilerse de başarılı olamadılar. Sonunda 495 yılında Papa 2. Gelasius, 15 Şubat’ta kutlanan Lupercalia törenlerine bir alternatif yaratmak istedi ve 14 Şubat’ı “Aziz Valentine Günü” ilan etti. Böylece 15 Şubat’ın etkisi kırıldı ama Lupercalia ritüelleri ve pratikleri bütünüyle yok olmadı; bazıları dinibütün bir kisveye bürünerek 14 Şubat’a mâl edildi. Peki ama kimdi pagan tanrılarından rol çalan bu Aziz Valentine?

Romalı Valentine’in İmparator 2. Claudius zamanında yaşadığına inanılıyor. Zalim Claudius olarak da tanınan imparator, Romalı askerlerin sevgililerini, eşlerini düşünüp savaştan kaçmalarının önüne geçmek için evlenmeyi yasaklamıştı. Hz. İsa’ya iman eden Valentine ise birbirlerini seven Hristiyanları gizlice evlendiriyor; Romalı askerleri vatani görevlerini hakkıyla yapmaktan alıkoyuyordu. İzdivaçlara yardımcı olmuştu olmasına, ama efsaneye göre kendisi vuslata eremeden İmparator tarafından başı kesilerek katledilmişti. Bir rivayete göre, gardiyanının kızına yazdığı romantik mektupları “Senin Valentine’in” diye imzalıyordu. Valentine’in kavuşamayan aşıkları birleştirdiği için İmparator Claudius tarafından öldürüldüğü efsanesini hiçbir zaman kabul etmeyen Katolik Kilisesi, 496 yılında 14 Şubat’ı Aziz Valentine günü ilan etti. Fakat kilisenin Valentine’i bir çöpçatan değil, Hıristiyan olduğu için öldürülen bir azizdi. 1969’da Vatikan bugünü takviminden çıkaracaktı. Bu tarihin aşk ile doğrudan bağlantısı ise ilk kez 14. yüzyılda kuruldu.

Bu dönemde İngiltere ve Fransa’da geleneksel olarak kuşların çiftleşme günü olarak kutlanan 14 Şubat’ta sevgililerin karşılıklı romantik notlar yazma adeti yaygınlaştı. Bu aşk satırlarında sevgililer birbirlerine "Valentine" diye hitap ediyorlardı. Sevda kartına, gönderenin aşkının çapını belirten espirili mesajlar ya da incelikli dizeler eklenmesi, Sevgililer Günü’nün olmazsa olmazlarındandı. Üreticiler 1. Dünya Savaşı’nda cephedeki eşlerinin moralini yükseltmek isteyen kadınlar için “konuşan kartlar” imal ettiler. Bu yüzden İngiltere’den Amerika’ya “aşk yazarı” transfer edildiği bile oldu. Bu yaratıcı yazarlar, sevdanın ateşini ölçen “Aşk termometreleri”, aşkın mevsimlerini anlatan ve ölümsüzlüğünü vurgulayan takvimler, akrepsiz ve yelkovansız saatler boyunca sevgililerini bekleyenler için “Aşk saatleri” gibi aşk kokan fikirlerle Sevgililer Günü’ne renk kattılar. 2. Dünya Savaşı yıllarında ise hem dünyada hem de Türkiye’de büyük aşk filmlerinin efsane çiftlerinin göründüğü kartlar moda oldu…”

Evet, kimimiz “kapitaliz sistemin, global ekonominin oyunu” desek de yılda bir güncük sevginizi söylemek, minik sürprizler yapıp karşınızdakine “değerlisin” hissi verdirmek, çok kötü olmasa gerek. Ruhunuzu iyileştirin,

ZülFü Livaneli’nin dizelerin de dediği gibi……

Bir insanı sevmekle başlayacak her şey

0 üzüntü birden gelir
Yağmurlu havalarda
Yeniden kurarım dünyayı ben,

Kederlerle
Kimseler aşık değil mi bu şehirde

Dünyayı güzellik kurtaracak
…Bu sefer gerçekten aşk olsun!

Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın,akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.