ÇAĞKAN İNAN
Köşe Yazarı
ÇAĞKAN İNAN
 

HAVASI EN KİRLİ 3. KENT ADANA’

Adana'da kalitesiz yakıt kullanımından dolayı hava kirliliğinin de ne yazık ki sorunlar çok büyük boyutlara ulaşmıştır. “Bu nedenle doğalgaz kullanımının yaygınlaştırılması önem arz etmektedir. Adana, Türkiye genelinde havası en kirli 3. kent olmuştur. Üzülerek belirtmek istiyorum ki kentimiz, gürültü kirliliğinde ise birinci sırada yer almaktadır. Araştırmalar 81 ilden sadece 6’sının havasının temiz olduğunu göstermiştir”  Her geçen gün artan kirlilik, hastalıkların boyutunu da arttırmıştır. Uzmanların açıklamalarına göre hava kirliliği ölüm sebebi olarak değerlendirilmese de akciğer, kalp ve sinir sistemi üzerinde ciddi etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Astım, kronik bronşit, kalp krizi, kalp yetmezliği ve solunum yolları enfeksiyonu gibi hastalıklar da oluşmaktadır. Adana'da 2015 ve 2016 yıllarında yapılan ölçümlerde partikül madde toleranslı yasal limit değeri yaklaşık 100 kez aşılmıştır” Karbondioksit ve diğer sera gazları atmosferimizde oluşumundan beri vardır ve tıpkı sera gibi ısıyı içinde tutarak dünyayı yaşanabilir kılmıştır. Yirminci yüzyılda endüstriyelleşmenin başlamasıyla bu gazların atmosferdeki miktarı artmış, küresel ortalama sıcaklar daha çok ısının tutulması ile yükselmiştir. Bunun sonucu da karşımıza son yıllarda iyice kendini hissettiren iklim değişikliği olarak çıkmaktadır. Bizler her gün yaptığımız faaliyetler ile bu sera gazlarının salınımına neden olmakta ve dünyanın geleceğini etkilemekteyiz. Gezegenimizin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri iklim değişikliğidir. Yerkürenin sıcaklığının Sanayi Devrimi öncesine kıyasla 2 santigrat dereceden daha fazla yükselmesi durumunda, iklim değişikliği geri dönülemez hale gelecek ve uzun vadede çok büyük etkiler yaratacaktır. Paris İklim Anlaşması’nın en önemli noktası enerji konusudur. Emisyonun yüzde 70’inden fazlası enerjiden kaynaklanmaktadır. Bu anlaşmayla enerji, ulaşım ve ekonominin tüm katmanlarında bir dönüşüm yaşanacaktır. Bu dönüşümün ana ekseni düşük karbonlu ekonomiye geçiş olacaktır. Türkiye’nin bu gerçeklikle birlikte yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi, kaynakları doğru kullanması da son derece önem taşımaktadır.” Küresel sıcaklık artışıyla birlikte; kuraklık, sel, kasırga gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkisinde de artış görülmekte; deniz suyu seviyelerinde yükselme, okyanusların asit oranlarında artış, buzulların erimesi gibi etkenler sonucunda bitkiler, hayvanlar ve ekosistemlerin yanı sıra insan toplulukları da ciddi risk altına girmektedir. Bilimsel olarak elde edilen somut veriler insan eliyle oluşan sera gazlarının küresel iklim değişikliğine neden olduğunu ortaya koymaktadır. Küresel nüfusun %70’inden ve sera gazı salımlarının %80’ini oluşturan kentler, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir yer tutar. Yerel yönetimler, temel yetki ve sorumluluk alanlarında olan kentsel planlama, ulaşım, binalar ve atık konularında önemli mücadele araçlarına sahiptir. Güneş enerjisinin yaygınlaştığı son yıllarda, birçok belediyemiz elektrik üretimi, aydınlatma, arıtma veya tarımsal sulama alanlarında yatırımlar gerçekleştirdi. Yerelde yenilenebilir enerji kullanımını artırmak adına yapılan bu çalışmalar, sadece enerji üretimi için değil, yerel halkın yaşam standartlarını artırmayı planlayarak yerel kalkınmayı gerçekleştirecek adımların atılmasına da imkan sağlamaktadır. Belediyelerimiz kendi binalarının çatılarını, otoparklarını, sosyal ve kültürel tesisleri ile pazar yeri çatılarını kullanarak tüketilen enerjinin azaltılmasında, sokakların, yeşil alanların aydınlatılmasında, durakların ve bilgi levhalarının aydınlatılmasında, kurdukları güneş enerjisi santralleri ile ülkemizin kurulu gücüne katkısıyla güneş enerjisinin gelişiminde önemli katkılar sağlamışlardır. Yerel yönetimlerin yoğun desteği ile güneş enerjisi ülkemizde hızlı bir gelişim göstererek Türkiye elektrik kurulu gücünde yenilenebilir enerji kaynakları arasında 3. sıraya yerleşmiştir.      
Ekleme Tarihi: 04 Ekim 2024 - Cuma

HAVASI EN KİRLİ 3. KENT ADANA’

Adana'da kalitesiz yakıt kullanımından dolayı hava kirliliğinin de ne yazık ki sorunlar çok büyük boyutlara ulaşmıştır. “Bu nedenle doğalgaz kullanımının yaygınlaştırılması önem arz etmektedir. Adana, Türkiye genelinde havası en kirli 3. kent olmuştur. Üzülerek belirtmek istiyorum ki kentimiz, gürültü kirliliğinde ise birinci sırada yer almaktadır. Araştırmalar 81 ilden sadece 6’sının havasının temiz olduğunu göstermiştir”  Her geçen gün artan kirlilik, hastalıkların boyutunu da arttırmıştır. Uzmanların açıklamalarına göre hava kirliliği ölüm sebebi olarak değerlendirilmese de akciğer, kalp ve sinir sistemi üzerinde ciddi etkileri olduğu kanıtlanmıştır. Astım, kronik bronşit, kalp krizi, kalp yetmezliği ve solunum yolları enfeksiyonu gibi hastalıklar da oluşmaktadır. Adana'da 2015 ve 2016 yıllarında yapılan ölçümlerde partikül madde toleranslı yasal limit değeri yaklaşık 100 kez aşılmıştır”


Karbondioksit ve diğer sera gazları atmosferimizde oluşumundan beri vardır ve tıpkı sera gibi ısıyı içinde tutarak dünyayı yaşanabilir kılmıştır. Yirminci yüzyılda endüstriyelleşmenin başlamasıyla bu gazların atmosferdeki miktarı artmış, küresel ortalama sıcaklar daha çok ısının tutulması ile yükselmiştir. Bunun sonucu da karşımıza son yıllarda iyice kendini hissettiren iklim değişikliği olarak çıkmaktadır. Bizler her gün yaptığımız faaliyetler ile bu sera gazlarının salınımına neden olmakta ve dünyanın geleceğini etkilemekteyiz.

Gezegenimizin karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri iklim değişikliğidir. Yerkürenin sıcaklığının Sanayi Devrimi öncesine kıyasla 2 santigrat dereceden daha fazla yükselmesi durumunda, iklim değişikliği geri dönülemez hale gelecek ve uzun vadede çok büyük etkiler yaratacaktır. Paris İklim Anlaşması’nın en önemli noktası enerji konusudur.

Emisyonun yüzde 70’inden fazlası enerjiden kaynaklanmaktadır. Bu anlaşmayla enerji, ulaşım ve ekonominin tüm katmanlarında bir dönüşüm yaşanacaktır. Bu dönüşümün ana ekseni düşük karbonlu ekonomiye geçiş olacaktır. Türkiye’nin bu gerçeklikle birlikte yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi, kaynakları doğru kullanması da son derece önem taşımaktadır.” Küresel sıcaklık artışıyla birlikte; kuraklık, sel, kasırga gibi aşırı hava olaylarının sıklığı ve etkisinde de artış görülmekte; deniz suyu seviyelerinde yükselme, okyanusların asit oranlarında artış, buzulların erimesi gibi etkenler sonucunda bitkiler, hayvanlar ve ekosistemlerin yanı sıra insan toplulukları da ciddi risk altına girmektedir. Bilimsel olarak elde edilen somut veriler insan eliyle oluşan sera gazlarının küresel iklim değişikliğine neden olduğunu ortaya koymaktadır. Küresel nüfusun %70’inden ve sera gazı salımlarının %80’ini oluşturan kentler, iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir yer tutar. Yerel yönetimler, temel yetki ve sorumluluk alanlarında olan kentsel planlama, ulaşım, binalar ve atık konularında önemli mücadele araçlarına sahiptir. Güneş enerjisinin yaygınlaştığı son yıllarda, birçok belediyemiz elektrik üretimi, aydınlatma, arıtma veya tarımsal sulama alanlarında yatırımlar gerçekleştirdi. Yerelde yenilenebilir enerji kullanımını artırmak adına yapılan bu çalışmalar, sadece enerji üretimi için değil, yerel halkın yaşam standartlarını artırmayı planlayarak yerel kalkınmayı gerçekleştirecek adımların atılmasına da imkan sağlamaktadır. Belediyelerimiz kendi binalarının çatılarını, otoparklarını, sosyal ve kültürel tesisleri ile pazar yeri çatılarını kullanarak tüketilen enerjinin azaltılmasında, sokakların, yeşil alanların aydınlatılmasında, durakların ve bilgi levhalarının aydınlatılmasında, kurdukları güneş enerjisi santralleri ile ülkemizin kurulu gücüne katkısıyla güneş enerjisinin gelişiminde önemli katkılar sağlamışlardır. Yerel yönetimlerin yoğun desteği ile güneş enerjisi ülkemizde hızlı bir gelişim göstererek Türkiye elektrik kurulu gücünde yenilenebilir enerji kaynakları arasında 3. sıraya yerleşmiştir.

 


 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.