Dün Aile Sosyal Hizmetler Müdürlüğünün “Dünya Çocuk Hakları Günü” kapsamında farkındalık yürüyüşü vardı. Müdürlüğe bağlı olduğumuz için bizimde yürüyüşe katılmamız talep edildi. Katıldık katılmasına ancak “e..yürüdük ne oldu şimdi” diye de kendi kendime çıkıntılık yapmadan duramadım.
Yürüdük… Yürümeye hep devam edelim… Mesele hak hukuksa, dağları tepeleri aşalım…
Peki sonuç?
Son 5 Yılda Türkiye'de Çocuk Ölümleri
Türkiye'de çocuk ölümleri konusunda en güvenilir kaynaklar arasında Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) gibi uluslararası kuruluşların raporları bulunmaktadır. Ancak, bu raporlar genellikle çocuk ölümlerinin nedenlerini detaylandırmadan yalnızca genel istatistikler sunar.
Bebek Ölüm Oranı: TÜİK'in 2023 yılı verilerine göre, Türkiye'de bebek ölüm hızı (1 yaş altı bebeklerin ölüm oranı) her 1.000 canlı doğumda yaklaşık 8,8'dir. Bu oran, son yıllarda kademeli olarak azalmıştır, ancak hâlâ gelişmiş ülkelerin ortalamasının üzerindedir.
Erken Çocukluk Dönemi Ölümleri: Çocuk ölüm oranları, genellikle önlenebilir hastalıklar, kazalar ve şiddet gibi nedenlere dayanmaktadır. Çocuk hakları ihlalleri (şiddet, ihmalkârlık, çocuk işçiliği) ve kazalar da çocuk ölümlerinin nedenleri arasında yer alabilir.
Doğal Afetler ve Göçmen Çocuklar: Son 5 yılda Türkiye'de yaşanan deprem, sel gibi doğal afetler ve göçmen krizi de çocuk ölümlerini artıran etkenlerden biri olmuştur. Özellikle, 2023 Şubat ayında meydana gelen Kahramanmaraş depremi sırasında çok sayıda çocuğun hayatını kaybettiği bildirilmiştir.
Yani biz yetişkinler, çiçekleri bir bir soldurmaya, yok etmeye devam ediyoruz…
Peki, Türkiye’de Çocuk Haklarının Durumu?
Çocuk hakları, çocukların sağlık, eğitim, korunma ve gelişim haklarına erişimini sağlayan bir dizi prensiptir. Türkiye, 1995 yılında Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmeyi imzalayarak çocuk haklarını koruma konusunda uluslararası bir taahhütte bulunmuştur. Ancak, uygulamada çeşitli sorunlar yaşanmaktadır.(Ne ilginç değil mi? Şaşırdık mı?)
Çocuk İşçiliği: Türkiye'de çocuk işçiliği hâlâ ciddi bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. 2022 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Türkiye'de yaklaşık 720 bin çocuk işçi bulunmaktadır. Bu çocuklar genellikle tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde çalıştırılmaktadır.
Eğitim Hakları: Eğitim alanında Türkiye'de son yıllarda önemli ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan ve göçmen çocuklar eğitim hakkından mahrum kalabilmektedir. Ayrıca, Suriyeli mülteci çocuklar arasında okula erişim oranları düşüktür.
Çocuk İstismarı ve Şiddet: Türkiye'de çocuklara yönelik istismar ve şiddet vakaları ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. Sivil toplum kuruluşlarının raporları, son yıllarda çocuk istismarı vakalarının arttığını göstermektedir. 2023 yılında, çocuğa yönelik istismar ve şiddet vakalarının daha fazla raporlanması için çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından farkındalık kampanyaları düzenlenmiştir.
Erken Yaşta Evlilik: Türkiye'de erken yaşta evlilikler özellikle doğu ve güneydoğu bölgelerinde yaygındır. Her ne kadar bu uygulama yasadışı olsa da, kültürel ve sosyal baskılar nedeniyle erken yaşta evlilikler devam etmektedir.
Çocuk Haklarının Geliştirilmesi İçin Öneriler
Yasal Düzenlemelerin Güçlendirilmesi: Çocuk işçiliği, istismar ve şiddet vakalarına yönelik caydırıcı yasaların uygulanması gerekmektedir.
Eğitim Erişiminin Artırılması: Özellikle dezavantajlı bölgelerde ve mülteci çocuklar için ücretsiz ve kaliteli eğitim fırsatlarının artırılması önemlidir.
Sosyal Destek Programları: Yoksullukla mücadele kapsamında, çocukların temel ihtiyaçlarının karşılanması ve ailelerin desteklenmesi için sosyal yardım programları yaygınlaştırılmalıdır.
Farkındalık Kampanyaları: Çocuk hakları konusunda toplumda farkındalık oluşturmak ve aileleri bilinçlendirmek amacıyla eğitim kampanyaları düzenlenmelidir.
Sonuç olarak, Türkiye'de çocuk hakları alanında bazı ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, çocukların yaşam haklarının korunması, eğitim, sağlık ve şiddetten korunma gibi temel haklara erişim konusunda hâlâ yapılması gereken pek çok şey bulunmaktadır. Ne acıdır ki her şeyde olduğu gibi çocuklarımızı da koruyamadığımız için sınıfta kalmış bir ülkeyiz…
Ve ne acıdır ki bütün dünya ülkelerine örnek olan, ilk devrimleri bu ülkede yapan, her canlının haklarını savunma adına kanunlar yazdıran Mustafa Kemal Atatürk’ün milletiyle kurduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti şimdi insanlık adına en son sırada….
En acısı ne biliyor musunuz? Yetkililerin açıkladığı üzere %90’ı Müslüman olan bir ülkede ne çocuğumuzu, ne hayvanımızı, ne kendimizi korumayı becerememek… Ve ne acıdır ki biz sevdiklerimizi, evlatlarımızı yine kendimizden korumaya çalışıyoruz.
Bu ülkede ne atalarımızın emanetini muhafaza edebildik, ne yaratanın bize bahşettiği bedenimizi, ruhumuzu koruyabildik.
Hadi bakalım…. Yürümeye devam!
Şimdilik her zaman olduğu gibi hoşça kalın, akıl ve beden sağlığınızı korumaya çalışın!