Herkes yaşamı boyunca eğlence olsun veya merak ettiğinden bir kaç kez de olsa fal baktırmıştır. Geçmişte, aile dostumuz veya bir arkadaşımıza eğlence olsun diye bende fal baktırdım. Sadece şamata olsun diye, para vermeden, masumcasına.
Şimdiki gençlerin fal merakı aldı başını gitti. Özelikle genç kızların çokça falcılara gittiğini duyuyorum. Sanal alemdede bu tür olaylar var. Kahveyi içip, fal kapatıyorsun, gönderiyorsun, falının açıklaması cep telefonuna geliyor. Bir dönem “Kahve sizden, fal bizden” diye sloganlar kafelerde asılıydı. Şimdilerde yok. Söylenen şeylerin yalan olduğunu anlayınca, gençler ister istemez bu meraktan vazgeçer oldu.
Lütfen akıllı olalım. Geleceği Allah’tan başka kimse bilemez. Fal ve büyüyle hiçbir şeyin olmayacağını, değişmeyeceğini bilelim. Bu tehlikeli insanların eline düşüp mağdur olmayalım. Aklımızı kullanalım. Birbirimize eğlence olsun,vakit geçsin diye baktırabiliriz ama işin içine para girmeden. Bu güzel hikayede bunu okuyacaksınız. Sağlıcakla kalın.
***
Borazan Tevfik’e arkadaşları bir gün, Tevfik Kasımpaşa’da bir falcı var. İnsanını içini, dışını, olmuşu, olacağı, bülbül gibi söylüyor derler. Kalkıp falcıya giderler.
Tevfik; Bana gelecekten haber verme, başımdan geçenleri söyle. Falcı bir taş uzatır ve şuracığa bir lira çeyreği atacaksın der.
Çeyrek atılır, falcı iskambil kağıtlarına bakar: Başından büyük bir aşk geçmiştir senin.
Tevfik; Bilemedin. Baksana bende aşık olacak enayi suratı varmı?
Falcı vaziyeti toparlamak ister: Öyle ise yanıldım, büyük hastalık geçirdin diyecektim.
Tevfik; Yok canım Allaha şükür daha burnum bile kanamadı.
Falcı; Hah şimdi buldum, çocukların hastadır.
Tevfik; Evli değilim.
Hiçbir kehaneti tutmayan falcı, Borazan’ın elini tutar ve şöyle der: İşte ayna gibi görüyorum seni dolandırmışlar.
Borazan Tevfik bunu duyunca, ümitsiz bir ses tonuyla; Hah şimdi buldun der. Demin sana lira çeyreğini kaptırdım, eşekliğime doymayayım.