Uzaktaki anne-babamızın, yakınlarımı-zın, dostlarımızın yaşadığı yerlere gitmek demekti.  Onların, bizleri her zaman kucaklamaya hazır olduğunu bilmek, yanlarında manevi huzur bulduğumuz günler demekti. Zihnimizin berraklaştığı, vücudumuzun dinlendiği rüya gibi günler demekti. İstediğimiz saatte kalkmak, ailemizle birlikte, en sakin halimizle kahvaltı yapmak, eşimizle, çocuklarımızla bol vakit geçireceğimiz, sohbet yapacağımız günler demekti. Ailece, arkadaş ve dostlarımızla tatile çıkıp, mutlu olacağımız günlerdi. Rahat giysilerle, yıllardır gitmediğimiz yerlere gitmek demekti.  Yeni insanlar tanımak, onların arasına karışıp, tanımadığımız insanlarla selamlaşıp, gülümsemek demekti. “Telefon çalacak, canımı sıkacak” kaygısından uzak, kendi halinde geçirilecek günler demekti. Doğal, katıksız, rolsüz, üzerimize sinmiş yorgun yıllardan kurtulmak demekti. “Fabrika ayarlarına” geri dönmemiz demekti.  Yani anlayacağınız, kesemize göre temizlenmiş, dinlenmiş bir ruh ve gönlümüzden geçeni yapacağımız, kafamıza ne eserse onu yapacağız, ona göre yaşayacağımız günlerdi. * * * Geçmiş olsun. Artık, tatil sadece rüyalarımızda kaldı. Garibana, yoksula, orta ve dar gelirliye tatil haram oldu. Ekonomik olarak bittiğimiz bu günlerde tatil sadece sözcük olarak kaldı. Evden dışarıya adım atmaya korkar olduk!  Füze gibi gelen zamlar, alım gücümüzü düşürdü, yaşamımızı sekteye uğrattı. Böylece de kış aylarında hayalini kurduğumuz tatil rüyamız böylelikle son buldu. Herkese evinde iyi oturmalar, iyi dinlenmeler dilerim. Tatile çıkma imkanı bulan herkese iyi tatiller temennisiyle, umudumuzun yeşermesi dileğimle, esen kalın.