Hiçbir yazıma hakemle başlamadım ama bu yazıyı istisna tutuyorum.
Daha 2.dakikada, normal bir kol temasından penaltı çıkaran hakem Yaşar Kemal Uğurlu, ilk yarı için verilen altı dakikalık uzatmayı erken bitirmeye çalışırken, kötü niyetiyle suçüstü oldu. Niyetini gösteren sadece o değildi aslında. VAR hakemi Özgür Yankaya’da onun yancısı oldu. Bu sene TFF, MHK üzerinden Türk hakemliğini ve Türk futbolunu, olmayan marka değerini turamar etti.
Gelelim maça;
Hakem yanlıştı da, biz doğru mu yaptık?
Tabii ki de hayır! İlk penaltı pozisyonunda topun dışarı çıkmasına müsaade etmeyen Simon Deli, topu rakibinin önüne bırakmış, hatasını telafi etme çabasını kapatayım derken, penaltıya sebep oldu. Dakika 12’de bu sefer Edin Visca’yı arkasına kaçıran Rassoul hatanın ilki, çevre kontrolü yapmayan Samet’in Cornelius’u kaçırmasıyla hatanın ikinci sahibi oldu. Dakika 12 olduğunda, Trabzon işi bitirmiş 0-2’ye getirmişti bile.
Geçen hafta Kasımpaşa, bu hafta Trabzon maçlarının performanslarına baktığımızda, sistem takımına dönüşen Demirspor’daki bu düşüşün anlamını neye bağlamak gerekiyor?
Montella’nın tercihlerinden olabilir mi?
Her maçta Montella’nın hakkını verdik. Trabzon maçındaki olumsuz takım performansını hocaya bağlıyorum. Nedenleri;
Birincisi; haftalardır oynamayan Simon Deli’yi, önemli bir maçta Tayyib’e tercih etmesiyle başladı. Hoca hatasını anlamış olmalı ki, ikinci yarının başında Tayyib-Simon Deli değişikliğine gitti.
İkincisi; Stambouli yokluğunda, haftalardır tandemin önündeki ikiliye monte etmeye çalıştığı Dokovic’i kenarda tutup, o bölgede Bjarnason ile başlamasıdır. Bu yanlış tercih, öndeki üçlünün de dizilişine olumsuz yansıdı. Dokovic’le başlasaydı, öndeki üçlü de mecburen, Yunus-Bjarnason-Vargas şekline dönecekti. Böylece Yunus, bu bölgeye geçtiğinde daha hücumcu bir takıma dönüşebilecektik. Maçın bazı bölümlerinde Yunus-Akintola değişikliğinde bu etkiyi gördük.
Bu kadro tercihi, takımın defansif anlayışını da etkiledi. Öndeki dört oyuncunu, Trabzon takımına önde yeterince baskı kuramayınca, Hamsik ve Abdülkadir o bölgede çok rahat top çevirdiler.
Üçüncüsü; Hocanın, oyuncu değişikliklerindeki katı tutumu. Akintola’nın performansına 70 dakika nasıl dayandı bilmiyorum. İkinci yarıya Erhun-Akintola değişikliği ile başlasaydı, Trabzon bu kadar kolay bir galibiyet elde edemezdi.
Bir şey sormak istiyorum. Dakika 90’da kazanılan penaltıcısı sahadaki Remy miydi?
Trabzon takımına da hakkını vermek gerekiyor. Özellikle orta alanı çok iyi yöneten Hamsik, Abdülkadir, Dorukhan, her hava topunu indiren Cornelius üst düzey performansla oynadılar.
Oyuncu performanslar;
İkinci golde çevre kontrolü yapmayıp Cornelius’a kolay kafa vurduran, üçüncü golde Djaniny’yi takibi yarım bırakan, Samet’in hatasını amatörce, Rassoul’un kötü performansını, Assombalonga’nın topla buluştuğunda ısrarla topu, gol bölgesinde etkili olacak alana değil, taç çizgisine doğru taşıma anlayışını, Akintola’nın hücumlardaki üretimsizliğinin altını çizmek istiyorum.
Son söz;
Bazı oyuncular, saha içi ve saha dışındaki karakterleriyle saygı duyarlar. Rakip takımların seyircileri bile bu oyunculara saygıyı esirgemez. Trabzon kalecisi Uğurcan, her avut atışını 30 saniyeden önce yapmadı. Eldiven değişikliğini de sayarsanız, Uğurcan’ın topu oynatmama süresi 7-8 dakikadan az değil. Şampiyon takımın oyuncusu olabilirsin ama saygılı oyuncu olmak gerçekten zor.