Hatay maç kadrolarını görünce, “tam da gönlümden geçeni de buydu..” diye mırıldandım.
Hatay adına Serkan Özbalta, Demirspor’u çok iyi analiz etmiş. Başlarken, Demirspor’un geriden oyun kurarak oynamasına müsaade etmedi. Bir sonrasında ise sahanın en iyisi Boudjemaa-Riberio ikilisi, Demirspor’un pasörleri Stambouli ve Ndiaye’ye final niteliğinde pas yapmalarına izin vermedi. Böylece Demirspor’un oyun planını çökerttiler.
Kamil Ahmet, ligimizin en hücumcu beklerindendir. Onyekuru’nun hücumlarını önlediğinden daha fazlasını geriden yapığı bindirmelerle gerçekleştirdi, çok ta etkili oldu. Adekugbe’de Yusuf’un oynamasına çok fazla şans vermeyince, Yusuf’ta bulduğu pozisyonlarda, topu ayağında biraz fazla tutması, yanlış pas tercihleri de buna eklenince, o da etkisiz kaldı.
Tüm bunlara karşılık Montella ne yaptı?
İlk yarı bitine kadar, Montella’nın oyuna müdahalesi olmadı. Bekledi ki, oluşabilecek bir kıvılcım takımı ateşleyecek, beklenen düzeye gelecek. Özellikle maçın ilk yarısında, Hatay takımı hücuma başladığında, oyun alanını 25-30 metreye kadar olabildiğince daraltarak rakibin oyun kurmasını engellemeye çalıştı. Uzun süreli olmasa da bunu başardı ama sadece bu kadarını. Montella bu oyundan memnun kaldı mı derseniz, kesinlikle hayır!
Demirspor, zaman zaman oyunda da pozisyonda da buldukları oldu. Bunları değerlendirme şansı olsaydı, takımı ileriye taşıyabilecek bir ivmeye sahip olabilirdi. Maçın başında Onyekuru, ikinci yarıda Ndiaye ayağından bulunan pozisyonlar var. Assambolanga’nın şutları, Erce Kardeşler’in başarılı performansı buna engel oldu.
Oyun kötü, puan iyi;
Montella’nın oyuncu değişikliğindeki tavrını biliyoruz. Pazar gecesi O’da, izleyenler de bekledikleri oyunun altında kalınca, dakika 46’da sakatlığın etkisinden çıkamayan Stambouli-Gökhan değişikliğini mecburen yaptı. Dakika 63’te bu sefer de oyunun ön tarafına müdahale ederek, Dzyube-Assambolango ve Akintola-Yusuf değişikliğiyle, bir kez daha maçın seyrini değiştirmek istedi. Maalesef bu atraksiyonu da oyuna çare olmadı. Velhasıl, maçın son dakikalarında, oyunu rakibin kale önüne yıkılması, doldur-boşalta dönülmesi Tayyib’in skoru değiştirmek adına özverisi, sayılan-sayılmayan ama aynı direk üzerinden bulduğu gol, Demirspor’a önemli bir puan getirdi.
Tüm bunları özetlemek gerekirse; Demirspor mu oynayamadı? Hatay mı oynatmadı? sorusuna verilecek cevabım; öncelikle sahanın her yerini kullanan Boudjemaa, geriden tüm oyunu kuran Falette, sağ kanadı etkili kullanan Kamil Ahmet, ilk defa oynayıp ama kusursuz oynayan Burak Yılmaz, hücumda Lobjanidze’nin ve diğerlerinin oyuna koydukları katkı, Demirspor’un oyuna koymak istediği katkıdan fazla olmasıydı. Sanırım, bu da sorunun cevabıdır.
Oyuncu performansları;
Ertaç’ın ve Belhanda’nın performansı, Tayyib’in skoru değiştirme arzusu ve bunu başarması, onları arkadaşlarından daha fazla öne çıkmalarını sağladı.
Her oyuncuda olabilecek performans düşüşü, Samet’te de görülüyor.
Biraz da Yusuf-Yunus farkına değinmek istiyorum. Yusuf’un da Yunus kadar yetenekli olduğunu görüyorum. Ama hücumları onun gibi sonlandıramıyor. Yunus arkadan gelen bindirmelerde, koşanın önüne topu bırakır, ya da içeriye doğru kat ederek, yayın üzerindekilerle duvar pası yapar, pozisyonu üretir ya da sonlandırırdı. Yusuf’un bu gelişime ihtiyacı var. Yusuf, topu bir-iki tık daha fazla topu ayağında tutuyor.
Son söz;
Hakemler, daha ilk haftalardan itibaren, hem saha içinde hem de VAR’da maç yönetme standardını yakalayamadılar. Hakem Burak Şeker, iki birleşik hareketin ilkinde Berk’in ayağına müdahale değil, topa dokunduğunu düşünebilir, dönen topta elle oynaması niye VAR’da değerlendirilmedi? Tayyib’in iptal edilen golü kadar VAR’a bakılabilirdi. MHK, çifte standardı ortadan kaldıramazsa, bu tartışmalar artarak devam edecektir. Bu da futbolun zevkinden, futbolun işkencesine dönüşecektir.