Fenerbahçe takımının ilk ciddi atağının dakikası 14’tü ama oyunun daha ilk dakikasından itibaren Fenerbahçe’nin, maça ilişkin ne yapacağı belli gibiydi. Kendi sahası ve seyircisi önünde çok oyuncuyla hücumu düşünmedi. Demirspor’un kendi üzerine gelmesi üzerine oyun kurgusunu yapmıştı.
Demirspor, ilk dakikadan itibaren olabildiğince cesur oynadı. Montella oyunu çirkinleştirmedi ama Jorge Jesus’un oyununa düştü. Montella’ya getirebileceğim eleştiri, ayağının tozuyla gelen Dzyuba ile değil, Assombalonga ile maça başlamalıydı. Demirspor, orta alanı kalabalık tutabilseydi, Fenerbahçe’nin orta alandaki saha hakimiyetini ve top oynamasını önlerdi.
Özellikle Altay, uzun degajlarıyla, Aner Valencia ve Serdar Dursun’u topla buluşturup pozisyon yaratmaktı. Yüksek toplarda Serdar Dursun, kenarlara uzanan topları da Valencia ile buluşturduğunda, etki yarattı. Bir diğer yapmaya çalıştıkları, Emre Mor’un topla içeri kat ederek yarattığı pozisyonlarla sonuca gitmekti. Penaltı pozisyonundaki asistte buradan başlamıştır.
İlk yarı Demirspor;
Fenerbahçe tüm bunları yaparken Demirspor’da, Fenerbahçe defansının arkasına derin pasları hücum denedi. Özellikle ilk yarı, bu pas denemelerin çoğu başarısız olunca Demirspor pozisyon üretmekte zorlandı. Akintola’nın etksiz oyunu, özellikle Valencia’nın başroldeki hücum organizasyonlarında Svensson’un defansif görevini zorlaştırdı.
Samet’in defansif işlerinde, bazen basit oyun yerine, tehlikeli hareketlerle pas trafiğini seviyor olması, defanstaki riskini arttırıyor. Bu davranışlarını zaman zaman eleştirmişimdir. Yenilen ikinci golde de, Samet’in böyle bir rahatlığı var.
İkinci yarı Demirspor;
Dakika 47’de yenilen üçüncü gol, Demirspor’u kendine getirdi. Özellikle Yusuf Sarı’nın oyuna girişiyle skora tepki verme arzusu, bu golden sonra artarak devam etti. Stambouli-Gökhan değişikliği de orta alandaki oyun gücünün artmasına neden oldu. Bu durum sonucun 3-2’ye kadar gelmesine de neden oldu.
Sahanın en iyi oyuncusu; “Onyekuru”
Türkiye liglerindeki oynadığı tüm maçların saha içi performanslarındaki en iyi oyununu bu maçta oynadığını düşünüyorum. İnanılmaz etkili, izlerken keyif veren bir futbolu herkese izlettirdi. Seyircilerle diyalog şeklini onaylamak mümkün değil.
Kiminde iğneden ipliğe VAR, kiminde hiçbir şey YOK
Otoriteler VAR’a göre konuşuyor, bu doğru. Konuşulmayan konu ise şu; VAR’dakilerin maçın içinde bu kadar olmalarının doğru olup olmadığıdır. İşine geldikleri noktalarda pozisyonları kırk dilim ederek, hakemi uyarıp, karar verdirirken, işine gelmediklerinde devam ettiriyor olmalarıdır. Avrupa liglerinde, VAR hakemleri hiçbir zaman maçın içinde bu kadar olmuyorlar.
Son söz;
Demirspor, kurduğu kadro ile geçen sene olduğu gibi, bu senede adından söz ettirmeye başladı. Süreklilik haline getirilmeye çalışılan bu başarıdan bazı futbol otoriteleri rahatsız oluyor ki; maça ilişkin verdikleri demeçlerde “şampiyonluğa oynar gibi” sözünü söyleme hakkını kendilerinde görebiliyorlar.