Demirspor’un Göztepe karşısındaki performansını, iki perdeli bir oyun gibi gibiydi. Birinci perde oyuncular ve yönetmen harika, ikinci perdede ise oyunda, yönetmen de sıkıntılıydı. Buna biraz daha detaylı aşağıda değineceğim.
Birinci perde;
Göztepe maça çok istekli başlayınca, Demirspor ilk on dakikada bir türlü pas trafiğini yakalayamadı. Özellikle Atınç ve Angel’ın Balotelli durdurmak adına sert müdahaleleri, topun önde tutulmasını önledi. Böyle olunca üçüncü bölgeye giden topların hızla geri döndü. Ta ki 16.dakikaya kadar.
Balotelli’nin sahne aldığı vakit;
Tam da bu dakikada başladı. Balotelli geçen haftada Yunus’un Galatasaray’a attığı golü kıskanmış olmalı ki, kendisinin başlattığı pozisyonu, Yunus’un da asistiyle, yine kendi sonlandırarak, son günlerin en güzel golünü attı.
Bu maçta daha net görüldü ki Balotelli, oyunun bizim ceza sahamıza yığıldığı anda, bizim yarı sahamıza kadar gelip defanstan, özellikle kendine uzatılan topları, kontrol ve uzun paslarla Yunus’la buluşturmayı çok iyi yapıyor olması. Son maçlarda, özellikle Yunus üzerinden rakip yarı sahasına hızla çıkıldığında, pozisyon bulmak kolaylaşıyor. Montella’nın bu konudaki oyun planı da zekice. Demirspor, 19.dakikada yine Balotelli çok iyi vuruşunda kaleci İrfan Can’ın çeldiği top Yunus’un önüne düştüğünde topun biraz altına girerek vurabilse, takım ikinci golü bulacak belki de maç, 19.dakikasında maç şekil almış olacaktı ama olmadı.
İkinci perde;
Montella, Balotelli’nin rahatsızlığının yanı sıra, Atınç ve Angel’la kora kor mücadelesini de önemseyerek, onun yerine Assombalonga’yı tercih etmesi, ilk başta bana da doğru bir tercih gibi gelse de, maçın ilerleyen dakikalarında, Assombalonga’nın forvette çok yetersiz kalışıyla işler tersine dönmeye başladı. İkinci perdenin ilk değişikliği oyuna doğrudan yansımadı. Dakika 64’te Belhanda-Vargas ile Simon Deli-Gökhan değişikliği de, ciddi saha içi değişikliğine neden oldu. Simon Deli sol beke, onun önüne Kaan, Gökhan’ın yerine de Belhanda geçince, Demirspor hücum hattında Vargas gibi önemli bir silahını geriye çekmiş oldu. Bu değişiklikte defans önlemi açısından iyi geldi ama hücuma hiç yansımadı. Kısacası, kendi kalemize attığımız gol de işin cabası oldu.
Kısacası; maçın ilk yarısında sonuca etki eden taktiksel oyunumuzu, ikinci yarı da sürdüremedik. Burada Montella’ya getirilebilecek tek bir eleştiri, Vargas’ı içeride tutması gerektiğiydi. Gökhan’ın yerine Sinan’ı tercih etmesi de en mantıklı olanıydı.
Skor 1-1’e dönünce Demirspor, hücumu düşünmeye başladı. 90+ larda Yunus’un aceleci davranışıyla Atınç’ın ayağına doladığı top, Vargas’ın altı pasta ayağından kaçırdığı ve Belhanda’nın vuruşunda köşeden İrfan Can’ın kurtarışı var. Yani net üç pozisyon. Demirspor, gereğinden fazla skoru koruma odaklı davranmasa, her zaman yaptığı gibi hızlı hücumu devam ettirebilseydi, skor farklı olabilirdi.
Maçta göze batanlar;
- Muric, gerçekten iyi bir kaleci ve takımına ciddi güven veriyor.
- Samet, oyunsal istikrarı olabildiğince ciddiye alarak oynamayı sürdürüyor.
- Stambauli, bu ligin en iyi 6 numara oyuncularından birisi. Yine sahada basmadık yer bırakmadı.
- Balotelli, rakibin köşe vuruşlarında, defansif görev anlayışını harfiyen yerine getiriyor. Sahanın her yerinden kontra pası çok iyi yapıyor. Attığı gol şapka çıkarılacak cinsten.
- Bjarnason, yine çok çalıştı, çok koştu.
- Yunus, sağ tarafta yine çok etkili işler yaptı. Hızlı hücumlarda yanına birilerinin daha hızlı yetişmesi lazım.
Son söz;
Demirspor, Montella’nın kurduğu oyun sistemi, oyuncuların buna sadık kalarak oynamaları, ligin ilk yarısındaki aldıkları puanların karşılığı olmuştur. Tüm bu oluşumu ve düzeni sağlayan, teknik kariyeri ve tecrübesi bilinmeyen Montella’yı İtalya’dan bulup getiren Murat Sancak başkana da hakkını vermek gerekiyor. Ligin ikinci yarısının, ilkinden daha zor geçeceğini düşünüyorum. Murat başkanın, ikinci yarı için de bir planının olduğunu düşünüyorum.