Maçtan önce, takım listesine göz atar, maçın sonucuna etki edecek oyuncuları ve onlara karşı görev yapacak oyuncuları, teknik adamların oyun planlarını anlamaya çalışırım. Demirspor adına, Cherif Ndiaye’yi görünce Montella’nın, ligin ilk yarısındaki Trabzon maçında başlattığı forvetsiz oyun sisteminden vazgeçip, forvetli sisteme geri döndüğünü anlamaktı. Antalya adına ise, Haji Wriht’ın etkisi, bununla eşleşecek Semih’in performansı ile Fredy’nin üçüncü bölgede yaratıcılığı, benim maç öncesi aklıma takılanlardandı. Gelelim maça; Özellikle maçın ilk 25 dakikalık kısmının, mücadele anlamında olmasa bile, seyir zevki açısından sıkıcı geçtiğidir. Bu sıkıcılığa üç neden; her iki takımında kontrollü oyunla maça başlama arzuları, bu arzunun yanı sıra, Demirspor’un geriden oyun kurarak çıkmaya çalışırken, Antalya takımının, Demirspor’un, birinci bölgeden üçüncü bölgeye top taşıyıcı oyuncuları Ndiaye ve Stambouli’yi rahat top almasını engellemeleri ve nihayetinde, Demirspor’un forvetli sisteme ayak uydurmanın yarattığı sıkıntı olarak sayabilirim. Bu sıkıcı oyun, ta ki 29.dakikaya kadar sürdü. Yusuf Sarı’nın bolca adam eksilttiği bir pozisyonda, pozisyonu doğru sonlandıramaması, hızlı bir çıkışta Emre Akbaba’nın akıl dolu pasıyla buluşan Akintola’nın Cherif Ndiaye’ye al da at dediği pozisyonda topun kaleciyi geçememesiyle başladı maç hareketlenmeye. Geriden çıkışlar; Demirspor’un en iyi yaptığı, daha doğrusu Montella’nın takıma kazandırdığı en önemli anlayışlarından birisi de topun geriden çıkarılırken, uzun paslar yerine, ayağa ve tek pas organizasyonlarıyla topu ön bölgeye taşımalarıdır. Antalya maçında da bunu çok iyi yaptılar. Zaman zaman, kaleci Ertaç’ın risk içeren davranışları da olsa, Demirspor’un bu oyun anlayışını geliştirdiğini söylemek lazım. İyi seçilmiş forvet; “Cherif Ndiaye” Teknik adamların öğretici sözüdür. “Takım defansı en uçtaki oyuncudan başlar” diye. 33.dakikada Cherif Ndiaye’nin takım defansı için en geriye kadar gelip, takımın defanstan ayağa hızlı pas trafiğinin içine girerek, çok uzun pasıyla buluşturduğu Emre Akbaba’nın attığı golü, futbolun taktiksel boyutunun ne kadar önemli olduğunun görselidir. Bir defans için en tehlikeli oyuncu, Cherif Ndiaye gibi oyunculardır. Çakılı forvetten anlayışından uzak, her iki kanatlara deplase olan böylesi oyuncular, hem tandemdeki ikiliyi, hem de kenar bekleri çok meşgul ederler. Cumartesi geçeside böyle oynadı Cherif Ndiaye. Penaltı pozisyonunun yaratıcısı, birinci goldeki akıl dolu pası, ikinci goldeki durduğu yer ve gollük vuruşunu da bunlara ekleyebildiklerimiz. Bunların hepsini bir araya getirdiğimizde doğru bir forvet tercihiyle oynadı Demirspor. Bu kadar katkıyı yapan oyuncunun penaltı kaçırmasını da çok önemsememek lazım. Kanatlarda sıkıntı; Kanat oyuncuları yeterince, ne boş alan buldular, ne de çok fazla adam eksilterek pozisyon üretebildiler. Özellikle Yusuf Sarı’nın, Güray’ın karşısında etkisiz kalmasıydı. Akintola’yı biraz bunun dışında tutuyorum. Özellikle ikinci goldeki adam eksilterek yaptığı asisti söylemem lazım. Tek kanatın çalışması bile, bu takımın pozisyon bulmasında heyecan yarattığını, bu yüzden Onyekuru’nun önemini söylemek lazım. Teknik adamların hamleleri; Demirspor, durumu 2-0’a getirince, Antalyaspor teknik adamı Nuri Şahin hemen Ömer Toprak’ı sahaya sürerek üçlü defansa, ikili forvete dönüp maçı kurtarmaya çalıştı. Montella’da bu hamleye karşılıksız kalmayarak, hücumcuları çıkarıp Gökhan İnler’i orta alana alıp, Stambouli’yi defansın içine gömerek defansif bir anlayışa dönmesini sağladı. O dakikadan sonra, bu skoru korumak istemesi de doğruydu. Oyuncu performansları; Takım oyununu başarıyla sahaya yansıtan Demirspor’un, bireysel yeteneklerine baktığımda; Svensson’un sahanın en iyi oyuncusu olduğunu, Haji Wright ile çok iyi mücadele eden Semih’i, Cherif Ndiaye’yi çok başarılı, Ertaç’ı, Stambouli’yi, kritik paslarda Emre Akbaba’yı başarılı bulduğumu belirtmeliyim. Son söz; Demirspor, Avrupa yolunda önemli bir galibiyeti daha almış oldu. Milli maç arasından sonra, Galatasaray ile yapılacak maç, belki de ligimizin en önemli maçlarından birisi olmaya adaydır.