RAMAZAN ÇAKIR
Köşe Yazarı
RAMAZAN ÇAKIR
 

DEMİRSPOR İÇİN ÇANLAR ERKEN ÇALACAK

Bugünkü yazımın iki konusu var. Birincisi saha içi, diğeri de doğrudan sahanın içini etkileyen saha dışı olanı. Saha içine değinip, dışına değinmezsem eksik kalırdı. SAHA İÇİ; Doğrusu, Kasımpaşa beraberliği sonrasında, Kadıköy’deki gibi, Galatasaray karşısında dirençli bir Demirspor izleyeceğimi düşünüyordum ta ki dakika on sekize kadar. Gelelim maça; Demirspor, maça korkakta başlamadı. Başlar başlamaz, özellikle Ali Yavuz Kol’unJelert’in üzerine üzerine gitmesini, maçın bu kanat üzerinden aksiyonlu olacağının göstergesiydi.Maçın başlarında oyun üstünlüğü kimseye geçmemişken, her iki takım için ortada bir oyun varken, iki tane alakasız golün yenilmesi, Demirspor’u sürklase, Galatasaray’ın işini kolaylaştırdı. Zaten, dakika 38’de de maçın skoru ve sonucu da belli oldu. Geriye kalan süre, antrenman niteliğinde oynandı. Oyunsal sıkıntı ve gelecek; Oyunun boyutu, geçen maçların devamı gibi. Topun geriden orta alana gelmesinde sıkıntı yok, Gravillon’un maşallahı var. Ön alan baskısında bile topu ikinci bölgeye başarıyla taşıyan aktördü. Gel gelelim, üçüncü bölgedeki verimsiz yapıya. Üçüncü bölgedeki oyuncular buldukları pozisyonları da kolayca harcadılar. Yusuf Barasi ne sahada ne da yedek kulübesindeydi, neden? Görüne o ki; transfer tahtasının açılmasının imkansıza yakın olduğudur. Geriye bir tek şey kalıyor. Yetenekli genç oyuncuların koyacağı katkı, vereceği savaş sırasında olabildiğince vitrinde kalıp, futbol kariyerleri ve takımlarının geleceğini yön verecek olmalarıdır. Demirspor’un kurtuluşu demiyorum ama geleceği de buradadır. Takım disiplini; Valkanis’in getirilebileceğim eleştiri de şu; dakika 65’te Demirspor’un kazandığı penaltıda, penaltıyı iki elinle 10 numaralı Alioui’nin atmasını işaret ediyorsun.Topu eline alan ve kenardan gelen tüm uyarılara rağmen, Yusuf Sarı’nın topu kimseye vermemesive ardına kaçırdığı penaltı. Valkanis’in yerinde olsam, takım disiplini adına, 50.dakikada oyuna aldığı Yusuf Sarı’yı penaltıdan hemen sonra dışarı alırdım. Bunu yapabilseydi, takım disiplini adına önemli bir tavır, otoritesini göstermiş olurdu. Her ne kadar Valkanis’i eleştirsem de, elindeki kadroyu en iyi şekilde kullandığını, kenardan oyuna müdahalesini başarılı buluyorum. SAHA DIŞI Demirspor için çanlar çalıyor. Türkiye’de herkesin beğenisiyle, başarılı bir Adana Demirspor’u keyifle izledik. Bunu da sağlayan, Murat Sancak’tı. Bundan dolayı Adana’da, taraflı tarafsız herkesiz takdir ettiği bir başkan oldu. Maçlardan önce hiç yorulmadan, isteyen herkesle resim çektirip, sıcak diyaloglar kurdu. Kısacası içimizden biri oldu. Bu gerçeği de ortaya koyup devam edelim. Bugün itibariyle Demirspor takımının ekonomik sıkıntılar nedeniyle tahtasının kapalı olması, yetersiz oyuncu grubu nedeniyle, yönetilmeye çalışılması ve ortaya çıkan görüntüler, bu takımın hiç iyiye gitmediğidir. Tribünlerde “yönetim istifa” sesleri giderek yükselirken, oluşan kavga görüntüleri, şehirde ve sosyal medya üzerinde de bu söylemlerin artması da bir gerçektir. Yarın için her şey çok geç olmadan, tüm sorunların konuşulduğu, yerelden ulusala yayılacak bir bilgilendirmeye ihtiyaç vardır. Bir çift lafımda Galatasaray için; Galibiyete önemli katkı koyan, Barış Alper’in büyük çabası, Kerem Aktürk’ün ben hala buradayım demesi, Mertens’in bitmek bilmeyen enerjisini sahaya yansıtmış olmasıydı. Bunun yanında; Şampiyonlar ligine kalamayınca, belki de sezon başında yapması gereken, başarıya doygun oyuncu kitlesiyle yolunu ayırması gerekirken, ligin dördüncü haftasında, bu değişimi yapıyor olması, büyük bir kulübün nasıl da amatörce yönetildiğinin göstergesi değil mi?
Ekleme Tarihi: 01 Eylül 2024 - Pazar

DEMİRSPOR İÇİN ÇANLAR ERKEN ÇALACAK

Bugünkü yazımın iki konusu var. Birincisi saha içi, diğeri de doğrudan sahanın içini etkileyen saha dışı olanı. Saha içine değinip, dışına değinmezsem eksik kalırdı.

SAHA İÇİ;

Doğrusu, Kasımpaşa beraberliği sonrasında, Kadıköy’deki gibi, Galatasaray karşısında dirençli bir Demirspor izleyeceğimi düşünüyordum ta ki dakika on sekize kadar.

Gelelim maça;

Demirspor, maça korkakta başlamadı. Başlar başlamaz, özellikle Ali Yavuz Kol’unJelert’in üzerine üzerine gitmesini, maçın bu kanat üzerinden aksiyonlu olacağının göstergesiydi.Maçın başlarında oyun üstünlüğü kimseye geçmemişken, her iki takım için ortada bir oyun varken, iki tane alakasız golün yenilmesi, Demirspor’u sürklase, Galatasaray’ın işini kolaylaştırdı. Zaten, dakika 38’de de maçın skoru ve sonucu da belli oldu. Geriye kalan süre, antrenman niteliğinde oynandı.

Oyunsal sıkıntı ve gelecek;

Oyunun boyutu, geçen maçların devamı gibi. Topun geriden orta alana gelmesinde sıkıntı yok, Gravillon’un maşallahı var. Ön alan baskısında bile topu ikinci bölgeye başarıyla taşıyan aktördü. Gel gelelim, üçüncü bölgedeki verimsiz yapıya. Üçüncü bölgedeki oyuncular buldukları pozisyonları da kolayca harcadılar. Yusuf Barasi ne sahada ne da yedek kulübesindeydi, neden?

Görüne o ki; transfer tahtasının açılmasının imkansıza yakın olduğudur. Geriye bir tek şey kalıyor. Yetenekli genç oyuncuların koyacağı katkı, vereceği savaş sırasında olabildiğince vitrinde kalıp, futbol kariyerleri ve takımlarının geleceğini yön verecek olmalarıdır. Demirspor’un kurtuluşu demiyorum ama geleceği de buradadır.

Takım disiplini;

Valkanis’in getirilebileceğim eleştiri de şu; dakika 65’te Demirspor’un kazandığı penaltıda, penaltıyı iki elinle 10 numaralı Alioui’nin atmasını işaret ediyorsun.Topu eline alan ve kenardan gelen tüm uyarılara rağmen, Yusuf Sarı’nın topu kimseye vermemesive ardına kaçırdığı penaltı. Valkanis’in yerinde olsam, takım disiplini adına, 50.dakikada oyuna aldığı Yusuf Sarı’yı penaltıdan hemen sonra dışarı alırdım. Bunu yapabilseydi, takım disiplini adına önemli bir tavır, otoritesini göstermiş olurdu.

Her ne kadar Valkanis’i eleştirsem de, elindeki kadroyu en iyi şekilde kullandığını, kenardan oyuna müdahalesini başarılı buluyorum.

SAHA DIŞI

Demirspor için çanlar çalıyor.

Türkiye’de herkesin beğenisiyle, başarılı bir Adana Demirspor’u keyifle izledik. Bunu da sağlayan, Murat Sancak’tı. Bundan dolayı Adana’da, taraflı tarafsız herkesiz takdir ettiği bir başkan oldu. Maçlardan önce hiç yorulmadan, isteyen herkesle resim çektirip, sıcak diyaloglar kurdu. Kısacası içimizden biri oldu. Bu gerçeği de ortaya koyup devam edelim. Bugün itibariyle Demirspor takımının ekonomik sıkıntılar nedeniyle tahtasının kapalı olması, yetersiz oyuncu grubu nedeniyle, yönetilmeye çalışılması ve ortaya çıkan görüntüler, bu takımın hiç iyiye gitmediğidir. Tribünlerde “yönetim istifa” sesleri giderek yükselirken, oluşan kavga görüntüleri, şehirde ve sosyal medya üzerinde de bu söylemlerin artması da bir gerçektir. Yarın için her şey çok geç olmadan, tüm sorunların konuşulduğu, yerelden ulusala yayılacak bir bilgilendirmeye ihtiyaç vardır.

Bir çift lafımda Galatasaray için;

Galibiyete önemli katkı koyan, Barış Alper’in büyük çabası, Kerem Aktürk’ün ben hala buradayım demesi, Mertens’in bitmek bilmeyen enerjisini sahaya yansıtmış olmasıydı.

Bunun yanında; Şampiyonlar ligine kalamayınca, belki de sezon başında yapması gereken, başarıya doygun oyuncu kitlesiyle yolunu ayırması gerekirken, ligin dördüncü haftasında, bu değişimi yapıyor olması, büyük bir kulübün nasıl da amatörce yönetildiğinin göstergesi değil mi?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.