Yapılan hatalar karşısında insanları kırmamak için kendimizi kırıyoruz. Ufacık olayları büyütüp problem haline getiriyoruz. Sürekli güçlü olmaya, güçlü kalmaya çalışıyoruz. Oysaki güçsüzlükte, güçlü olmak kadar normal değil mi? Sürekli kendinizi başkalarına ispatlamaya çalışıyoruz. Yanlışı en başta yapıyoruz. Kimse için değişmeyin. Seven insan sizi olduğunuz gibi kabul edecektir zaten.
Bazen hayatta çok büyük sınavlardan geçiyoruz. Verilen o sınavlar bizi olgunlaştırıyor, büyütüyor. Kötü olan insanları, inatla at gözlüğü takmışçasına iyi olduklarını düşünüyoruz. Bu konuda kendimizi yıpratıyoruz. Ben iyi gelmeyen insanlar ile konuşmayı kesiyorum.
Hayatımızda ki insanlara gereğinden fazla değer ve anlam yüklüyoruz. Böyle olunca insanlar hayatımıza burunlarını sokmayı, yorum yapmayı ve yargılamayı özgürlük olarak nitelendiriyor. Çünkü insanlar her şeyi istediği gibi daha doğrusu işine geldiği gibi anlıyor. Aristoteles’in de dediği gibi ‘desipere est juris gentium’ ( Budalalık insan hakkıdır). Ne kadar güzel bir söz. Size kim ne derse desin doğru bildiğiniz şeyi yapmaktan korkmayın, çekinmeyin.
Her söylenene kulak asmayın. Kendinize ve fikirlerinize değer verin. Her zaman sizi değerli hissettiren ve en önemlisi kıymet bilen insanlar olsun hayatınızda. Ne olursa olsun kendinizi sevin…