ŞEYDA TURAÇLAR
Köşe Yazarı
ŞEYDA TURAÇLAR
 

Karanlık!

Hepimiz karanlıktan korkarız. Karanlıktan nefret etmek, yaratılışımız gereğidir. Yaratılışımız icabı insanoğlu her türlü karanlıktan kurtulmak ister. İlk kurtulmamız gereken karanlık ise karanlıkların en zifirisi olan cehalet karanlığıdır. Ne yazık ki, nice insan, belki de bilmediğinden, karanlıktan kurtulmak için gösterdiği çabanın onda birini, hatta yüzde birini cehaletten kurtulmak için harcamaz. Oysa ki, ilmin aydınlığında yaşamak kadar insanı mutlu eden bir şey düşünülebilir mi? Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir”sözü bunun en güzel kanıtıdır. İlim gıdaya benzer. Aldıkça güçlenirsin, güçlendikçe daha çok almak istersin. İnsan yiyince doyar ama sonuçta yine acıkır, yine yemek ister. İşte ilmin açlığı da böyledir. İlme aç olan insanlar, bu açlığı ömür boyu hisseder, doydukça doymak ister. Doymayı sadece bedeni doyurmaktan ibaret zannedenler nasıl, ruh, kalp ve akıllarının açlığını doyurma ihtiyacını hissedebilirler ki? Bedenleri rahat etmesine rağmen ruh, kalp ve akılları ıstıraplar içinde kıvranır da bir türlü fark edemezler bunu. Geriye kendilerine koskoca bir iç sıkıntısı bırakırlar da bunun kaynağını, sebebini bir türlü anlayamazlar. O halde insan için tek bir yol kalıyor. O da ilme, bilim toplantılarına, kitaba koşmak. “Aydınlığa kavuşmak için ışık yanan yere değil, bir ilim meclisine koş” diyen Hz.Ali bu güzel özdeyişiyle ne de güzel anlatmış. Aydınlık yarınlarda buluşmak dileğimle esen kalın.
Ekleme Tarihi: 01 Temmuz 2022 - Cuma

Karanlık!

Hepimiz karanlıktan korkarız. Karanlıktan nefret etmek, yaratılışımız gereğidir. Yaratılışımız icabı insanoğlu her türlü karanlıktan kurtulmak ister. İlk kurtulmamız gereken karanlık ise karanlıkların en zifirisi olan cehalet karanlığıdır.

Ne yazık ki, nice insan, belki de bilmediğinden, karanlıktan kurtulmak için gösterdiği çabanın onda birini, hatta yüzde birini cehaletten kurtulmak için harcamaz. Oysa ki, ilmin aydınlığında yaşamak kadar insanı mutlu eden bir şey düşünülebilir mi?

Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir”sözü bunun en güzel kanıtıdır. İlim gıdaya benzer. Aldıkça güçlenirsin, güçlendikçe daha çok almak istersin. İnsan yiyince doyar ama sonuçta yine acıkır, yine yemek ister. İşte ilmin açlığı da böyledir. İlme aç olan insanlar, bu açlığı ömür boyu hisseder, doydukça doymak ister.

Doymayı sadece bedeni doyurmaktan ibaret zannedenler nasıl, ruh, kalp ve akıllarının açlığını doyurma ihtiyacını hissedebilirler ki? Bedenleri rahat etmesine rağmen ruh, kalp ve akılları ıstıraplar içinde kıvranır da bir türlü fark edemezler bunu. Geriye kendilerine koskoca bir iç sıkıntısı bırakırlar da bunun kaynağını, sebebini bir türlü anlayamazlar.

O halde insan için tek bir yol kalıyor. O da ilme, bilim toplantılarına, kitaba koşmak. “Aydınlığa kavuşmak için ışık yanan yere değil, bir ilim meclisine koş” diyen Hz.Ali bu güzel özdeyişiyle ne de güzel anlatmış.

Aydınlık yarınlarda buluşmak dileğimle esen kalın.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.