1 Mayıs’ın kökenleri, Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa’da ki işçi hareketlerinin sekiz saatlik işgünü talebiyle mitingler ve grevler düzenlediği 19. Yüzyılın sonlarına kadar uzanmaktadır. Barışçıl protestocuların polis tarafından vahşice bastırıldığı 1886’da Chicago’daki Haymarket meydanında geçen olay, işçi hareketlerini onurlandırma ve işçilerin mücadelelerini anma günü olarak günün önemini pekiştirmiştir. Türkiye’de ise “Kanlı Mayıs”, “1 Mayıs Katliamı” olarak anılan 1 Mayıs 1977 Taksim Meydanı’nda kutlanan İşçi Bayramı’nda 34 kişi hayatını kaybetmiş ve 136 kişi yaralanmıştır.   Uluslararası İşçi Bayramı veya İşçi Bayramı olarak da bilinen 1 Mayıs’ın öneminin, mücadelenin çok büyük olduğunu düşünüyorum. Bu gün daha iyi çalışma koşulları, adil ücretler ve temel işçi haklarını güvence altına almak için dünyanın dört bir yanındaki işçilerin verdiği zorlu mücadeleleri ve fedakârlıkları andığı için hepimizin kalbinde özel bir yere sahip olduğunu biliyorum. Hepimiz şuan yaşama tutunmaya çalışan işçileriz aslında. “Emek her zaman kutsaldır” ve hiçbir zaman karşılığı ödenmez.İşçiler olarak haklarımızı savunmak ve sosyal ekonomik adaleti sağlamak için bir arada durmanın önemini bir kez daha hatırladım. 1 Mayıs, yalnızca okuldan veya işten bir izin günü değil, aynı zamanda işçilerin topluma katkılarını onurlandırma, ödüllendirme ve sosyal adalet, eşitlik değerlerine olan bağımlılığını yenileme günüdür. Bugün benim için geçmişteki ve şimdiki işçi arkadaşlarımla dayanışma içinde olduğum bir gündür. Tüm bireylerin güvenli ve adil koşullarla herhangi bir sömürü ve ayrımcılıktan uzak çalışabildiği bir dünyaya desteğimi yinelediğim bir gündür. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Kutlu Olsun…