(ALINTI)
Dostlar,dostlar,DOST..düşmanlar düşman…
İngilis Ali diye tanıştırıldık.. tanışmamızda
“
Hi,
My name is Bruno
come from Sicily..
I work for MAFIA..
I kill for Money
But since you are my friend
I kill you for NOTHING.
“
Dörtyollu dostlarım için çevireyim—
“
Merhaba, Benim adım Bruno,
Sicilya lıyım..
MAFYA için çalışıyorum..
para için adam öldürürüm
fakat dostum olduğun için Seni ÖLDÜRMEK için PARA istemem.
“
Bende Türkçe BENDE DÖRTYOL luyum yeraltı dünyasından çok dostum var.. sende tatlı çocukmuşsun. Ben de senin için para talep etmem diyerek gülüştük.tanıştık..
EYVALLAH BABA dedi.. O gün bugündür BABA aşağı baba yukarı.. ... İlk tanışmamız böyle olmuştu Mr.Ali ile.. Sağlık ve esenlik içinde kalsın … Cerayancı idi..meslektaş yani..
Kanıma susadıklarından yada kanlarına susadığımdan değil düşmanlıkları..
HEP VARDILAR.. ADEM le HAVVA nın arasında.. Mısırda ..en derinde en kıymetli hazinelerin korunmasında.. Hekimlikte zehirlerinden ANASTESİ için faydalanıla gelindi..
Adları ÇIKMIŞ bir kere YILAN diye.. Aslında dosta dost idiler.
Daha gelmeden haberleri gelmişti..Ot biçenleri fena korkutmuşlar…bırakmışlar çalışmayı..
ÇOK RAHATLATICI idi benim için.. İŞTE ORDALAR.. diye keyiflenmiştim. Her ne zaman gelsem baba yerine yurduma illa onları sorarım..
MÜESSES NİZAM (yerleşik düzenden) merakla..
Baba vasiyetiydi KARA YILAN a dair. “KARAYILANA sakın dokunmayın BURANIN BEKÇİSİDİR Zararlıları başta Tarla fareleri olmak üzere zehirli yılanları da yer “ diye yaşadı geldi..en son soruştuğumda SAKALLARI ÇIKMIŞ dediler.. bilmem abarttılar mı yoksa masallardaki ŞAH-MARAN dan mı çağrıştırdılar..bilemiyorum..
Gelince de ilk iş onları sormak oldu mahalleli çocuklara ..ONLAR BEKÇİLERİ dediğimde.. Kötü haberleri hemen verdiler. Birisini babam öldürdü eve girdi diye..diğerini Rahmetli Nuri’nin sarhoşluğuna gelmiş olmalı.. Onlar sebzelerle uğraşırken GEÇİYORDUM UĞRADIM DİYEN Karayılan Fence takılmış. Bahattin abide hemen kellesini koparmış.. CANIM SIKILMIŞTI.. Zehirli yılanlar da o nedenle çoğalmış olabilir diye..
Sonra AFSUN TUZU temin ettim.ben götürdüm.. etrafa da döktüm eve gelenler de bir süprizle karşılaşmasınlar diye giriş ve tırmanma yerlerine serpiştirdim..
Sonra çocuklardan akmaya başladı haberleri..Deniz tarafında Denizden gelip Bahçeye giren BOZ YILAN … denize akan sudan içip gelmiş olmalı.. Sonra balkonda iken gizlice gelip ERİK APARMAK isteyen çocuklardan bir bağırtı kaçışma geldi.Ne oluyor dedim? YILAN dediler BOZ YILAN mış onları korkutana kadar durmuş.. bende geleyim bakayım dedim ..çocuklar göz ucuyla bakıyorlar ..ben inince ye kadar akmış gitmiş.
Karşılaşmayı çok istiyordum..
Kurutma ilacı yapacak adam gelecekti motorun oraya indim. Batıya doğru gidecek iken tam karşımda başı güneye doğru kuzey – güney istikametinde PIRIL PIRIL KAHVERENGİ bir KEMER gibi uzanmıştı.. GÖZ göze geldik.. yan gözle beni dikizliyor. Önce Biraz heyecanlandım ..şaşırmıştım ..ne yapmalıydım ..bir süre bekledim bekleştik… sonra HAYVAN HAYDİ GİT dedim.. birkaç defa söyletti..kıpırdamadı.. sonra BİR KIRBAÇ GİBİ daldı OTLARIN ARASINA.. sonra önce telefon sonra adam geldi.. Biraz konuşup bahçeye gidecekken batıya doğru Bu sefer PIRIL PIRIL BİR KARA YILAN KUYRUĞU inceden gittikçe kalınlaşan sadece 1.5 metresi görünüyor kafa tarafı otların içinde durup duruyor ne zaman geldi ne kadardır orda farkında değiliz.. Bak görüyormusun demeye kalmadan adam hamle yaptı.. SAKIN ÖLDÜRME DEDİM.. adam gidene kadar AKTI GİTTİ….Böylece adamla da tanıştılar..İlaçlama da zorluk çıkarmadılar ..
Fakat aklımdaydı gün boyu iletiyi çözmeye çalışırken Hüseyin aradı..Hatır sormak için nasıl gidiyor derken bunu anlattım.Kıprıslı eşi duyunca kulak kabarttı.Telefonu aldı.ona da anlattım.. Turan Bey “O kara yılan boz yılanı yemiştir buyrun yolunuz açıktır “demektir dedi..
Sonra düşününce haklı gibi geldi.. Paydaşım Sayın CENGİZ MACİT belki farklı bir yorum getirebilir.
Resim çekemedim. Sonra netten aldım.o rengi vermiyor fotoğraf makinası daha ayrıntılı çektiğinden olmalı..
Birde “ALLAHSIZ TOSBAĞAlar VAR“ çok uğraştırıyorlar.. damlama sisteminin borularını kemirip patlatıyorlar.. Kendilerine sövdürüyorlar.. sıcağın alnında onarmak için.. neyse zoru severim canları sağolsun..
Birde kuşlar geldiğim gün yüzlercesi sabahın ilk ışıklarında yattığım odadaki ağacın üstünde muhteşem resital verdiler.. Hoparlörün üstüne yuva yapmışlar..dokunmadım ..çok iddialılar SANA KUŞ DİLİNİ ÖĞRETECEĞİZ DİYE..
Çok hoşluklar var yani…