Eğer kabul ederseniz benden sizlere küçük bir tavsiye.
Bugüne kadar yaptıklarınız önemli değil.
Benim en büyük şansım içimde yaşayan o küçük tutkuyu bulmuş olmamdı.
Ben Katalonya adlı ülkenin küçük bir kasabasında doğdum. Katalonya’nın başkenti Barcelona’ya 70km uzakta bir kasabaydı.
Ben çok çok küçükken bir futbol topu geldi ve ayağıma çarptı.
Ve o an beni şekillendirdi.
O an kendi kendime dedim ki
’’Ben hayatımı buna adamak istiyorum.’’
Sadece o an top bana çarptığı için değil.
O an kendi özgürlüğümü bulmuştum.
Bu benim.
O top benim kaderimdi ve onun tutkusuyla yaşadım.
Şimdi gençlere sesleniyorum:
Ailelerinizi, kardeşlerinizi, arkadaşlarınızı dinlemeyin.
Geceleri yatağa girdiğinizde, ışığı kapatıp, yastığa kafanızı koyduğunuzda yalnız kalırsınız.
İşte o zaman gerçekten ne yapmak istediğinizi anlarsınız.
O an her şeyin anahtarıdır.
İçini duygularınızla dolduramadığınız bir hayatı sürdürebilmek, böyle bir işte çalışmak zordur.
Ben bunu anladığım için şanslıydım.
Ben çocukken babam duvar ustasıydı ve onunla çalışmak zorundaydım.
’’Gel bana yardım et ve yaptıklarımı temizle’’ derdi.
Sıkılıyordum ama biliyordum ki eğer duvarcı ustası olmak isteseydim en iyi duvar ustası olurdum.
Bana bir faydası olmazdı, neden mi?
Çünkü ben duvar ustası olmayı istemiyordum, başka bir şeyi seviyordum…
Çoğu kez ne istediğini bulmak, anlamak kolay değildir.
Kültür, eğitim bunun için vardır.
Günlük öğrenme bunun için vardır.
Her şeyden biraz tadarsın.
Ta ki bir gün şunu söyleyene kadar:
‘’Buldum!’’
İşte hayat o zaman çok daha basittir.
Barcelona’da iken en büyük özelliğim mütevazılığımdı.
İnsanlar beni seçilmiş olarak nitelendirdiler, aslında bu benim başarımdır.
–Pep Guardiola-