ŞEYDA TURAÇLAR
Köşe Yazarı
ŞEYDA TURAÇLAR
 

Evimizin neşesi

Çocukları çok severim. Çünkü yalan söylemeyi bilmezler. Bakışlarında öylesine bir masumiyet vardır ki, uyurken bile gülümserler. Hoşuma gider uyuyan çocukları seyretmek. Nasıl tatlı, nasıl yumoşyumoşdurlar. Arkadaşım yanıma torunuyla geldi. Bıcır bıcır çok güzel bir kız. 6 yaşındaymış, adı Elif. Allahım esirgesin. İki laf ettirmedi, 'Ama siz benim sözümü kesiyorsunuz' deyip durdu. Bıraktım herşeyi, 'tamam güzelim özür diliyorum' dedim. Başladık sohbet etmeye. Kağıt kalem istedi. Önümdeki takvime bakıp 'kaç gün sonra 23 Nisan olacak' diye sordu. Görseniz, yerinde duramıyor sevincinden. Günleri tek tek sayıp işaretledim. Çok bilmiş bir tavırla 'haaaayır öyle olmaz' deyip, yuvarlak içine aldı. Minicik beyinlerin bunu bilmesi beni çok mutlu etti. Minik fidanlarımız, Atatürk’ten armağan olan bayramda yine gönüllerince eğlenecekler. Elifcik, geçen yıl pamuk prenses olmuş, bu yıl ne olacağına henüz karar verememiş, bana sordu, bende ne olmak istiyorsan onu ol dedim. Sevdiği yemeklerden konuştuk, 'büyüklerin yediği şeyleri sevmiyorum' dedi. Bir de sigara içen büyükleri sevmiyormuş. Anne babası da içiyormuş ama ben doğmadan önce bırakmışlar diye nazlı nazlı anlattı. Utanarak, masada duran sigarayı alıp hemen sakladım. Yanında getirdiği oyuncak çantasını neye benzettiğimi sordu, ben yeni doğmuş bir kuzu dedim, 'hayır küçük bir köpek' dedi. Bir iki itirazdan sonra kuzu olduğuna karar verdik. Sonra ona beraberce isim koyduk. Aman Allahım, o nasıl güzel konuşma, o nasıl çok bilmiş tavırlar, o ne güzel mimikler. Konuştukça alıştık birbirimize. Bazen hiç büyümeseler diyorum. Şimdiki çocuklar harika derler ya, tamamen eksik bir cümle. Sanatçımız Bülent Ersoy'un dediği gibi fevkaladenin de fevkindeler. 'Çocuk olasım geldi' derler ya. Arkadaşlar torun sevgisini anlata anlata bitiremiyorlar. Demek ki ne kadar da çok seviliyormuş.  Çocuk yetiştirmek başlı başına çok fazla emek ve özveri isteyen bir şey. Küçük büyük, hepimizin yaşadıkça öğreneceği bir dolu şey var. Bazen sen onları değil, onlar seni büyütüyormuş gibi hissediyor insan. İçimden,  'Seni uzun bir gelecek bekliyor' diye düşündüm. Allah iyi şeylerle karşılaştırsın evlatlarımızı ve hepimizi. Ben bir kaç saatimi böyle mutlu geçirdim. Ve hala yüzüm gülüyor. Sen de mutlu ol, hayat seni üzmesin küçük Elif dedim. Sevgiyle kalın.          
Ekleme Tarihi: 20 Nisan 2022 - Çarşamba

Evimizin neşesi

Çocukları çok severim. Çünkü yalan söylemeyi bilmezler. Bakışlarında öylesine bir masumiyet vardır ki, uyurken bile gülümserler. Hoşuma gider uyuyan çocukları seyretmek. Nasıl tatlı, nasıl yumoşyumoşdurlar.

Arkadaşım yanıma torunuyla geldi. Bıcır bıcır çok güzel bir kız. 6 yaşındaymış, adı Elif. Allahım esirgesin. İki laf ettirmedi, 'Ama siz benim sözümü kesiyorsunuz' deyip durdu. Bıraktım herşeyi, 'tamam güzelim özür diliyorum' dedim. Başladık sohbet etmeye. Kağıt kalem istedi. Önümdeki takvime bakıp 'kaç gün sonra 23 Nisan olacak' diye sordu. Görseniz, yerinde duramıyor sevincinden. Günleri tek tek sayıp işaretledim. Çok bilmiş bir tavırla 'haaaayır öyle olmaz' deyip, yuvarlak içine aldı. Minicik beyinlerin bunu bilmesi beni çok mutlu etti. Minik fidanlarımız, Atatürk’ten armağan olan bayramda yine gönüllerince eğlenecekler.

Elifcik, geçen yıl pamuk prenses olmuş, bu yıl ne olacağına henüz karar verememiş, bana sordu, bende ne olmak istiyorsan onu ol dedim.

Sevdiği yemeklerden konuştuk, 'büyüklerin yediği şeyleri sevmiyorum' dedi. Bir de sigara içen büyükleri sevmiyormuş. Anne babası da içiyormuş ama ben doğmadan önce bırakmışlar diye nazlı nazlı anlattı. Utanarak, masada duran sigarayı alıp hemen sakladım. Yanında getirdiği oyuncak çantasını neye benzettiğimi sordu, ben yeni doğmuş bir kuzu dedim, 'hayır küçük bir köpek' dedi. Bir iki itirazdan sonra kuzu olduğuna karar verdik. Sonra ona beraberce isim koyduk.

Aman Allahım, o nasıl güzel konuşma, o nasıl çok bilmiş tavırlar, o ne güzel mimikler. Konuştukça alıştık birbirimize. Bazen hiç büyümeseler diyorum. Şimdiki çocuklar harika derler ya, tamamen eksik bir cümle. Sanatçımız Bülent Ersoy'un dediği gibi fevkaladenin de fevkindeler. 'Çocuk olasım geldi' derler ya.

Arkadaşlar torun sevgisini anlata anlata bitiremiyorlar. Demek ki ne kadar da çok seviliyormuş.  Çocuk yetiştirmek başlı başına çok fazla emek ve özveri isteyen bir şey. Küçük büyük, hepimizin yaşadıkça öğreneceği bir dolu şey var. Bazen sen onları değil, onlar seni büyütüyormuş gibi hissediyor insan. İçimden,  'Seni uzun bir gelecek bekliyor' diye düşündüm.

Allah iyi şeylerle karşılaştırsın evlatlarımızı ve hepimizi. Ben bir kaç saatimi böyle mutlu geçirdim. Ve hala yüzüm gülüyor. Sen de mutlu ol, hayat seni üzmesin küçük Elif dedim. Sevgiyle kalın.

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.