Adanam, herşeyinle yaşanacak şehirsin amma şu kavurucu sıcağın yok mu, hiç çekilmiyor. Sarı sıcağın bizleri bunaltı, yandık, kavrulduk. Dereceler45’i gösterdi. Nefes alamaz olduk. Yaşlılarımız, kronik hastalarımız acillik oldu. Hayat pahalılığından ve sıcak havadan, her sene yanıyorduk, bu sene daha da kavrulduk!
Eyyam-ı Bahur’un ölümcül sıcakları ise nefes bile aldırmaz oldu.
Maddi gücü olan, yazlığına, yaylası olan gitti. Hele da hafta sonları kentimiz ıssız kente döndü. Sokaktaki canlılar bile marketlerin kapı önünde yatıp serinlemeye çalışıyor. Onlara bir kap su ve yemek vermeyi unutmayalım,
Her gelen yaz mevsimi bir öncekinden daha sıcak olmaya başladı. Bu seneki sıcaklar ise tüm yurtta tavan yaptı.
Yandı Çukurova yandı. Adanam, seni 3 ay terk etmek gerekiyor. Sıcağın nefesimizi bile kesti.
***
Son yıllarda bölgemizde, ülkemizde ve dünyamızda iklim değişiklikleri yaşamımızı olumsuz etkiledi. Anormal sıcaklar ve anormal yağışlar yurdumuzun her yerinde görülüyor.
İklim Değişikliği Paneli tarafından yapılan araştırmada, iklimin yaratacağı etkiler bakımından dünyadaki en riskli 5 bölge arasında yer aldığımız belirtiliyor. Bu da bizleri önümüzdeki yıllarda daha kuru ve daha sıcak bir iklimin beklediğini göstermektedir.
Unutmayalım ki, iklim değerlerinin insan yaşamına uygun duruma getirilmesi ormanlar, yeşil alanlar ile sağlanmaktadır. Kentimizin içinde yeşil alan sayısını artırmalı ve yeşil alan tahribatını önlemek için tedbirler almalı, yeşili, ormanı, doğayı korumalıyız. (Ama bizler oksijen kaynağımız mis gibi orman ve yeşilliklerimizi hala kesmeye devam ediyoruz.)
***
İnsanların hem dinleneceği hem de rahatlıkla dolaşacağı kent ormanları yaratmalıyız. Elimizle dünyamızı kirlettik, yine elimizle onarmamız şart. Ne yazık ki, yıllardır doğaya yaptığımız tahribatı, doğa bizden çook acı şekilde çıkarıyor.
Yaşanabilir bir dünyada yaşamak için elele verelim. Esen kalın.