MUSTAFA CİNER
Köşe Yazarı
MUSTAFA CİNER
 

1960 – 1970 YILLARI ARASI DÖRTYOL DA FUTBOL (2)

Sanatkâr Kadir’in okuma yazması yoktur. Ama 1950 lerin Dünya Kupasında ki takımları eksiksiz sayabilme özelliği vardır. Ciğerci dükkânına genellikle Fenerbahçeli ve Galatasaray lı taraftarlar ciğer yemeğe gelirler ama diğer taraftan sanatkâr Kadir i kızdırmaktan geri kalmazlardı. Sanatkâr Kadir’in en çok iş yaptığı günler genellikle Beşiktaş’ın maçlarını kaybettiği zamanlardı. * Okuma yazması olmayan Kadir abi sabahın erken saatlerinde gazeteleri birilerine okutur Beşiktaş ve diğer takımların hakkında günlük bilgileri toplar. Kendisini kızdırmaya gelenlere cevabı hazır olurdu. Transfer döneminde Beşiktaş ın transferlerini beğenmezse başkan Süleyman Seba’ ya mektup yazar ve eleştirilerini yapardı. * O zaman Adana Demirspor ve Mersin İdman Yurdu’nun 1. Liğde oynadığı yıllardı. Beşiktaş’ın bu takımlarla maçı olduğununda hafta başında organize olur , maça gidecekler isimlerini yazdırır. Otobüs tutulurdu. Maç sabahı belli bir noktada buluşur. Arabaya doluşur, maçın oynandığı şehre hareket ederdik. Günümüz yolda ve maçta geçerdi. Mersin veya Adana’dan maç sonrası Dörtyol’a dönüşlerde futbol otoritelerimiz maç kritiğini yaparlardı. Biz küçük olduğumuz ve futbol konusunda çok donanımlı olmadığımız için bize çok fazla söz düşmez hatta hiç düşmezdi. * Dörtyol Gençlik olarak sezon açılışını Dörtyol sahasında yapardık. Resmi bir kulüp binası olmadığı için şimdiki Fıstıkçı Recep’in-eski yeni sinema karşı-yerinde jandarmanın askeri binası vardı. Biz Dörtyol Gençlik olarak alt katta bulunan bir oda soyunur, pırıl pırıl formalarımız giyer spor kıyafetlerimizle soyunuk vaziyette havalı havalı çarşının içerisinden geçer sahaya giderdik. Yine böyle bir sezon açılışında (Dörtyol gençlikte ki ilk yılımda) çarşı içinden gururla geçip sahaya gittiğimi hatırlıyorum. * Dörtyol Gençlik kulübünün o sezondaki kadrosunda,smaniyespor’dan Türker ve Şinasi, İskenderun’dan İbrahim, Taner, Mustafa ve Başkan ulunuyordu. Bu futbolcular Dörtyolun o önemdki dış transferleriydi. Zaman içerisindeki kulüp başkanlarımız Yalçın Günal(Fırıncı), Yılmaz Gültekin-(Terzi), Remzi Avcı (Gazete Bayii, İhsan Dinç (Şöför) ve o günden bugüğne Yalçın Karabulut'tu. Oynadığımız dönemde antrenörümüz yoktu. Takımı kaptan çalıştırır, maçlarda kadroyu başkanla – kaptan yapardı. * Dörtyol Gençlikte oynamazdan önce takımın iyi bir taraftarıydım. Dörtyol gençlik maçlarına genelde kamyonla giderdik. Taraftarlar kamyona dolar ve maça giderdik. Kamyonda taraftarın dışında çıkabilecek kavgalara tedbir olarak sopalar bulunurdu. Dörtyol Gnçlik maçlarını İskenderun’da oynardı. İskenderun sahası o zaman Antakya yolu üzerinde denizcilerin alayının bulunduğu yerin karşısındaki arazide yapılmış olan futbol sahasında oynanırdı. Saha topraktı. Dağın yamacında yer aldığı için sahanın dışı eğimliydi. Biz buralarda maçı seyrederdik. Maçların normal bittiği çok az görülen bir durumdu. Genelde kaybeden takım kavga çıkarırdı. Kavga çıktığında kamyondaki sopalar devreye girerdi. Bıçaklanma olayının olduğu kavgalarda olmuştu. Nitekin kavgalı bir maç dönüşünde eğer doğru hatırlıyorsam Nino Cemil hiç bir şey olmamış gibi gayet sakin bir şekilde kanlı kolunu havaya kaldırıp “İşte bıçaklanan kolum bu arkadaşlar “ dediğini hatırlıyorum. * İskenderun’daki maçların unutulmaz isimlerden biride NOHUTÇU lakaplı hakemdi. Hakemliğin çok rağbet görmediği bir dönemde hakem olma cesaretini göstermiş cesur bir abiydi. Her hafta mutlaka maç idare ederdi. Çok deneyimli idi. Özellikle deneyimi kavgalı maçlardaki tavırlarıydı. Genelde verdiği kararlara hep itiraz edilirdi. Çevredeki tüm takımları, sporcuları ve taraftarları çok iyi bilirdi. İskenderun da futbol takımlar ve nohutçu bir bütündü. Çok deneyimli idi ve müthiş bir önseziye sahipti. Verdiği kararın ardından pandomimin kopacağını anladığı anda ilk yaptığı ilk iş saha kenarında ki polislere sığınmak üzere fırtına hızında koşmasıydı. Abartmıyorum. Oynadığımız ve seyrettiğim maçlarda hakemi kovalayıpta yetişeni görmedim. O zaman centilmenlik ön plandaydı. Nohutçu ertesi gün kovasında haşlanmış nohutları satmak üzere çarşıya çıkmaktan çekinmezdi. Nohutçuyu kimsenin taciz ettiğini duymadım. * Dörtyol’da oynadığımız hazırlık maçlarımızın ve turnuva maçlarımızın favori hakemi ise bankacı Tevfik’ti. * Koreli İsmail, Fuat Yıldızhan v.s unutamadığız taraftarlarımızdı. (BİTTİ)  
Ekleme Tarihi: 17 Mayıs 2023 - Çarşamba

1960 – 1970 YILLARI ARASI DÖRTYOL DA FUTBOL (2)

Sanatkâr Kadir’in okuma yazması yoktur.

Ama 1950 lerin Dünya Kupasında ki takımları eksiksiz sayabilme özelliği vardır.

Ciğerci dükkânına genellikle Fenerbahçeli ve Galatasaray lı taraftarlar ciğer yemeğe gelirler ama diğer taraftan sanatkâr Kadir i kızdırmaktan geri kalmazlardı. Sanatkâr Kadir’in en çok iş yaptığı günler genellikle Beşiktaş’ın maçlarını kaybettiği zamanlardı.

*

Okuma yazması olmayan Kadir abi sabahın erken saatlerinde gazeteleri birilerine okutur Beşiktaş ve diğer takımların hakkında günlük bilgileri toplar. Kendisini kızdırmaya gelenlere cevabı hazır olurdu.

Transfer döneminde Beşiktaş ın transferlerini beğenmezse başkan Süleyman Seba’ ya mektup yazar ve eleştirilerini yapardı.

*

O zaman Adana Demirspor ve Mersin İdman Yurdu’nun 1. Liğde oynadığı yıllardı.

Beşiktaş’ın bu takımlarla maçı olduğununda hafta başında organize olur , maça gidecekler isimlerini yazdırır. Otobüs tutulurdu.

Maç sabahı belli bir noktada buluşur. Arabaya doluşur, maçın oynandığı şehre hareket ederdik.

Günümüz yolda ve maçta geçerdi. Mersin veya Adana’dan maç sonrası Dörtyol’a dönüşlerde futbol otoritelerimiz maç kritiğini yaparlardı. Biz küçük olduğumuz ve futbol konusunda çok donanımlı olmadığımız için bize çok fazla söz düşmez hatta hiç düşmezdi.

*

Dörtyol Gençlik olarak sezon açılışını Dörtyol sahasında yapardık.

Resmi bir kulüp binası olmadığı için şimdiki Fıstıkçı Recep’in-eski yeni sinema karşı-yerinde jandarmanın askeri binası vardı.

Biz Dörtyol Gençlik olarak alt katta bulunan bir oda soyunur, pırıl pırıl formalarımız giyer spor kıyafetlerimizle soyunuk vaziyette havalı havalı çarşının içerisinden geçer sahaya giderdik.

Yine böyle bir sezon açılışında (Dörtyol gençlikte ki ilk yılımda) çarşı içinden gururla geçip sahaya gittiğimi hatırlıyorum.

*

Dörtyol Gençlik kulübünün o sezondaki kadrosunda,smaniyespor’dan Türker ve Şinasi, İskenderun’dan İbrahim, Taner, Mustafa ve Başkan ulunuyordu.

Bu futbolcular Dörtyolun o önemdki dış transferleriydi.

Zaman içerisindeki kulüp başkanlarımız

Yalçın Günal(Fırıncı), Yılmaz Gültekin-(Terzi), Remzi Avcı (Gazete Bayii, İhsan Dinç (Şöför) ve o günden bugüğne Yalçın Karabulut'tu.

Oynadığımız dönemde antrenörümüz yoktu. Takımı kaptan çalıştırır, maçlarda kadroyu başkanla – kaptan yapardı.

*

Dörtyol Gençlikte oynamazdan önce takımın iyi bir taraftarıydım.

Dörtyol gençlik maçlarına genelde kamyonla giderdik.

Taraftarlar kamyona dolar ve maça giderdik.

Kamyonda taraftarın dışında çıkabilecek kavgalara tedbir olarak sopalar bulunurdu.

Dörtyol Gnçlik maçlarını İskenderun’da oynardı.

İskenderun sahası o zaman Antakya yolu üzerinde denizcilerin alayının bulunduğu yerin karşısındaki arazide yapılmış olan futbol sahasında oynanırdı.

Saha topraktı.

Dağın yamacında yer aldığı için sahanın dışı eğimliydi.

Biz buralarda maçı seyrederdik. Maçların normal bittiği çok az görülen bir durumdu.

Genelde kaybeden takım kavga çıkarırdı.

Kavga çıktığında kamyondaki sopalar devreye girerdi.

Bıçaklanma olayının olduğu kavgalarda olmuştu.

Nitekin kavgalı bir maç dönüşünde eğer doğru hatırlıyorsam Nino Cemil hiç bir şey olmamış gibi gayet sakin bir şekilde kanlı kolunu havaya kaldırıp

“İşte bıçaklanan kolum bu arkadaşlar “ dediğini hatırlıyorum.

*

İskenderun’daki maçların unutulmaz isimlerden biride NOHUTÇU lakaplı hakemdi.

Hakemliğin çok rağbet görmediği bir dönemde hakem olma cesaretini göstermiş cesur bir abiydi.

Her hafta mutlaka maç idare ederdi.

Çok deneyimli idi.

Özellikle deneyimi kavgalı maçlardaki tavırlarıydı.

Genelde verdiği kararlara hep itiraz edilirdi.

Çevredeki tüm takımları, sporcuları ve taraftarları çok iyi bilirdi.

İskenderun da futbol takımlar ve nohutçu bir bütündü.

Çok deneyimli idi ve müthiş bir önseziye sahipti.

Verdiği kararın ardından pandomimin kopacağını anladığı anda ilk yaptığı ilk iş saha kenarında ki polislere sığınmak üzere fırtına hızında koşmasıydı. Abartmıyorum.

Oynadığımız ve seyrettiğim maçlarda hakemi kovalayıpta yetişeni görmedim.

O zaman centilmenlik ön plandaydı.

Nohutçu ertesi gün kovasında haşlanmış nohutları satmak üzere çarşıya çıkmaktan çekinmezdi.

Nohutçuyu kimsenin taciz ettiğini duymadım.

*

Dörtyol’da oynadığımız hazırlık maçlarımızın ve turnuva maçlarımızın favori hakemi ise bankacı Tevfik’ti.

*

Koreli İsmail, Fuat Yıldızhan v.s unutamadığız taraftarlarımızdı. (BİTTİ)

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.