Türkülere, sinema filmlerine konu olmuş, medeniyetlere ev sahipliği yapmış kadim kent Adana… Her yeni yıla yeni umutlarla, yeni bekleyişlerle girer. İşsizlik bitsin, refah düzeyi artsın, eğitimde çağdaş normlara ulaşsın isteriz. Kent içindeki karmaşanın, trafik sıkışıklığının, hava ve gürültü kirliliğinin sona ermesini, kaldırımların tamamen yayalara, engellilere, çocuklara, yaşlılara kalmasını bekleriz.
Tüm bunlar insani istekler. İnsan yaşamını kolaylaştıracak talepler. Önüne geçemediğimiz kronik sorunlar.
Ekonomik olarak da büyümesini arzu ettiğimiz Adana’da yapılacak çok iş var. Geçmişten gelen bir dolu sorunu hep öteler durumdayız. Merkezi idare biraz şaşı bakmasa belki her şey çok daha güzel olacak.
Yazıp çizmekten usanmayacağız. Hiç kimse kusura bakmasın hakkımızı alana kadar da ısrarımızı sürdüreceğiz. Neden sürdürmeyelim ki! Bir Ceyhan Enerji İhtisas Endüstri Bölgesi’nin hayata geçmesinin getireceği sirkülasyonu, katma değeri, istihdamı neden göz ardı edelim! Yıllar yıllar önce yine bu iktidarın enerji bölgesi ilan ettiği ancak o günden bu yana bir arpa boyu yol alınamayan yerde yapılacak yatırımlarla 50 bine yakın insanın iş bulabileceğini öngörmek Adana için yadsınamayacak bir gerçek olarak karşımızda duruyor. Dile kolay, bölgeyi ilan edenlerin kendi söylemidir bu… 50 bin kişi iş bulacaktı. Bekliyoruz. Daha ne kadar bekleyeceğiz bakalım.
Dünyanın en önemli havalimanlarından birine sahibiz bu kentte. Şehre yakınlığıyla stratejik bir öneme sahip Şakirpaşa Havalimanı’nın akıbetini çok merak ediyoruz. Umarım 2023 yılında atıl durumda bırakılmak yerine daha modern bir kimlikle bölgeye hizmetini sürdürür. Üstelik Türkiye’de kâr eden 9 havalimanından biri olarak önem taşıyor havalimanımız.
Hafif Raylı Sistem meselesi var bir de! 2. Etap fizibilite çalışmaları tamamlanmış ama her nedense merkezi idarenin onayından geçemeyen bir kamburumuz! Daha neyi beklerler, neden beklerler anlamak mümkün değil. Adanalılar da bu ülkenin vatandaşı değil mi? Her gün zarar eden bir raylı sistemi rantabl çalıştırmak, kâr eder hale getirmenin kime ne zararı olabilir ki!
Daha önceki yazılarımızda da belirttik. Denize açılan iki ilçemiz var. İnanın Türkiye’deki bazı bölgelerde Adana’da deniz olmadığını sanan insanlar var. Halbuki öyle bakir, öyle uzun sahillerimiz var ki paha biçilmez… Daha önce turizm teşvik kapsamına alınan ama her nedense vazgeçilen Yumurtalık ve Karataş sahillerinden bahsediyorum. Öylece bekliyor.
Adana için umudumuzu asla yitirmeyiz. Geçmiş yıllardan kalan ve çözülmesi gereken acil konularımız var. Her yıl olduğu gibi bu yılın başlangıcında da el atılması elzem birkaç noktaya değinmek istedim.
Sesinizi duyar gibiyim.
Haklısınız, daha yapılacak çok iş var.
Ama önce şu yazdıklarım bir çözülsün.
Sonrasına hep birlikte yeniden bakarız.
İyi haftalar olsun…