Süper lige geçen sezon çıktık ve problemli defansımızın göbeğini takviye amacıyla mevcut Samet- Tayyip- Semih- Rassoul üzerine Simon Deli’yi aldık. Bu sezon bunların üzerine Rakitskyi ve Manev’i ekledik. Büyük bir performans artışı gösteren Tayyip’i Beşiktaş’a, Samet’i Fenerbahçe’ye satarak transfer başarısı gösterdik, Rassoul’u Alanyaspor’a gönderdik, Rakitskyi’nin sözleşmesini feshettik, Simon Deli nerelerde, bilmiyorum. Elde kala kala kaldı Semih ve Manev…Montella hoca ne yapsın? Ankaragücü karşısında ilk defa 3 lü savunma denedi ve mevcut Semih- Manev ikilisinin ortasına, en son Schalke 04 de savunma oynayan orta alan oyuncumuz Stambouli’yi ekledi. Ancak hatalar üst üste gelince, 2. devre Stambouli’yi orta alana alarak 4 lü savunmaya döndü. Görüyor musunuz, bolluktan yokluğa nasıl geldik? Şimdilerde stopere Mert Çetin takviyesinin neler getireceğini merak ediyorum…
Yukarıdaki paragrafı kendi evimizde 3 gollü galip geldiğimiz bir maçtan sonra yazıyorum. Böylesine bir iç saha zaferinden sonra, ‘’böyle mi başlık atılır’’diyenleriniz çıkacaktır. Ama ben galip geldiğimiz bir maçtan sonra ‘’dost acı söyler’’ hesabı, eksiklerimizi ortaya koyuyorum. Sonuç hiç kimseyi aldatmasın, oyuncularımız sahaya ruhlarını koymasalardı, skor tersine dönebilirdi…
3’lü savunmanın önüne, 6’lı orta saha…
Defansta ki sıkıntıyı dile getirdim, ya forvetsizliğe ne demeli? Geçen sezon leblebi gibi goller atan Balotelli sezon başı satıldı,Assombalonga ile yollar devre arası ayrıldı, büyük umutlarla alınan Dzyuba boş çıktı, Guldbarandsen derde deva olmadı. Hal böyle olunca takımımız maçlara santrforsuz çıkmaya başladı.Montella hoca son maçlarda 4-6-0 taktiğini benimsedi. Ankaragücü karşısına da 3-6-1 dizilişi ile çıktı. Öyle ya, forvet Onyekuru haricinde Bjarnason- Emre Akbaba- Gökhan İnler- Ndiaye orta alan özellikli oyunculardı. Kanatlarda görevlendirdiği Svensson- Akıntola hücuma çıkamayınca, tek forvetle etkisiz kaldı. Şansımızdan Ankaragücü’nün ilk yarıda attığı goller VAR’atakıldı…Ocak transferinde gole yakın forvet transferini dört gözle bekliyorum…
Ertaç…Ertaç…Ertaç…
Takımımızın yarısı…Bir kaleciden fazlası…Neler kurtardı neler? Hele 74. dakikada bir kurtarışı var ki, gözlerimi kapadım. Bu kadar refleksleri, oyun görüşü ve hava hakimiyeti iyi olan, ayaklarını mükemmel kullanarak geriden oyun kuran bir kaleci varken, A milli takım kaleciyi boşuna başka takımlarda aramasın…
Rodrigues’in yokluğunda…
Montella hoca maça 3 lü savunma ile başlayınca, orta alanın soluna Rodrigues yokluğunda Akıntola’yı yerleştirdi. Akıntola hücum becerilerini sergileyemediği gibi, savunmada pozisyon hataları yapıp arkasına adam kaçırınca, 45 dakika sonunda kendini kulübede buldu. Yerine giren Abdürrahim, rakibin hızlı forvetiBeridze karşısında başarılı olamadı ve rakibin atakları sol kanadımızı fazlasıyla zorladı. Ömer Erdoğan maçın sonlarına doğru Beridze’yi yanına alınca, rahat bir nefes aldık…Aman sakatlanma veya cezalı duruma düşme Kevin Rodrigues…
Aslında Rodrigues’e parantez açmışken, fikrimi sizlerle paylaşmak isterim…Bana göre KevinRodrigues bir solbekten fazlası…Takımımıza nokta bir solbek transferi yapılırsa,MontellaRodrigues’in yaratıcı özelliklerinden faydalanarak orta alanda veya forvet arkasındayararlanabilir…
Ah Bjarnason ah…
Geçen sezon Balotelli ile birlikte oynadığında performansınla ‘’iyi ki transfer edilmiş’’ dedirtmiştin bana. Bu sezon başı kadroya girememeni, sezon başı kampını kaçırmış olmana bağlamış, ilerleyen haftalarda hemfizik gücünü hem de mental olarak hazır hale geleceğini düşünmüş, teknik heyete sık sık kazanılması gerekli notumu hatırlatmıştım. Özellikle dünya kupası arasının sana yarayacağını sanmıştım ama ne gezer…Montella hoca sana Ankaragücü karşısında şans verdi ama sen ne fizik, ne de mental olarak hazırsın…Forvette buluştuğun bütün topları ezdin, olumlu kullanamadın. Sadece Yusuf’un attığı golde, soldan getirdiğin top ile göze çarptın ama bir pozisyon ile bahar gelmez…Ankaragücü duran toplarda uzun boylu stoperi Radakoviç’i ileri gönderiyor, nitekim rakibin beraberlik golü böyle bir pozisyonda geldi ve senin tutmakla yükümlü olduğun rakibin yükselerek golü attı, sen aşağılarda kaldın. Takımımızın, senin geçen sezon ki performansına ihtiyacı var, bir an önce yakalamalısın formunu…
Yusuf Sarı istikrar yakalamalı…
Sezon başı Yunus Akgün Galatasaray’a geri dönünce, Yusuf Sarı transferinden memnun olmuş ve Yunus Akgün etkisi ve patlaması beklemiştim. Zaman zaman bu ışığı da gördüm ama devamı gelmedi. Montella hocanın oyun şablonunda sana çok ihtiyaç var ancak sen formayı tapulayamadığına göre bir şeyler eksik. Ankaragücü karşısında Akıntola’nın forma giydiği yerde sen neden kulübede oturmalısın? Bir an önce istikrarı yakala, formayı çıkartmamacasına sırtına geçir…Günümüz futbolunda senin gibi adam eksiltme özelliği olan oyuncular çok kıymetli, yeteneklerinin farkında ol…
Kısa kısa…
-Svensson görevini fazlasıyla yaptı. İlk yarıda 3 lü savunmada ileri geri vazifesini başarıyla uyguladı…
-Manev oynadıkça daha iyi olacağını gösterdi…
-Nöbetçi stoper Semih takımımızın ası oldu. Stoper yokluğunda işin üstesinden geldi…
-Stambouli ikinci yarı asıl mevkisine geçince rahatladı ancak kendisini bu kadar kolay yerlere bırakmamalı…
-Kaptanlık Gökhan İnler’e çok yakışıyor. İlerleyen yaşı dolayısıyla bazı pozisyonlarda ağır kalıyor ama deneyimi, organizatörlüğü fevkalade…Güzel oyununu mükemmel bir golle taçlandırmasını bildi…
-Ndiaye’siz takımımızı düşünemiyorum, her yerde…
-Emre Akbaba her zaman ki gibi çalışkandı ama forvete yakın olduğunda üretimsizliği ön plana çıkıyor. Ankaragücü karşısında ceza sahası dışından attığı güzel golde vuruş becerisi kadar, genç kaleci Bahadır’ın acemiliği de vardı…
-Takımımızın hücumda ki tek silahı Onyekuru’nun ilk yarıda sakatlanarak oyunu terketmesi, adımıza şanssızlıktı…
-Taraftarımız muhteşemdi. Dolu tribünler önünde oynamak, futbolcularımızı da iştahlandırdı. Özellikle geçen hafta yapılan haksızlıklara karşı MHK ne yapılan beyaz mendil protestosu görülmeye değerdi. 3 puanda taraftarımız payı çok büyük…
Haftanın incisi…
Alemin delikanlısı pankartı…Kurulu liginiz yerin dibine batsın. Bozuk düzeninize boyun eğmeyeceğiz…
Orta hakem Burak Şeker…
Şeker gibi bir kararla Ankaragücü’nün Emre Kılınç ile attığı golü iptal etti ve çok hoşuma gittiğini itiraf etmeliyim zira yenik duruma düşsek, altında zor kalkabileceğimiz bir maçtı. Ancak Burak Şeker pozisyona çok yakındı, Sowe’nin arkadan temasının düşme için yeterli olmadığını, Stambouli’nin kendisini kolay yere bıraktığını düşünerek oyunu devam ettirdi ve neticesinde gol geldi.VAR’ın yanlış çağırması sonucu verdiği karar, kendisiyle çelişti…
Özetle…
Sezonun ilk yarısını 18 maçta topladığımız 33 puanla ilk 5 içerisinde bitirdik, en çok gol atan takım sıralamasında 2., en az gol yiyen takım sıralamasında 3. sıradayız umarım sezon bittiğinde en az aynı yerde veya daha yukarılarda oluruz…Ocak transferinin göbeğindeyiz ve yukarıda belirttiğim gibi, galip geldiğimiz bir maçtan sonra fazlasıyla eksiklerimize değindim. Murat Başkan ve ekibi transfer konusunda şimdiye kadar olduğu gibi, üstesinden fazlasıyla gelecektir. Cuma akşamı oynayacağımız Giresunspor deplasmanda kapanan ve hızlı çıkan oyun tarzıyla zorlu bir rakip ama takımımızda seyircisinin rüzgarını arkasına aldığında, zorluk morluk dinlemiyor. Yokluktan bolluğa giden yolun başlangıcındayız…