ADNAN ERCAN
Köşe Yazarı
ADNAN ERCAN
 

Doğduğun yer mi? Doyduğun yer mi?

Bu başlığı Adana Demirspor- Galatasaray maçının yıldızı Yunus Akgün için attım. Çocuk denecek yaşta Galatasaray kulübünden içeri giren, alt yapıdaki bütün kategorilerde oynayan bu genç, zaman zaman A takımda da şans buldu ama düzenli forma giyemediği için kendini geliştirmek adına, 2 sezondur bizde. Röportaj yapmıştım ''Yunus'un gözü yükseklerde, üstüne  koya koya geliyor'' diye. Doğduğum yer değil, doyduğum yer dercesine Galatasaray'a karşı öyle bir maç çıkardı ki, attığı 2 golle galibiyeti getirirken, tartışmasız maçın adamı oldu. Gollere sevinmedi ama atmaktan da geri kalmadı. Bizim adımıza iyi mi oldu, zaman gösterecek. Bu formu devam ederse seneye kiralamamız veya bonservisini almamız zor anlamında soruyorum. Ama bir gerçek var ki, sezon başı hazırlık kampını Galatasaray'da geçiren, hatta birkaç maçta da süre alan bu genci Adana Demirspor'a kiralayıp, yerine milyon dolarlara Morutan'ı alan yönetimin kulakları çınlamıştır... Bu galibiyete destan yazılır... Süper ligle 27 sezon sonunda henüz bu sene tanışan takımımız, geçen sene hayal bile edemeyeceğimiz puanlarla, Avrupa fatihi Galatasaray galibiyetleriyle destan yazmaya devam ediyor. Hemen hemen bu sene oluşan bu kadroyla, bu başarıları yakalamak rüya değil, gerçek... Bu gerçeği yaratan başta Murat başkan ve yönetimini, idari bölümde Metin ve Gökhan ikilisini, teknik kadro bölümünde Vincenza Montella ve ekibini, emeğe geçen herkesi kutluyor, futbolcuları alınlarından öpüyorum... Montella demişken... Takımımızı 3. hafta sonunda teslim alan Montella, Süper lige damgasını vurdu, İtalyan rüzgarı estirdi. Önce defans problemini halleden, çok çalışkan bir orta üçlü yaratan, sprinter oyuncularla kontratak oynayan usta hoca ''Üzerimize gelen takım yanar'' tezini geliştirdi. Zaten hırslı olan yapısı, adaletli forma dağıtımı, daha önce İtalya'da görev yapan oyuncularımızla uyumu sonucu yakalanan aile havası, bloklar arası mesafeyi açmayan, kondisyonu iyi, beraber takım oyunu oynayan bir ekip yarattı. Galatasaray galibiyetinin bir numarasına Montella hocayı oturtuyorum... Daha önceleri rakip takım analizleri konusunda ki eksiklikleri dile getirmiştim. Galatasaray'ı öylesine okumuş ki, tek silahları Kerem'i köşeye sıkıştırınca rakibi sol kanattan hücum yapamaz hale getirdi... Vargas diye biri... Transferin son günlerinde o kadar ünlü futbolcunun yanında sessiz sedasız alınan Vargas, bundan önceki maçlarda golleri ve asistleriyle dikkati çekmişti. Galatasaray karşısında başlangıçta pek göze çarpmamasına karşın, Yunus'un attığı ilk golde öyle bir pas attı ki, zamanlaması mükemmeldi. İkinci golde de topu saklayarak taşıması ve Yunus'a pozisyon hazırlaması ile maçın unutulmazları arasına girdi... Muriç büyük kaleci... Mancester United'den kiralık kalecimiz Muriç öyle bir form yakaladı ki, Süper ligin iyi kalecileri kervanına katıldı. Yerden ve havadan sıfır hatayla oynadı. Oyunu hızlı başlatmıyor eleştirilerime, hızlı başlatarak yanıt verdi. Umarım, bonservisini alabiliriz kalede sorun kalmaz... Samet ''geliyorum'' diyor... Montella'nın gelmesiyle sağ stoper formasını kapan ve bir daha çıkarmayan Samet, her geçen gün özgüven aşılıyor ve oyununu geliştiriyor. Hava üstünlüğünün yanına, kazandığı topları uzun ve isabetli atabilen yapısı ile takımımızın değişmezleri arasına girdi. Sıra geldi skor üretmeye. Duran toplarda ileri çıktığında bu kadar topla buluşabiliyorsan, gol de atacaksın... Tecrübe abidesi orta üçlü... Montella hoca Galatasaray karşısında tecrübeye önem verdi ve formayı Gökhan İnler'e uzattı, Gökhan da hocasını mahçup etmedi, deneyimini konuşturdu. Zaten formayı tapulayan diğer ikiliden Stambouli organizatördü, Bjarnason'da sahada basmadık yer bırakmadı. Balotelli'nin koşu eksikliğini gidermek adına her maç ''maçın en çok koşan adamı'' ünvanını alıyor... Balotelli ve Belhanda... Her ikiside ünleriyle, büyük rakamlara imza attılar, yıldız lanse edildiler. Galatasaray karşısında şans da buldular ama ünleriyle orantılı katkı sunamadılar. Balotelli her zaman olduğu gibi iyiydi, şovmendi. Belhanda eski takımına karşı daha etkili olmalıydı... Taraftarı en sona sakladım... Muhteşem taraftarımızı...Maçın sonuna kadar takımımızı destekleyen taraftarımızı...Tribünleri hemen hemen dolduran taraftarımızı...Süper lige renk kattılar, örnek oldular...Kareografileri şaheserdi... Özetle... Geldik ilk yarının son maçına...Haftasonu Göztepe deplasmanında olacağız. Kendi evinde kazanma içgüdüsüyle saldıran takımların başına gelen, Göztepe'nin de başına gelebilir yani tam oyun formatımıza uygun bir maç olacak. Şu anda bulunduğumuz yer ve topladığımız puan, benim için rüya gibi. Ocak transferini Murat başkanın ekonomisi ve Montella hocanın portföyü sayesinde iyi değerlendirirsek, ligin ikinci yarısında rüyalarım daha da renklenecek gibi...  
Ekleme Tarihi: 22 Aralık 2021 - Çarşamba

Doğduğun yer mi? Doyduğun yer mi?

Bu başlığı Adana Demirspor- Galatasaray maçının yıldızı Yunus Akgün için attım. Çocuk denecek yaşta Galatasaray kulübünden içeri giren, alt yapıdaki bütün kategorilerde oynayan bu genç, zaman zaman A takımda da şans buldu ama düzenli forma giyemediği için kendini geliştirmek adına, 2 sezondur bizde. Röportaj yapmıştım ''Yunus'un gözü yükseklerde, üstüne  koya koya geliyor'' diye. Doğduğum yer değil, doyduğum yer dercesine Galatasaray'a karşı öyle bir maç çıkardı ki, attığı 2 golle galibiyeti getirirken, tartışmasız maçın adamı oldu. Gollere sevinmedi ama atmaktan da geri kalmadı. Bizim adımıza iyi mi oldu, zaman gösterecek. Bu formu devam ederse seneye kiralamamız veya bonservisini almamız zor anlamında soruyorum. Ama bir gerçek var ki, sezon başı hazırlık kampını Galatasaray'da geçiren, hatta birkaç maçta da süre alan bu genci Adana Demirspor'a kiralayıp, yerine milyon dolarlara Morutan'ı alan yönetimin kulakları çınlamıştır...

Bu galibiyete destan yazılır...

Süper ligle 27 sezon sonunda henüz bu sene tanışan takımımız, geçen sene hayal bile edemeyeceğimiz puanlarla, Avrupa fatihi Galatasaray galibiyetleriyle destan yazmaya devam ediyor. Hemen hemen bu sene oluşan bu kadroyla, bu başarıları yakalamak rüya değil, gerçek... Bu gerçeği yaratan başta Murat başkan ve yönetimini, idari bölümde Metin ve Gökhan ikilisini, teknik kadro bölümünde Vincenza Montella ve ekibini, emeğe geçen herkesi kutluyor, futbolcuları alınlarından öpüyorum...

Montella demişken...

Takımımızı 3. hafta sonunda teslim alan Montella, Süper lige damgasını vurdu, İtalyan rüzgarı estirdi. Önce defans problemini halleden, çok çalışkan bir orta üçlü yaratan, sprinter oyuncularla kontratak oynayan usta hoca ''Üzerimize gelen takım yanar'' tezini geliştirdi. Zaten hırslı olan yapısı, adaletli forma dağıtımı, daha önce İtalya'da görev yapan oyuncularımızla uyumu sonucu yakalanan aile havası, bloklar arası mesafeyi açmayan, kondisyonu iyi, beraber takım oyunu oynayan bir ekip yarattı. Galatasaray galibiyetinin bir numarasına Montella hocayı oturtuyorum...

Daha önceleri rakip takım analizleri konusunda ki eksiklikleri dile getirmiştim. Galatasaray'ı öylesine okumuş ki, tek silahları Kerem'i köşeye sıkıştırınca rakibi sol kanattan hücum yapamaz hale getirdi...

Vargas diye biri...

Transferin son günlerinde o kadar ünlü futbolcunun yanında sessiz sedasız alınan Vargas, bundan önceki maçlarda golleri ve asistleriyle dikkati çekmişti. Galatasaray karşısında başlangıçta pek göze çarpmamasına karşın, Yunus'un attığı ilk golde öyle bir pas attı ki, zamanlaması mükemmeldi. İkinci golde de topu saklayarak taşıması ve Yunus'a pozisyon hazırlaması ile maçın unutulmazları arasına girdi...

Muriç büyük kaleci...

Mancester United'den kiralık kalecimiz Muriç öyle bir form yakaladı ki, Süper ligin iyi kalecileri kervanına katıldı. Yerden ve havadan sıfır hatayla oynadı. Oyunu hızlı başlatmıyor eleştirilerime, hızlı başlatarak yanıt verdi. Umarım, bonservisini alabiliriz kalede sorun kalmaz...

Samet ''geliyorum'' diyor...

Montella'nın gelmesiyle sağ stoper formasını kapan ve bir daha çıkarmayan Samet, her geçen gün özgüven aşılıyor ve oyununu geliştiriyor. Hava üstünlüğünün yanına, kazandığı topları uzun ve isabetli atabilen yapısı ile takımımızın değişmezleri arasına girdi. Sıra geldi skor üretmeye. Duran toplarda ileri çıktığında bu kadar topla buluşabiliyorsan, gol de atacaksın...

Tecrübe abidesi orta üçlü...

Montella hoca Galatasaray karşısında tecrübeye önem verdi ve formayı Gökhan İnler'e uzattı, Gökhan da hocasını mahçup etmedi, deneyimini konuşturdu. Zaten formayı tapulayan diğer ikiliden Stambouli organizatördü, Bjarnason'da sahada basmadık yer bırakmadı. Balotelli'nin koşu eksikliğini gidermek adına her maç ''maçın en çok koşan adamı'' ünvanını alıyor...

Balotelli ve Belhanda...

Her ikiside ünleriyle, büyük rakamlara imza attılar, yıldız lanse edildiler. Galatasaray karşısında şans da buldular ama ünleriyle orantılı katkı sunamadılar. Balotelli her zaman olduğu gibi iyiydi, şovmendi. Belhanda eski takımına karşı daha etkili olmalıydı...

Taraftarı en sona sakladım...

Muhteşem taraftarımızı...Maçın sonuna kadar takımımızı destekleyen taraftarımızı...Tribünleri hemen hemen dolduran taraftarımızı...Süper lige renk kattılar, örnek oldular...Kareografileri şaheserdi...

Özetle...

Geldik ilk yarının son maçına...Haftasonu Göztepe deplasmanında olacağız. Kendi evinde kazanma içgüdüsüyle saldıran takımların başına gelen, Göztepe'nin de başına gelebilir yani tam oyun formatımıza uygun bir maç olacak. Şu anda bulunduğumuz yer ve topladığımız puan, benim için rüya gibi. Ocak transferini Murat başkanın ekonomisi ve Montella hocanın portföyü sayesinde iyi değerlendirirsek, ligin ikinci yarısında rüyalarım daha da renklenecek gibi...

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve cukurovapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.