Muhterem okurlarımız; benim gibi mutlaka sizler de Filistinlilerin vatanlarına dönüşünü  izlemişsinizdir. Kadın-erkek, çoluk- çocuk, yaşlı-genç bir çoğunun ayağında ayakkabı yok, kadınların başlarında bohça 15 aydır hasret kaldıkları vatanlarına bulundukları duruma bakmaksızın bayram havasında yürüdüklerine şahit oldum. Bu nedenle, okuduğunuz yazının başlığını “Rabbim hiçbir kulunu vatansız bırakmasın” dedim… Çocukluğumda rahmetli annem kaç kaç olayı yaşadıklarını anlatırdı…Daha evvelden de defalarca bahsettiğim gibi ben Karataş ilçesinin eski ismi Fevziye yeni ismi Gölkaya olan köyündenim… Fransızların Mersin  ikmal yolu kesildiğinde Fransızlar Karataş-Adana arasını ikmal yolu olarak kullanmaya kalktıklarında o civarda bulunan köylüler kağnı(Öküz)  arabaları ile Fransızların yetişemeyeceği kapı kumlu civarına kaçmak mecburiyetine kalmışlar. Rahmetle andığım annem “Oğlum o dönemlerde büyük sıkıntılar yaşadık. Ne var ki, Fransızlardan gelen köylere dokunmayacağız’ haberi üzerine köyümüze geri döndük. Ama evsiz barksız büyük sıkıntılar yaşadık” diye anlatırdı… Hepimizin bildiği gibi Kurtuluş Savaşı Yunan-Türk savaşı halinde cereyan etmişti. Büyük Atatürk ve silah arkadaşlarının Yunanlıları mağlup etmesi üzerine işgal güçler de dahil yabancı devletler bir bir Anadolu’yu terk etmişler… Lozan  Antlaşması ile bugün üzerimizde yaşadığımız cennet vatanın sınırları çizilmiş. Bu cennet vatanın sınırlarının çizilmesinde büyük Atatürk ve silah arkadaşlarının yapmış oldukları vatanı kurtarma hareketi  başarıya ulaşmamış olsaydı Filistin halkının  yaşadığı bugünkü sıkıntıları o dönemde yaşayan büyüklerimiz de yaşardı… Bu nedenle, bu cennet vatanı bize bağışlayan büyük Atatürk ve silah arkadaşlarına ne kadar borçlu olduğumuzu Gelibolu gezisinde Kumluca Köyü İmamının dile getirdiği şu önemli söz hatırımdan hiç çıkmadı:  “Bir Cuma günüydü.  Tur otobüsümüz Kumluca köyünde durdu. Ankaralı bir kardeşimle camiye birlikte girdim. Ezan okunuyordu. Ezan bitti, Cami İmam Hatibi aynen şöyle söyledi;  Muhterem cemaat; bugün burada ezan sesini dinlediniz. Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları Kurtuluş Savaşı’nda başarılı olmasalardı bugün burada ezan yerine Kilise Çanları çalardı.Rabbim bizlere ezan sesini dinletmeyi nasip etti. Bu güzelliği büyük Atatürk ve silah arkadaşlarına borçluyuz. Lütfen büyük Atatürk ve silah arkadaşlarına birer Fatiha okuyalım.Cami İmam hatibinin söyledikleri camide bulunan herkesi hüngür hüngür ağlattı.” Muhterem okurlarımız; yukarıda da belirttiğim gibi Allah hiçbir kulunu vatansız bırakmasın. Ancak; vatanlı olanlar da vatanlarına sahip çıkmada yaşadıkları vatanı kendileri vatan olarak kazandıranlara ezan sesini duyurmasına, şanlı bayrağımızın sürekli dalgalanmasına sebep olanları Kumluca Köyü İmamının dediği gibi; haftada bir defa değil, her gün sabah ve akşam dualarla anmada yarışmalıyız. Bu anlayışla hareket edecek olursak; büyük Atatürk ve silah arkadaşlarını kısmen de olsa borcumuzu ödemiş oluruz. Ne mutlu ki; büyük Atatürk ve silah arkadaşları rabbimizin yardımları ile bu cennet vatanı bize bırakmışlar. Biz de bunun kıymetini bilerek, birlik ve beraberliğimizi koruyarak, kardeş olduğumuzu unutmadan tadını çıkara çıkara huzur ve mutluluk içerisinde yaşamanın yollarını bulmalıyız.